~22. BÖLÜM~

1.3K 91 40
                                    

"Senin yıldızın var mı?"

"Küçükken vardı ama benim karanlığımda söndü"

"O cinayetleri sen işlemiyordun değil mi?"

"Anlattık ya kızım"

"Ne zamandır görmüyorsun anneni?"

"4-5 ay falan"

"Sence o adam getirir mi anneni"

"Sen çok soru soruyorsun biraz susar mısın?"

"Tamam sustum"

Telefonum çalmaya başladı. Bende açtım

"Alo"

"Alo Kaan"

"Kimsin?"

"Az önce geldin ya andaval"

"Düzgün konuş lan, niye aradın"

"Annen yarın gelecek söylediğim yerde buluşalım"

"Tamam söyle"

Adresi verdikten sonra kapattı.

"Nolmuş?"

"Anneni yarın getireceğiz diyorlar"

"Ciddi misin"

dedi Su yerinde kıpırdarken.

"Evet ama yinede dikkatli olmamız lazım bu yüzden sen gelmiyorsun."

"Niyeymiş o?"

"Çocuk oyuncağı değil bu Su"

Çocuk gibi kollarını birbirine bağladı. Ooy oy ne yapacağım ben bununla.

"Su bak gördün bugün ne olduğunu laf yemekten veya sana bakmalarından başka bir boka yaramadın"

"Ya yararsam?"

"Ne yapacaksın Allah aşkına? Adamlara iyi olmalarını her insanın masum olduğunu falan mı anlatacaksın?"

"Ya lütfen yanında olmak istiyorum"

"Tehlikedeyken yanımda olma"

"Ama neden?"

Allah'ım sabır ver.

"Bak tamam gel ama en ufak bir tehlike sezeyim senin hakkında alır götürürüm seni"

"Sen beni değil anneni ve kendini düşün"

"Kimi düşüneceğimi şaşırdım artık ben"

diye mırıldandım

"Efendim?"

"Yok bir şey hadi seni evine bırakayım"

Salıncaktan indim. Onunda inmesini bekledim ama o inmedi

"Hadi ama Su neyi bekliyorsun ki?"

"Benim yıldızım şu"

Parmağı havada ve o gökyüzüne bakıyordu. Bende yukarı baktım.

"Hepsinden farklı bir yerde sanki yanlız gibi"

"Sen yanlız mısın?"

"Mesela hiç arkadaşım yok yetmez mi?"

Salıncaktan indi.

"Artık var ortak"

göz kırpttım ve yumruğumu uzattım. O da yumruğuma yumruğunu değdirdi.

"E o zaman bu yarın beni gelip alacağın anlamına mı geliyor?"

"Evet hafta sonu olduğu için. Eğer okulun olsaydı götürmezdim seni"

"Şu okul bütün hayatımı mahvetmek mi zorunda?"

kısa bir kahkaha attıktan sonra yürümeye başladım.

"Sallanma hadi"

Taksiye binip Su'nun evine geldik. Onun içeri girdiğinden emin olduktan sonra bende eve gittim...

Sabaha kadar plan yaptım. Bu işte bir iş olmalı kesinlikle ters köşe yapacaklar. Umarım anneme birşey yapmazlar. Saat yediye çeyrek geçiyordu. Su'ya dışarı çıkması için mesaj attım çünkü ben gidene kadar anca çıkardı. Bende yaklaşık 20 dakika sonra onların evinin önüne geldim. Su kapıda bekliyordu.

"Geldim dedin ve ben nasıl aceleyle hazırlandım biliyor musun? 10 dakikadır burda bekliyorum"

"Demek ki kızlar da hızlı hazırlanabiliyormuş. Bu bilgiyi öğrendiğim iyi oldu"

"Çok komiksin."

"Biliyorum"

"Hadi gidelim de anneni kurtaralım"

Adamla sözleştiğimiz yere geldik ve beklemeye başladık bir araba geliyordu hızlıydı onun burda duracağını düşünmüyordum.

"Şu mu?"

"Sanmam"

Araba yanımızdan geçerken aşağı birşey düştü. O ne lan? Hassiktir. Ceset mi lan o?

"O... o ne"

dedi Su. Kahretsin biliyordum işte ters köşe yaptılar ama bunu beklemiyordum.

"Su tamam sakin ol sen şimdi otur buraya bende ona bakıp geliyorum"

Su'yu kaldırıma oturttum ve cesedin yanına gittim. Parmağımı boynuna götürdüm, yaşamıyordu. Şerefsiz herifler. O sırada adamın ceketinin cebinden telefon çalmaya başladı. Telefonu çıkarıp açtım...

CİNAYET GÜNÜ / •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin