0.6

6 1 0
                                    

TAEYONG

Jiwon kulaklıkla Wooseok'a ulaşmaya çalışırken Lisa'nın endişeli yüzüne bakıp ''Sakin ol, Wooseok bu, kurtulur.'' dediğimde cevabı hiç gecikmemişti. ''Hiç bu kadar geç kalmamıştı, farkında mısın?!''. Soojin kulaklığına dokunarak ''Suki şakanın sırası değil, gel artık!'' diye bağırdı. Jiwon'un sinirle kulaklığını çıkartıp yere fırlatmasıyla ortam daha da gerildi.

''Sence bu yaptığı şaka mı amına koyayım!?'' diyen Lisa'ya kimse karşılık verememişti. Lisa tekrardan bağıracakken gelen araba sesiyle arkamızı döndük. Hepimiz arabaya doğru koşarken Wooseok dışarı çıktı. Maskesinin açık bıraktığı taraftan akan kanları gören Lisa, Wooseok'u tutarak maskesini çıkarttı. Bayılacağını anladığım sırada omuzlarından sarılarak Wooseok'u tuttum.

***

LISA

Saatlerdir Woo'nun yatağının yanında durmuş uyanmasını bekliyordum. Kapalı gözlerine bakmaktan sıkılıp sandalyeye yaslandığımda kapı açıldı. Soojin içeri girerek yanımda eğildi, ''Hadi Lisa, sen geç dinlen. Ben beklerim burada.''Kafamı iki yana sallayarak ''Hayır.'' dedim, ''O uyanmadan işemeye bile gitmem.'' Gözlerini devirdikten sonra kapıya yönelerek ''Seni ikna edebileceğime inansam ısrar ederdim ama seni tanıyorum.'' dedi. Göz kırptıktan sonra odadan çıktı.

''Seok-ah, küçükken seni yataktan itip uyandırırdım. Uyandığında bana bağırınıp dururdun.'' dedim. Sesimi incelterek konuşmaya devam ettim. ''Lisa yah, insan ol azıcık! Böyle mi uyandırılır? Nasıl ablasın ya sen!..'' Hafifçe gülümseyip tekrardan yüzüne baktım. ''Bir müddet daha uyanmazsan seni tekmeleyerek uyandıracağım..'' Kimsenin görmeyeceğini bilsem de akan gözyaşımı hızlıca silerek kafamı Wooseok'un yatağına yasladım.

''Yah Lisa. Bayılmış kardeş böyle mi uyandırılır? Nasıl ablasın sen.'' Duyduğum sesle kafamı aniden kaldırıp, açık gözlerini gördükten sonra ayağı kalktım. ''Bu sözleri duymak kalbimi bin parçaya böldü.'' demesiyle zıplamalarımın arasından kaçan çığlıklarla içeri -bizimkilerin yanına- koştum.

''Uyandı.'' dedikten sonra odaya geri dönüp yaralarına dokunmadan sarıldım. Sarılmama karşılık verememesiyle bacağına ufak bir şamar attıp devam ettim, ''Aptal çocuk, o kulaklıklar neden var?''.

Diğerlerinin de odaya girmesiyle Wooseok konuştu ''Önce bir bardak su mu versen?''.

Soojin elindeki suyu uzakttıktan sonra Jiwon'un ''Bize niye cevap vermiyosun? Meraktan birbirimizi yiyorduk.'' demesiyle Soojin lafa girdi, ''Gerçek anlamda yiyorlardı. Biraz daha geç gelsen kavgaya yetişecektin.''.

Wooseok, boş bakışıyla ''Zaten hepiniz başarız olacağımı düşünmüyor muydunuz?'' deyince ortamda garip bir sessizlik oluştu. ''Tamam.'' dedim, ''Siz çıkın, ben konuşup öğrenirim derdini.''

Herkes çıktıktan sonra ne oluyoruz anlamında kafamı salladım. ''Dediğim gibi işte, hepiniz bunu bile beceremediğimi düşünmediniz mi? Bunu bile yapamadı, o neden aramızda?'' demesiyle kaşlarımı çatıp baktım. ''Kendine gel, herkes senin için endişelendi. Altı yaşındaymış gibi davranma.''

''Benim için mi endişelendiler, yoksa yakalanırsam öteceğim için mi?'' Sadece bakmakla yetindim. ''Ya da sen, sen sadece kardeşin olduğum için endişelendin. Eğer kardeş olmasak benim için endişelir miydin? '' dediğinde kendimi gülmekten alıkoyamamıştım.

Sakinleştikten sonra Wooseok'a baktım. ''Sen, gerçekten fazla ileri gidiyorsun. Dört saat Wooseok, içerdekiler ve ben -yani ablan- senin için endişelendiğimizden dört saattir sadece bekliyoruz. Acaba uyanacak mı? Ya uyanmazsa? Taeyong'un kendini ne kadar kötü hissettiğini biliyor musun? Sana bağırdığı için dört saat oturduğu yerden kalkmadı. Dört saat boyunca sana, burda yalvardım. Söylediklerini tekrar düşündükten sonra konuşalım.''

Tam kapıdan çıkacakken arkamı dönünce sinirli yüzüyle karşılaştım. ''Ayrıca biri gelip,kardeşim olmadığını söylerse yapacağım tek şey ağzının ortasına tekme atmak olur.''

***

Bir süre sonra tekrar yanına gittiğimde uyuduğunu gördüm. Yanına yatarak ''Aptalın tekisin.'' dedim, ''Beni uyuduğun numarasına inandırabileceğini düşündüğün için aptalın tekisin.''. Gözlerini açmadan gülümseliğinde ''Ve ilgi bekleyen çocuğun tekisin.'' Tam aksini belirtmek için ağzını açacakken ağzına vurup ''Şimdi bu bebeğin kalkması gerek çünkü kafasını sağlam vurmuş. 24 saat uyku yok sana ve senin yüzünden bize de.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝓞𝓵𝓭-𝓽𝓲𝓶𝓮 𝓣𝓪𝓵𝓮𝓼Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin