sixteen

89 26 2
                                    

"Olmaz Tae!"

"Yok yaa senin karın geldi ama buraya."

"Oğlum adı üstünde o benim karım tabi buraya gelecek!"

"Yaa işine ne gelirse onu yapıyorsun bırak ben küstüm sana oynamıyorum."

"Neyi?"

"Zıkkımın kökünü!"

Ben en sonunda delireceğim. Zaten bunu eve aldığım hata.

"Yaa noluyor burda?"

"Tae ile kavga ettik."

"Şaşırmadım, kaç gündür kavga ediyorsunuz."

"Söyle şuna saçma şeyler isteyip bana küsmesin."

"Yok yaa. Ben sizin posta güvercininizmiyim? Evde 2 dakika yokum olanlar bu."

"Off banane yaa"

Deyip içeri gittim. Cidden yani hem saçma şeyler isteyip küsüyor hemde onun yüzünden Momo ile ben kavga ediyorum.

Tam uykuya dalacakken telefondan gelen mesaj sesiyle irkildim.

Tzuyu: Her yuva yıkılır, her aşk biter.

"Yoongii!"

"Momo!"

Deyip onun yanına gittim. Telefonunu gösterdi ve mesaj Mark'dan gelmişti. Oda aynı şeyi yazmıştı.

Bunlar artık cidden benim sindirimi bozmaya başlamıştı. 

"Bir dakika... En önemli şeyi nasıl anlamadım."

"Neyi?"

"Bak, evleneceğimiz gün Mark bana mesaj atmıştı evleneceğimizi bir yerden öğrenmişler ama nereden?"

Momo bir koltuğa oturdu ve düşünmeye başladı. Sonra Tae'nin kapıdan çıktığını gördüm.

"Nereye?!"

Dedim ama duyan kim. Kapıyı çarpıp çıktı.

"Momo ben biraz hava almaya çıkacağım."

"Tamam."

Ona sarılıp çıktım. Eğer bir gün kız gibi depresyona girersem hiç şaşırmayacağım.

Momo'dan:

Yoongi çıkınca daha çok endişelendim. En sonunda beni akıl hastanesine yatıracaklar. Ne demek her yuva yıkılır her aşk biter?

Sonra kapı çaldı açtım ve çığlık attim. Çünkü direkt içeri gelen ve ağzımı kapatan bir Mark beklemiyordum.

"Sus! Demek o çocuk ile evlendin. Bunun bedeli ağır olacak." 

Dedi ve ağzıma mendili soktu resmen bu ne biriktirmiş içinde.

Ama en son duyduğum şey Tzuyu'nun kahkahalarıydı...

~

Uyandığım karanlık bir odadaydım. Ellerim ve ayaklarım bağlı değildi. Odanın en yukarısında küçük bir pencere vardı.

Sadece oradan ışık geliyordu. Kapıyı görünce belki kilitli değildir umuduyla açmaya çalıştım ama kilitliydi.

Sonra bağırmaya başladım. Herhalde bu sesimi duyan Mark ıçeriden geldi ve beni duvarla arasına aldı.

Kaşla göz arasında nasıl yaptığını anlamadım.

"Sana en son sus demiştim."

"ŞEREFSİZ!"

Diye bağırmam üzerine saçımdan tuttu. Ama mübarek ne tutmak kökünden koparacak sanki.

"Sen bugün burada benim kediciğim olacaksın."

"NE!"

Diye bağırmam üzerine bir tokat yedim. Sonra ıçeriden Tzuyu geldi.

Keyifle bizi izliyordu. Sonra Mark beni kucağına alıp bir odaya götürdü.

Tzuyu'nun da yardımıyla beni alete benzeyen bir yere yatırdılar.

Sonra Tzuyu çıktı ve Mark önümde soyunmaya başladı. NE! Yoongi neredesin.

Sonunda bende Mark'ın önünde iç camasirlarımla kaldım. Sesim kısilana kadar bağırıyordum ama kimse gelmiyordu. Lanet olsun.

Sonunda Mark tamamen beni soymuştu. Parmaklarıyla kızlığımı okşamaya başlamıştı. Ellerimi artık hareket ettiremiyordum bileklerim morarmıştı.

Sonra içeriye Tae ve Dahyun kapıyı kırarak girdi. Dahyun silahı Tzuyu'nun kafasına dayamış tehdit ediyordu.

Sesleri artık duyamıyordum. Etraf kararmaya başlamıştı ve sonu yok.


I'm Falling In Love With You' MomoGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin