1.9

449 40 18
                                    

Magnus çok sert nefes alıyordu ve Alec bu kadar heyecanı hak etmediğini düşünüyordu.

Elindeki bardağı yanında oturan Magnus'a uzattı. Magnus ince bir sesle teşekkür edip reddetti. Elleri, aylar öncesinden seçtiği montunun eteklerini sertçe kavramıştı ve nasıl titrediklerini Alec bilsin istemiyordu.

Magnus gözlerini hafifçe Alec'e çevirdi. Onun Alec'ine. Gözlerinde hayal kırıklığı görmekten korkuyordu.

Alec ona şaşkınlıkla bakıyordu. Elindeki bardağı yavaşça dudaklarından çekti ve işaret parmağıyla ağzının kenarında kalan bir damlayı sildi. Magnus bardağı kabul etmediğine pişman oldu.

"Söylesene," dedi Magnus. "o bardağın içinde ne var?"

Alec gözlerini bardağına çevirdi ve serin bir sesle "Şarap." diye cevapladı.

Magnus bir kez daha kabul etmediğine pişman oldu.

Alec onun sıkıca birbirine bastırdığı bacaklarına, montunu kavrayan, uçları bembeyaz olmuş parmaklarına baktı.

İç çekerek ayağa kalktı ve elindeki bitmiş şarabı çöp kutusuna fırlattı. Dönünce Will'e yeniden teşekkür edecekti. Başını Magnus'a çevirdiğinde onun kocaman olmuş, korkuyla dolu gözleriyle karşılaştı.

Magnus, "Gidiyor musun?" diye sordu.

Sesi hayal kırıklığı ve gözyaşlarıyla doluydu.

Alec hızlıca yanına döndü. Kelimelerle arası iyi değildi. Bu yüzden başını Magnus'un omzuna yasladı.

Saatlerce o şekilde oturdular.

Magnus yavaş yavaş rahatladı ve elini çekingence Alec'in saçlarına yerleştirip başını göğsüne çekti.

Kollarını Alec'e doladı.

Yüzyıllarca yaşamıştı.

Fakat bu kadar huzurla dolmayalı çok uzun zaman olmuştu.

**

Sonraki bölüm daha da bir konuşmalı olacak jsjsj Malec ❤️

Mea CulpaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin