2.BÖLÜM

8 0 0
                                    

Merhaba arkadaşlar yeni bölüm ile karşınızdayım yorum ve oylarınızı bekliyorum. Yapacağınız yorumlar benim için çok önemli olacak.

GİZEM KAYA
Ne ne diyordu bu adam? Bu karşımda duran adam benim eşim mi olacaktı? Peki benim bundan niye haberim yok? Gözlerim babama ve anneme kaydı annem de benim gibi şaşkın şaşkın bakıyordu. Babam ise kararlı bir şekilde duruyordu belki bozuntuya vermiyordu. Ablam ise mal gibi yemek yiyordu burda kıyamet kopuyor ablam yemek yiyor. Bacağına vurmam ile boğazında yemek kaldı.
-Ne yapıyorsun ya değişik Gizem yemek yiyoruz şurada bir keyfim var onuda kaçırıyorsun.
-Abla böğürme böğürme burda kardeşini hiç tanımadığı bir adamla evlendirmeye kalkıyorlar senin yaptığına bak.
Ablam hâlâ istifini hiç bozmadan devam ediyordu onu umursamadım. Arkamı döndüm. Arkamda dağılmış saçları kravatı yarı açılmış ceketi buruşmuş mavi gözleri ile sinirle babasına bakan ardından benim dönmem ile bana dönen Mete denilen adamla göz göze geldim. O kadar sert bakıyordu ki hemen gözlerimi kaçırdım. Babam Ekrem denen bu ne söylediğini bilmeyen adama bakıp bir şeyler fısıldadı. Neler dönüyor artık biri bana söylesin. Sessizliği Mete bozdu.
-Baba bana burda ne olduğunu söyle bunlar kim? Ne işleri var neden bu kız benimle evleniyor?
Ekrem Bey sandalyesinden kalkıp oğlunun yanına geldi.
-Oğlum bu aile senin artık eşinin ailesi yani senin 2.ailen bu karşında görmüş olduğun güzel kızımız da bizim yeni gelinimiz yani senin eşin.
-Baba bak saçmalıyorsun. Ben bunları tanımıyorum bile bu kız kim bilmiyorum ne hakla sen beni benim iznim haberim olmadan evlendirmeye kalkıyorsun hemde bir hafta sonrası için?
-Bu kararı biz ailecek verdik oğlum bak işte haberin var.
-İZNİM YOK AMA!
Bu son sözünü bağırarak söylemesi üzerine babasından acı bir tokat yedi. Her kim olursa olsun kimseye bu denli herkesin içinde böyle bir tokat atılması hiç hoş değildi. Mete'nin saçları yer çekimine meydan okudu resmen. Babasına doğru doğruldu.
-Bu yaptığını asla unutmuycam baba asla!
Uzaklaşarak gitti. Ekrem bey yakasını düzelterek sandalyeye oturdu.
-Hepinizden oğlum adına özür dilerim. Gizem gelinim sizden de.
-Her ne oluyor bilmiyorum ama anne baba ve siz bu evlilik gerçekleşmeyecek!!
Sözümün üzerine Mete'nin annesi ve babasının sert bakışlarına maruz kaldım. Annem ise hâlâ olayları anlamdırmaya çalışıyordu. Babam olaya el attı.
-Biz gidelim Ekrem daha sonra çocuklar ve biz yeniden bir araya geliriz.
-Tamam Selimcim Geldiğiniz için çok teşekkür ederim.
Tek tek bizleri yolcu ettiler arabaya binince derin bir sessizlik oluştu. Eve gidene kadar kimse konuşmadı. Eve girdik eve girince annem bağırmaya başladı.
-Selim ne oluyor bize açıklamak ister misin? Bu kız bizim haberimiz olmadan kendisinin haberi olmadan nasıl evlendirilir?
-Şimdi oturun beni dinleyin. Kızım seni Ekrem Beyin oğlu ile mecbur olarak evlendirmek zorundayım.
-Neden baba neden ? Niye zorla evleniyorum ben?
-Kızım Ekrem'in babası ve benim babam arasında olan bir sorun vardı. Kanlı bıçaklı büyük bir sorun. Dedenin O adama yüklü bir miktar borcu varmış tam tamına 3 milyar. Ekrem o parayı istedi. Bende veremeyeceğimi söyleyince öldürmek istedi. Başka bir çözüm yok mu diyince oğluyla seni evlendirmek istedi. Bende vermek zorunda kaldım biraz acale oldu senin haberin olmadı ama bu evlilik olmak zorunda...
SELİM KAYA
Aslında böyle olmamıştı. Ekrem masada bana
-Eğer kızını oğlumla evlendirsen sana yüklü para veririm.
Demesiyle ben Aileme,Gizem'e bu yalanları uydurmuştum. Ekreme haber vericem oğluna ailesine aynı hikayeyi anlatsın. Ağzımız bir olsun en azından.
-Bak Selim kızımızı bir para uğruna mutsuz bir yolculuğa hapsedemeyiz. Konuş başka bir çözüm bulalım. Olmaz mı?
-Teklif etmedim mi zannediyorsunuz ettim defalarca ama yok. Kabul etmiyor.
-Bak baba durumu anlıyorum ama ben kurban olmak istemiyorum o aileye gitmek istemiyorum hele tanımadığım bir adamla hiç vakit geçirmek istemiyorum.
-Kızım tanışmanız için daha çok zaman var haftaya cumartesi düğün var her şey için hazır ol bu düğün ya olacak ya da olacak!
-Bu evlilik olmuycak baba.
Artık ciddi olmanın vakti yoksa o parayı alamazdım.
-YA O ADAMLA EVLENİRSİN YA DA BABANI UNUTURSUN GİZEM KARAR SENİN!
GİZEM KAYA
Babamı unutamayacağıma göre mecbur evlenecektim. Ama zeki ablamın birazcık beynini kullanmasını sağlayarak bu işten de bir kaçış yolu bulabilirdim. Ben ablam ile az olay halletmedik böyle. Tanımadığım bir adamla asla evlenemezdim. Asla!
...
Yorgun bir akşamın sabahına yorgun uyandım. Akşam geç saatlere kadar ablam ile plan yapmıştık. Ama ablamın beyni daha tam ısınmamıştı. Allahım lütfen bunun beyni çabucak ısınsın yoksa hayatım bok yoluna gidecekti. Sabah kalkıp giyeceğim kıpkırmızı boyu kısa olan elbisemi giyip saçlarımı açık bıraktım. Siyah topuklu ayakkabımıda giyip üstüne siyah paltomu giydim. Kış ayındayız ama elbiselerimden vazgecemiyordum. Neyse çalıştığım yer sıcaktı en azından. Babama pas vermeden kahvaltıya geçtim.
-Günaydın kızım
-Günaydın annecim.
-Kararını verdin mi eğer vermediysen acale et.
-Verdim babacım tamam senin dediğin gibi olsun.
Nasıl olsa ablamla bir fikir bulurduk. Bu evlilikte olmazdı. Annem şaşkınlıkla bakıyordu göz kırptım ona.
-Neyse ben çıkıyorum. Hadi görüşürüz
Annemi öptüm. Arkamdan babam seslendi.
-Mete seni almaya gelecek onu bekle...
ARAT METE BULUT
Dün akşam babamdan yediğim ilk tokat ile afalladım. Bu yaşıma kadar ilk defa tokat yedim.29 yaşındayım. 29 senedir ilk defa tokat yedim. İsmini bilmediğim bir kız yüzünden. Kafamı dağıtmak için çok sevdiğim bir abim vardı. Sahilin orda balık ekmek yapar satardı. Yıllardır böyleydi. Başım sıkıştığı an onun yanına gelir. Dertleşirdim. Yine gittim dertleşmeye içimi döktüm biraz rahatladım. Ama ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum ne kadar içtiysem artık. Sabah uyandığımda bir klişe olarak başım ağrıyarak uyandım. Uyanmam ile babam ve cici annemin odaya dalması bir oldu.
-Bana bak sarışın adam dünkü yaptıklarını unutmadım. Dünkü aile ile aramızda geçen bir müsibet var onun için senle Gizem'i evlendireceğiz. Evlenmek zorundasın. Öyle ya da böyle. O kız ile evlenip yuva kuracaksın. Şimdi onu gidip evinden alıp işine bırakacaksın. Kimseye zorla yapılan bir evlilik olduğunu belli etmeyeceksiniz.
-Babana son derece katılıyorum ve bu gece kızı istemeye gidip yüzükleri takacağız. Her şey usulünce olacak.
-İyi peki.
-Bakıyorumda hemen kabul ettin yoksa kızdan çok mu etkilendin?
-He baba aşık oldum hemen evlenelim hatta şimdi getirin hemen yapalım şu düğünü.
-Dalga geçme itoğluit. Hazırlan Gizem'i evden al. Konumu sana attım.
Her şeyi ayarlamışlar bu ne böyle ya. Ama o evlilik olmayacak!
...
Hazırlanıp babamın attığı konuma gittim. Kapının önüne geldiğimde kimse yoktu yanlış mı geldim acaba ya? Biraz bekledim gelen hâlâ yoktu aşağı indim. Önümde duran 4 katlı apartmana doğru baktım. Tam bakarken kapı açıldı. Kıpkırmızı bir elbise lan ona elbise demeye şahit gerek resmen giymese olurmuş. Saçları açık bir kadın çıktı. Gözlerim yüzüne giderken bu dünkü kızdı. Eğer bu ilerde benim karım olursa böyle giyinemez bu ne lan gavat mıyım ben ? Bana yanaştı ve gözlerimin içine sert sert bakışlar attı belliki bu evlilikten onun da haberi yoktu.
-Gizem sensin değil mi?
-Sen de Mete olmalısın.
-Bin arabaya.
-Emir veremezsin bana.
-Sana şu arabaya bin dedim.
Hareketsiz orda duruyordu bu kıyafetle dışarda duracak mıydı gerçekten? Kolundan sıkıca tuttum.
-Ne yapmaya çalışıyorsun canım acıyor.
-Daha çok canın acıycak bu bir hiç. Seni çalıştığın yere bırakıcam. Acale etmeni sağlıyorum.
-Biner misin desem binerdim.
Lafı uzatmak istemedim. Oda arabaya bindi. Ne yapmaya çalışıyordu bu kıyafetle beni kışkırtmaya falan mı?
GİZEM KAYA
Daha ilk tanışmadan insan kavga eder mi ya? Biz ettik işte. Biz değil aslında ben ve o birbirimizden çok farklıyız. Arada babam olmasa bakmam şu salak sarışının yüzüne. Üstünde beyaz bir gömlek siyah pantolon siyah palto vardı.
-Çok kaba bir insansın dün evde fırtına başlatmandan anlamam gerekiyordu.
-Bir sesini kesecek misin araba kullanıyorum.
Buna araba demeye şahit gerekirdi tank lan bu.
-İki işi aynı anda yapabilirsin bence.
-Gerceği söyleyeyim mi sana?
-Duymak istiyorum.
-Senle konuşmak istemiyorum o yüzden iki işi birlikte yapmıyorum.
-İyi konuşmayalım o zaman.
Sessizliği bozmak için şarkı açmaya karar verdi. Çalan parça "Merve Özbey-Konumuz Var" idi. Şarkının sözlerine aklım gitti
"Konuşmadıkça kapanmayan bir konumuz var."
Gerçekten öyleydi. Bir anda müziğin sesini kıstı. Sanırım artık konuşacaktı.
-Gizem sen nerede çalışıyorsun söylede bırakayım seni.
Bende önemli bir şey konuşacak zannettim ya. Bu konu hakkında konuşmasını istiyordum. Her türlü herkesten bilgi almak istiyordum. Yeri tarif ettim ama o farklı bir yöne sapmıştı.
-Nereye gidiyorsun be burası kurumun olduğu yol değil.
-Küçük bir işimiz var ondan sonra gideceksin kuruma.
-Ne işi?
-Biraz sabret be kızım gidiyoruz işte
-Bak kızımlı falan konuşma daha tanışalı 10 dakika olmadı.
Hiçbir şey söylemedi yoluna devam etti. Yaklaşık 5 dakika sonra bir kıyafet mağazasının önünde durduk. Arabayı durdurdu aşağı indi. Orda mal gibi dikiliyordu kapıyı açsana öküz. Açması için beklesemde bu sefer cama vurdu. Boğuk gelen sesinden bile nefret ettim.
-Kızım davetiye mi bekliyorsun insene aşağıya.
-Kozom dovotoyo mo bokloyorson onsono osoğoyo.
Kapıyı açıp indim. Sinirli gözlerle bana bakıyordu.
-Eee ne işimiz var burda niye geldik?
-Kıyafet mağazasına neden gelmiş olabiliriz?
-Neden?
-Kaplumbağa deden. Tövbe ya tövbe. O üstündeki ile dışarı çıkabileceğini mi zannediyorsun.
-Sen kim oluyorsun da buna karışıyorsun şimdi gelecekteki kocanım falan dersen hiç o havalara girme o evlilik olmayacak.
-O evlilik zaten olmayacak ama eğer benim yanımda geziyorsan benim arabama biniyorsan bugün akşam haberlerde gazetelerde yankılanacaksan bilki üstüne dikkat etmek zorundasın. Şimdi git içeriye üstüne doğru düzgün olan boyu uzun olan vücut hatlarını kapatacak olan bir kıyafet al yeterince açık oldu mu?
-Oldu.
İçeriye doğru adım attım. Sen bak bakalım şimdi neler alayımda sana bu alışverişi girdireyim. Of of çok güzel kıyafetlerde var. Girip hepsini tek tek denemek istiyordum ama vakit yoktu işe gidicektim. Gözüme hoş gelen pantolon elbise penye çanta ne varsa aldım. Üstüme hiçbir şey giymeden aynı kıyafetim ile durdum. Meteyi ücreti ödemesi için çağırdım. Üstündeki kıyafeti değiştirmediğimi görünce kasiyere bir dakika işareti yapıp kolumdan tutup beni kabine soktu. Elini duvara sertçe vurup beni köşeye sıkıştırdı.
-Ne yapmaya çalışıyorsun kızım. Sana üstüne kıyafet al dedim. Niye değiştir miyorsun?
-Kendi hayatım kendi kararım.
-Aa çok havalı oldu çok etkilendim. Kızım ben gavat mıyım? O üstündekini çabucak çıkarıyorsun hadi şimdi sadece 5 dakikan var.
Elimdeki poşeti alıp bir penye bir pantolon seçti. Yüzüme fırlatarak kabinden dışarı çıktı.Of of Gizem düştüğün durumlara bak. Çıkardığı kıyafetler yerine kendi seçtiğim başka bir penye ile kombinledim pantolonu. Kasada bekliyordu.
-Hanfendinin üstündeki pantolon ve penyeyeyi de sayalım ne kadar tuttu?
-3700 TL efendim.
O sırada yuh diyesim geldi ama demedim lan benim maaşım o kadar. Hiç tereddüt etmeden verdi. Az geldi herhalde ona. O kadar poşet arasından sadece bir tanesini almış arabaya doğru yürüyordu.
-Heyy yardım etsene.
-Üstün müsait olduğuna göre her şekilde taşıyabilirsin acele et işim var.
Salak. Öküz. Hayvan. Sorunlu. Şuursuz. Haysiyetsiz. O kadar poşeti kendi başıma taşıdım. Arabaya bindiğimde bana bakarak pis pis sırıttı. İşyerime kadar hiç konuşmadı. Tam kurumun önüne geldik.Öğretmen arkadaşlarım toplanmış konuşurken hepsi bir anda gelen bize doğru baktı. Aslında bize değil bu araba denilen aslında tank olan arabaya baktılar. Adamlar tank üretirken paraları yetmeyip geri arabaya döndürmüş herhal. Herkes arabadan kim inecek derken Mete benden önce indi. Geldi kapıyı açtı. Ne oldu lan bu adama. Elini uzattı inmem için doğru bir tanktan inmek hiç kolay değildi. Elini tuttum bana gülümsedi. Beni indirdikten sonra kapıyı kapattı. Bir anda bana sarıldı ne yapıyordu bu adam yavaşça kulağıma eğildi.
-Kimseye sahte olduğunu belli etme bu evlilik gerçekleşmeyecek olsa bile her şey gerçekmiş gibi sanki biz birbirimizi çok seviyormuş gibi davran. Ve şimdi bana sıkıca sarıl öp kokla bir şeyler yap işte ve gülümse gerizekalı gibi durma.
Dediğini yaptım ona sıkıca sarıldım saçlarını ellerime aldım. Biraz oynadım kafasını kaldırıp bana gülümseyerek baktı ne kadar iyi rol yapıyor lan bu gevşek. Bir anda dudaklarıma doğru gelmeye başladı ama ufak bir hareketle yanağıma küçük bir öpücük kondurup arabaya doğru ilerledi. Giderken el salladım. Arkamı döndüğümde bütün öğretmen arkadaşlarım bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Hepsi hayatımda biri olmadığını biliyordu. Özellikle Hakan hoca daha dün yemeğe çıkalım diyen adama bir anda nasıl ben bir hafta sonra evleniyorum diycektim ki? Neyse ya zaten evlenmiycem. Onlara doğru ilerledim.
-Ne oldu ya niye öyle bakıyorsunuz?
Hakan hoca hemen atladı.
-O kim Gizem hocam?
Mete'nin dedikleri aklıma geldi. O evlilik olmasa bile her şey gerçekmiş gibi davran.
-Sevgilim Hakan hocam.
Hepsi şaşırmış bakıyordu. Ordan arkadaşım Jale olaya atladı.
-Lan o meşhur Bulut ailesinin oğlu değil mi ? Onlar acayip zengin kızım ben o aileyi hep takip ediyordum. Çocuğa da düşüyordum ne yapalım artık enişte diycez hayırlı olsun kız .
Hepsi tek tek tebrik ederken Hakan hoca buruk bir şekilde baktı ve tebrik etmeden gitti. Of Gizem Offf gideyim de işe başlıyayım sonrada Jale ile ve diğer kızlarla hazırlık yapayım akşam için.
Odama girdim birkaç öğretmen arkadaşlarım gelmişti onlara her şey gerçek gibi anlatsamda yakın olduğum Hatice hoca bir şeylerin ters gittiğini anlayarak yüzüme mahzun mahzun baktı herkes dağıldıktan sonra arkasını dönüp;
-Gizem seni çok iyi tanıyorum eğer bir sevgilin olsa önceden bilirdim. Eğer yanlış yollardaysan sakın yapma gençliğine heba etme.
-Merak etme canım her şey güzel olacak bana inan.
Öpücük atıp odadan çıktı bense ablamı arayıp hala bir şey bulup bulmadığını sorguladım. Yok bu kız bir şey düşünemiyor. Önceden beyni harıl harıl çalışan bu ablam şimdi beynini kullanamıyor. Mesai saati biterken herkese iyi akşamlar diyip çıkıyordum ki Hakan hoca durdurdu.
-Gizem hocam bu sizin sevgiliniz daha geçen gün gazetelerde başka bir kadınla yakalanmış öncesinde ise zaten başka biri varmış siz Emin misin böyle biriyle sevgili olmaya?
Off off ben mi istedim sanki diye bağırasım var ama yapamıyorum.Hiç bozuntuya vermeden devam ettim.Dışarıya doğru yürüdüm.
-Biliyorum Hakan hocam. Magazinleri bilmiyor musun insanları gördüğü her karşı cinsle beraber yazıyor Ben Meteye güveniyorum öyle bir şey yapmaz yapmadı da.
-Gelecek hayaliniz var mı onunla ?
Ya bak işte kalemimden vurdunuz beni yok ama bu adam geleceğim olacak gibi olmadı boşanırız diyorum ama nasıl olacak onu da bilmiyorum
-Umarım ilerde güzel şeyler olur Hakan hocam.
Demekle dışarıda bizim tank belirdi. Yine mi geldi bu şuursuz? Arabanın içinden bana ve Hakan hocaya bakıyordu.
-Hakan hocam sonra yeniden görüşmek üzere benim gitmem gerekiyorda.
-İyi akşamlar Gizem hocam.
Gülümseyip bizim tanka doğru ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdim.
-Sen beni böyle her dakika evden okula servis gibi bırakıp duracak mısın?
-Ben çok meraklıyım sanki Sevgili sayın babamın emri olduğu için yapıyorum
-Sana verilen her emri yapıyor musun sen?
-Bana babam dışında kimse emir veremez. Babam benim için özeldir ne derse yaparım.
Babasına çok düşkün bir çocuk gördüm Mete de çocukken anne sevgisinden çok baba sevgisi almıştı bu çok belliydi.Ve böyle çocuklar babasının hırçınlığını daha çok alırdı Metede de bu vardı. O sırada gözüm Meteye takıldı siyah paltosunda kan izi vardı bu çok belli oluyordu.
-PALTONDA KAN İZİ VAR BİR YERİN Mİ KANIYOR?

EVET ARKADAŞLAR BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİK DİĞER BÖLÜM DE GÖRÜŞMEK İÇİN OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin