Karşımda genç bir kadın oturuyordu. Hatta kişisel görüşüme göre, bu işi yapmak için fazla genç bile duruyordu. Güzeldi, uzun kızıl saçları omuzlarından aşağı dökülüyordu ve gözleri de çok güzel bir kahverengiydi. Onu incelerken biraz uzun bakmış olmalıydım ki yüzüme doğru salladığı kalem ile kendime gelmiştim. Gözlerimi hızla kırpıştırdığımda kıkırtısını işitmiştim."Merhaba Jimin, ben Soojin. Nasılsın bugün?" Elindeki kalemi, ortamızdaki masanın üzerinde duran boş kağıtların üzerine koymuştu. Gözlerim kısa bir süreliğine masadakilere kaydıktan sonra tekrar ona bakmıştım. Başımı yavaşça sallayıp baş parmağımı iyi olduğumu söylemek istercesine kaldırmıştım. Cevabıma gülümseyen Soojin'in bir anda koltuktan kalkıp masanın önüne, yere çökmesiyle şaşırmıştım.
Pantolonu yüzünden rahat hareket edebilirken bağdaş kurmuş ve bana bakıp kaşlarını havalandırmıştı. "Ee gelmiyor musun?" Demişti. Bunun üzerine hızla yerimden kalkıp yere oturdum ben de. Tam karşımda oturuyorken masadaki boş kağıtlardan birini önüme itmişti.
"İletişimin tek yolu konuşmak değildir. Çizerek de iletişim kurabiliriz." Demişti. "Önündeki kağıda son bir kaç gündür nasıl hissettiğini çizebilir misin?" Diyerek devam etmesiyle yutkunup başımı sallamıştım.
İlerideki kaleme uzanıp bakışlarımı kağıda diktiğimde beklemeden kalemi kağıt üzerinde hareket ettirmeye başlamıştım. Yandaki pakette duran renkli kalemlerden başka bir tanesini alırken dudaklarımı dişliyordum. Son bir kaç gündür hissettiklerimin artık vücudumdan dolup taştığını hissetmem Soojin'in benden istediği şeyi yapmamı oldukça kolaylaştırıyordu çünkü buna ihtiyacım vardı.
Çizimin bitmesi fazla sürmemişti çünkü zaten özenmemiştim. Kaba taslak olmuştu lakin ne olduğu belliydi.
"Bitti mi?" Kalemi bırakmamı izleyen Soojin sorduğunda başımı salladım. "Peki bakabilir miyim?" Temkinle tekrardan sorduğunda yine başımı sallamış, sonra da kağıdı onun önüne ittirmiştim. İlerleme kaydettiğimizi düşünerek gülümsemesiyle kağıda uzanmış ve önüne koymuştu. Saniyeliğine yüzü düşmüştü, fark etmiştim. O ise bunu fark ettirmemek için hızla gülümsemesini takınmıştı tekrardan.
"Bu...Derin olmuş." Demiş ve nefesini verip gülümseyerek bana bakmıştı. "Ama merak etme Jimin. Seni çizdiğin soğuk denizlerden kurtaracağım." Demişti sonra da.
Kağıdı tekrardan önüme ittirdiğinde dudaklarımı büzüp çizime baktım. Kağıdı tamamen açık maviye boyamış, aralara öylesine koyu maviler katmıştım. Kağıdın ortasının biraz altında bir çöp adam vardı. Boynuna, ellerine ve ayak bileklerine zincir dolanmıştı. Yüzünde ise amatörce çizilmiş lakin acıyı ifade ettiği ortada olan bir ifade vardı.
"Resimdeki sensin değil mi?" Diye sormasıyla başımı sallamıştım. "Peki neden ortadasın? Neden yukarıda, neden aşağıda değilsin?" Demesiyle hızla başımı iki yana salladım. Kaşları çatılmış çenesini hafifçe havaya kaldırıp önümdeki kağıda dikmişti gözlerini. "Ah...anladım. Ortanın biraz daha aşağısındasın." Deyip dudaklarını birbirine bastırmıştı. Bu sefer doğru söylemesinin üzerine başımı onaylarcasına salladım. "Neden?" Demişti sonra da. "Neden ortanın aşağısındasın?"
Kalemi almıştım elime tekrardan. Bu sefer çizmemiş, bu sefer yazmıştım. Kağıdın en üst kısmına 'SANITY' yazmıştım. En altına, çizdiğim denizin en dibine ise 'THE END'.
Soojin'in gözleri kısılırken bir süre düşünse de ne demeye çalıştığımı anlamıştı. Anladığını biliyordum.
"Merak etme." Demişti ve bir anda ayağa kalkmıştı. Bu sefer tam yanıma oturduğunda ona dönmüştüm. Elini masadaki kalemi tutan elimin üstüne koyup sıktıktan sonra başını hafifçe yana eğmiş ve oldukça içten bir gülümseme sunmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VIEDOKLIS. ⠀⠀[ YOONMIN ]
Fiksi Penggemar"Sadece eğlencesineydi. Biliyorsun, tüm gençler partilerde bu oyunu oynar ama bu sefer farklıydı. Sıra bana geldiğinde ve Viedoklis'i içtiğimde, arka bahçemi görmüştüm. Katilin gözlerinden, yerdeki cesedi görmüştüm." © autaematic 2019