♠6♠

7 1 2
                                    

Uzun arayışlar sonrasında bir şey bulamamıştık.

"Susuzluktan öleceğim!"

Hoseok haykırınca haklı olduğunu anladım. Nerden bulacağız suyu? Birden deniz kumu kokusu aldım.

"Ne yapıyorsun?"

"Havayı kokluyorum ve galiba suyu buldum."

O beni takip ederken ben kokunun derinleştiği yere gidiyordum. Birden koku kesildi.

"Ne oldu neden durdun?"

"Koku kesildi."

"Serap görmeye başladın galiba?"

"Kokuyu serap olarak nasıl göreyim? Gerçekti."

Önümdeki sarkmış sarmaşıkları ittirdim. Gördüğüm küçük çeşmeyle ağzım açık kaldı.

"Bulmuşsun!"

Hoseok hemen çantadan su mataralarını çıkardı.

"Şey kenara çekilsen de doldursam?"

Hâlâ şok içindeydim. Zar zor kenera çekildim. Ben bu çeşmeyi daha önce gördüm. Küçükken. Kendime gelince Hoseok'un doldurduğu mataradan su içmeye başladım.

"O benimkiydi?"

Hemen suyu püskürdüm. Elimle dilimi silmeye başladım.

"Öğ öğ öğ!"

"Yapma ama o kadar da pis değilim ki ben?"

"Olsun!"

Benimkini uzatınca alıp kana kana su içtim. Birazıyla da yüzümü yıkadım.

"Buraların yakınlarında olalım. Suyumuz bitince geliriz."

"Gerek yok. Yerini öğrendik. Sarmaşıkları çekip çeşmeyi görünür hâle getiririz. Su içmek için gelenleri keseriz."

"K-kesmek? Fazla canice değil mi?"

"Kazanıp gitmek istiyorum. Yoksa sen istemiyor musun?"

"İstiyorum da-"

"O zaman tek şansımız diğerlerini halledip kazanmak."

Ses çıkarmadan onayladı. Birilerini öldürmek o kadar da kötü bir şey değildi ki? Bundan mı korkuyordu yoksa? Saçma. Mataraları son olarak doldurduk. Çeşmenin arkasındaki dağa çıktık. Zaten çok yüksek bir yer değildi. Oradaki bir ağaca çıkıp bekledik. Akşam olunca;

"Uyumak istiyorum artık!"

Ağzımdan istemsiz çıkan isyana engel olamadım. Göz kapaklarım yavaşça kapanıyordu ve ben 'durun' bile diyemiyordum. En sonunda kendimi bıraktım ama düşmeyi beklerken yumuşak bir şey beni engelledi.

"Şşşşş. Çok yoruldun biliyorum. Bu gece seni ben kollayacağım."

Beni göğsüne daha çok çekti. Sonra geniş olan bir dala sağlam bir iple bağladı. En azından zorlanmadığım sürece kopmazdı. Ben tüm bunlar olurken ölü gibiydim. Hiçbir yerimi kıpırdatamıyordum. Ne oldu da bir anda bu kadar çok uykum geldi ve yoruldum anlamıyorum.

Hoseok

Çok yorulmuş olmalıydı. Gerçek hâlinde de uyurken de çok tatlıydı.  Ona kendimi kaptırmaktan korkuyordum. Ona baktıkça eksik bir şeyleri hatırlıyor gibiydim. Jungkook'la acilen konuşmam gerekiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 22, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Survivor~JHS~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin