Kendisine sarılmış Merve'ye baktı uyku sersemliğiyle Kerim.Ne kadar güzel olduğunu düşündü kadının.Dağılmış saçları,her an açılacakmışçasına kapalı gözleri,ince örtünün altına serilmiş bedeni.Ufak bir gülümseme sardı dudaklarının etrafını.Kadına bakmak bile yetiyordu ona.
Eskiden şairleri aptal bulurdu.Aşklarını söyleyemediklerinden yazdıklarını düşünürdü.Merve'yi kaybedince değişti düşünceleri.Şimdiyse yanında uzanan kadına şairane bir gözle bakıyor,gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu düşünüyordu.Mükemmel değildi Merve.Mükemmelin de üstündeydi Kerim için.Düşüncelerini bölen kapı sesiyle ayaklandı.Merve'nin uyanmasıni istemiyordu bu yüzden hızlıca gömleğini geçirdi üzerine.Kocaman adımlarla kapıya kadar gitti.
"Günaydın Gandalf.Hiç uyanmasaydın saat 12 oldu."
"Derin n'apıyosun?"
"Seni uyandırıyorum çünkü kahvaltıya gidicez.Ha bide Merve hangi odada biliyor musun?Aradım ama bulamadım."
Kerim gerildiğini hissetti.
"Sen boşver Merve'yi ben uyandırırım onu.Siz gidin kahvaltıya biz geliriz."
Derin şüpheci bakışlarını Kerim'in üzerinden çektiğinde hafiften rahatladı Kerim.
"Tamam o zaman çıkıyoruz biz.Sana konum atarım."
"Tamam."
Eğilip kardeşinin yanağına bir öpücük kondurdu Kerim.
"Sen şimdi evlendin demi?"
"Hmm öyle oldu biraz."
Ufak bir sarılma merasiminden sonra Derin'in odasına gitmesini bekledi Kerim.Hızlıca kapıyı kapatıp Merve'nin yanına gitti sonra da."Senin yüzünden ne hallere düştük görüyor musun?Liseliler gibi saklanıyoruz böyle."
Merve gülümseyerek gözlerini açtı ve üstüne çıktı yanında uzanan adamın.
"Çok şikayetçiysen başka birini bul kendine."
"Bak güzel fikir aslında.Ama zor iş.Yani şimdi onun huylarını öğrenicem,o benimkileri öğrenicek.Şarkımız olucak.Özel günler ezbere alınacak.Zor iş zor.Napalım artık elimizdekiyle idare edelim biz de."
Gülümseyerek bir öpücük kondurdu Kerim'in dudaklarına.
"Günaydın sevgilim."
"Günaydın faslı için biraz geç oldu ama günaydın güzelim."
"Bana bak sen böyle her şeyden şikayetçi mi olacaksın?Ha öyleyse söyle baştan önlemimi alayım."
Ufak sürtüşmeler,ufak gülüşmeler geçti aralarında.
"Merve."
"Hıı?"
"Kahvaltıya gitmemiz gerekiyor."
"Ya Kerim ama ben çok yorgunum.Gitmesek olmaz mı?"
"Üzgünüm bebek gitmek zorundayız.Derin kesin emir verdi."
Yuvarlanarak kalktı yataktan Merve.Onun bu hali Kerim'i güldürmeye yetmişti.
"Pff tamam o zaman ben duşa giriyorum."
Ayaklarını sürüyerek arkasını döndüğünde Kerim durdurdu onu.
"Ben de geleyim mi?"
"Saçmalama Kerim."
"Ne saçmalaması Merve.Sevgilim değil misin?Hem dün hiç saçmalama demiyordun."
Kerim'in omzuna bir yumruk indirdi Merve.Kendince çok güçlü bir yumruktu ama Kerim etkilenmemişti bile.
"Edepsiz herif."
Kerim kocaman bir kahkaha attı.
"Herif mi?"
Karşısındaki adamın dikkatı dağılınca koşarak banyoya gitti Merve.
"Yenildin Adil Sağlam.Şimdi kapının önünde ağla bakalım."
"Sen öyle san Merve Benal."
Su sesinin gelmesini bekledi.Planı belliydi.Merve telaşla kapıyı kitlemeyi unutmuştu ve Kerim bunu kesinlikle kullanacaktı.
Beklediği işareti almasıyla birlikte ses çıkarmamaya dikkat ederek kapıyı açtı.Merve şarkı söylüyordu ama su sesinden hangi şarkı olduğunu anlayamamıştı Kerim.Biraz daha ilerleyip sessizce duşa kabinin kapılarını açtı.Merve gözlerini kapatmış şarkıya kendini kaptırmıştı.Kerim kapıları kapatıp beline sarılınca irkilerek bir çığlık attı.
"Şşşt sakin ol benim."
"Kerim delirdin mi sen?Ağzım burnuma geldi."
"Zaten kahvaltıya geç kaldık.Zamandan tasarruf edelim diye beraber duş alalım dedim."
Merve kızmıştı ama suyun altında kendisiyle beraber sırıl sıklam olmuş adamı duştan atmayı da istemiyordu.
"Eh iyi madem.Ama oynaşmak yok."
Kerim suç işlemiş gibi ellerini kaldırdı ve tekrar etti Merve'yi.
"Oynaşmak yok."
Kerim'in sakallarına uzandı Merve.Onun sakallarıyla oynamayı seviyordu.Merve sakallarıyla oynarken gözlerini kapattı Kerim.
"Ben gelmeden önce şarkı söylüyordun devam etsene."
Tebessüm etti Merve ve söylerken zamanı unuttuğu şarkıya başladı.