Bugün de her zamanki gibi başlamıştı. Normal yani, her zamankinden kastım normaldi. Yanımda Taehyung ile birlikte okula gelmiştik. Evlerimiz yan yana olduğu için okula birlikte gelir ve birlikte dönerdik genelde. Aynı zamanda okul dışındaki yerlere de çoğu zaman birlikte giderdik. 7/24 birlikte olmamızın üzerine bir de çok iyi anlaşıyor olmamız en yakın arkadaşlar olmamıza sebebiyet vermişti."Annen öğlen için tuzlu salatalık koydu mu?" Okulun geniş kapılarını ittirirken Taehyung umut dolu bir ses ile sormuştu. "Evet." Kıkırdayarak konuştuğumda Taehyung da, "Yaşasın!" Diye bağırmıştı. Yüzümüzde gülümsemeler, yani ben Taehyung'a gülüyordum o ise tuzlu salatalık sayesinde gülüyordu, ile sınıfımıza ilerlemiştik.
İlk dersin geometri olması kafamı uçurma isteğimi körüklese de sakin bir şekilde en arkadaki yerime oturmuştum. Bu derste Taehyung ile birlikte oturmuyorduk— oturamıyorduk. Geometri hocamız Bayan Kwon'un söylediğine göre fazla konuşuyor ve dersi sabote ediyorduk. Bu nedenle de Taehyung'u iki sıra önüme geçirmiş, orada oturan çocuğu da benim yanıma almıştı.
Her ne kadar Taehyung ile oturamamak biraz sıkıcı olsa da yanıma gelen çocuk da iyi biriydi. İyi anlaşmıştık ve kolaylıkla arkadaşım diyebilirdim. Bana göre biraz fazla derslerine düşkündü ama onun dışında ortak yönlerimiz bile vardı.
"Günaydın." Yanına yerleşmemle beraber burnundan hafifçe kaymış gözlüğünü düzelten Eunwoo konuşmuştu. Sırt çantamı sıranın yanına astıktan sonra ona dönüp gülümsedim. "Günaydın. Bugün biraz solgun gözüküyorsun?" Kaşlarım havalanırken sormuştum. Eunwoo hafifçe gülümseyip başını sallamıştı. "Dün geç saate kadar Biyoloji çalıştım...Ayrıca bir kitap kulübüne başvurdum." Demişti ve gözlerini tekrardan önündeki matematik testine çevirmişti.
"Anladım..." Diye mırıldandıktan sonra etrafa bakınacaktım ki Taehyung'un arkasını dönmüş bana baktığını gördüm. Kaşlarım havalandığında ağzını kapatarak gülmüş, bir saniye der gibi işaret parmağını kaldırmıştı. Gözlerimi devirdikten sonra elini ağzından çekmiş ve parmağıyla kendi işine bakan Eunwoo'yu göstermişti. 'Ne olmuş ona' dercesine başımı eğip kaşlarımı kaldırdım.
"Ucube!" Diye yüksek bir sesle konuşup önüne dönmüştü. Gözlerim kocaman açılırken dudaklarımı birbirine bastırıp bir anda Taehyung'a dönmüş sınıf arkadaşlarımda gözlerimi gezdirdim. Herkes kime dediğini anlamaya çalışırken gözlerim yavaşça Eunwoo'yu bulmuştu. O da pek anlamamış gibiydi fakat omzunun üstünden bir kaç saniyeliğine ona bakıp gülen Taehyung'dan sonra yüzü düşmüştü.
Kalemimin arkasını çiğneyip oturduğum yerde biraz aşağı kayarken aklımdan Taehyung'a yapabileceğim işkence türleri geçiyordu. Taehyung sürekli olarak insanlara laf ederdi ve— tamam yalan söylemeyeceğim bunu ben de yapardım fakat Eunwoo'ya yapmasından hoşlanmıyordum çünkü onu severdim. İyi biriydi ve buna rağmen çoğu kişi onu sevmiyordu. Nedenini asla anlayamamıştım.
"Okuldan sonra bir şeyler yapmak ister misin?" Fısıldayarak Eunwoo'nun kolunu dürtmemle bana dönmüştü. "Ah olurdu ama dedim ya, bir kitap kulübüne başvurdum. Oraya gitmem gerek." Demiş ve zorla gülümsemişti. "Ah tamam o zaman. Başka zaman?" Gülümsemiştim. Başını olur anlamında salladıktan sonra önüne dönmüştü. Moralinin bozulduğunu anlamıştım bu yüzden yarın eğer müsait olursa ona bir tatlı ısmarlayabilirdim.
++
Uzun bir gündü fakat okul sonunda bitmişti. Şimdi ise çıkışta Taehyung ve diğerlerini bekliyordum çünkü bugün bizim eve gitme kararı almıştık. Aynı zamanda Seokjin hyung evlerinden Viedoklis getiriyordu. Uzun zamandır Viedoklis ile yedimiz birlikte oynamamıştık ve özlemiştik diyebiliriz. Bu bizim için bir çeşit klasik olmuştu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VIEDOKLIS. ⠀⠀[ YOONMIN ]
Fanfiction"Sadece eğlencesineydi. Biliyorsun, tüm gençler partilerde bu oyunu oynar ama bu sefer farklıydı. Sıra bana geldiğinde ve Viedoklis'i içtiğimde, arka bahçemi görmüştüm. Katilin gözlerinden, yerdeki cesedi görmüştüm." © autaematic 2019