VIEDOKLIS - Es sevi pierādīju

1.5K 94 44
                                    


VIEDOKLIS bir çeşit iksirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



VIEDOKLIS bir çeşit iksirdi. Günümüzde gençler bunu eğlence için kullanırdı çoğunlukla. Hatta belli başlı partilerde bir gelenek haline gelmişti Viedoklis ile oyun oynamak.

Bu seferki toplanmamızda da Viedoklis elden ele dolaşıyordu yine. Yedimiz de evin istediğimiz bir kısmına geçmiştik. Ben kendi odamda, üst kattaydım. Çalışma masama dönüktüm ve yüzümde heyecanlı bir gülümseme vardı çünkü...Hadi ama! Kim Viedoklis ile oynamayı sevmezdi ki? Partilerde oynandığı zaman değişik olabilirdi tabii. Çünkü Viedoklis size yakınınızdaki bir kişinin gözünden görme fırsatını verirdi ve bir partideyken işeyen birine şahit olabilirdiniz. Veyahut daha da kötüsü, sakso çeken birinin gözleri olabilirdiniz.

"İçiyorum!" Taehyung'un gür sesi tüm evde yankılanmıştı. Kendi kendime kıkırdadığım sırada eve sessizlik hakimdi. Viedoklis'in etkisi beş dakika kadar sürüyordu ve bu süre dolmadan isteseniz de kendi gözlerinize dönemiyordunuz. Dedim ya, bazen bu deneyimlemeyi istemeyeceğiniz bir şey olabiliyordu.

Beş dakika geçtikten sonra Taehyung'un sesi bölmüştü sessizliği. "Tanrım hangi şerefsiz orospu çocuğu sikini açtı?!" Diğer herkesle beraber kocaman bir kahkaha patlatmıştım. Elim karnımı tutarken, koşar adımlarla alt kata inip salona geçmiştim. Diğerleri de durdukları yerlerden salona doğru geçerken kollarını birbirine kavuşturmuş Taehyung hepimize suçluymuşuz gibi bakıyordu.

"Biriniz Jimin'in ailesinin odasındayı. Tam yatağın yanında hani şu camın olduğu tarafta. Aynı zamanda lanet sikini de çıkartmıştı! Tahminimce de bu kişi Hoseok." Kısık gözleri Hoseok'u bulduğunda Hoseok gülmeye başlamıştı. "Biliyordum!" Taehyung yüksek sesle konuşup Hoseok'u ittirdiğinde kimse kendini tutamayıp kahkaha atmıştı.

"Adi herif." Taehyung gözlerini devirip son bir kez Hoseok'un ensesine vurduktan sonra geri çekilmişti.

Alçak kahve masasındaki Viedoklis şişesini büyük elleri arasına alan Taehyung şişeyi bana uzatmıştı. "Al sıra sende." Demişti. Şişeyi güle oynaya almıştım. Bu sırada diğerleri koşar adımlarla eve dağılmışlardı. Doğru düzgün bir yerde sabitlenmeleri için biraz bekledikten sonra şişenin kapağını açtım.

"İçiyorum!" Diye bağırmamla birlikte şişeden iki yudum almıştım. Bir kaç saniye içerisinde gözlerim kararırken sanki kanım damarlarımda donmuş gibi hissetmiştim. İçime yayılan soğuk his oldukça tanıdık gelirken parmaklarımın karıncalandığını hissettim. Boğazım kuruduğu için yutkunduğum sırada tekrardan görmeye başlamış, sanki ölmüştüm de tekrardan dünyaya gözlerimi açmıştım. Bir başkasının vücudunda.

Etrafı netleştirmek adına gözlerimi biraz kırpıştırdıktan sonra buranın arka bahçemiz olduğunu fark etmemle kafam karışmıştı. Sadece evin içinde duracağız sanıyordum. Evin dışının yasak olduğunu söylememiş miydik?

Herneyse.

Benden bağımsız bir şekilde hareket eden bedenin ayak sesleri dolduruyordu kulağımı. Havuzumuzun yanından yürürken daha da kafam karışmıştı şimdi.

Biz bu oyunda hareket etmezdik ki?

Kalp atışlarım hızlanırken gözleri olduğum bedenin arka bahçemize uzanan merdivenlere dönmesiyle kan beynime sıçramıştı. Sanki biri boğazımı kalın bir ip ile sıkıyormuş gibi hissetmeye başladığım sırada beden, yerdeki kanlar ile kaplı bedene doğru eğilmişti. Görüş açıma giren siyah deri bir eldiven ile sarılı el, gözleri açık olan cesedin yüzüne kapanmıştı. Kişinin fısıldadığı kelimeler kulaklarımda uğultu halinde dolanırken odaklanamıyordum. Kontrolünde olmadığım bedenim tir tir titrerken deri eldivenli elin parmakları cesedin göz kapaklarını indirmişti.

Yutkunmaya çalıştım. Bu sırada bedenin gözleri etrafta gezindikten sonra sağ tarafına, yere bakmıştı. Siyah bir sırt çantası vardı. Tekrardan deri eldivenler görüş açıma girerken çantayı açmış, içini karıştırmaya başlamıştı. Gördüğüm kanlı balta içime yayılan soğuğu daha da beter yaparken siyah deri eldivenler ince uçlu, desenli kabzası olan bir hançeri seçmişti. Gözleri tekrardan cesede yöneldiğinde bu sefer daha da yaklaşmıştı. Hançeri kavramış eldivenli eller cesedin alnında duraksamıştı.

Hançer sert hareketlerle cesedin alnında hareket ederken sanki her bir darbe benim üstümde uygulanıyormuş gibi hissetmekten alıkoyamıyordum kendimi. Hançer cesedin alnından yanağına, sonra diğer yanağına ilerlemişti. Bir kaç hareketten sonra eldivenli eller ve hançer çıkmıştı görüş açısından. Beden, cesedin yüzüne bakıyordu şimdi.

Gözlerim bedenin gözlerinden ayrılmadan önce görebildiğim son şey cesedin yüzü, cesedin yüzüne hançer ile kazınmış yazıydı.

Es sevi pierādīju





%%

Ben bu kurguyu çok sevdim ve umarım siz de seversiniz çünkü devam ettireceğim gibi gözüküyor.

VIEDOKLIS : ** dilinde point of view, yani bakış açısı demek. Bunu içince başkasının gözünden gördüğünüz için bu ismi verdim.

Es sevi pierādīju'nun ne demek olduğunu söylemek istemiyorum çünkü sizin bulmanızı istiyorum açıkçası. Bu yüzden Viedoklis'in de hangi dil olduğunu yazmadım :d Siz bulsanız daha eğlenceli olur bence.

Ki bulmasanız da ileride çıkacak zaten ne olduğu.

JEN

VIEDOKLIS. ⠀⠀[ YOONMIN ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin