2-bölüm

84 4 0
                                    


^^^^^

"Yalanmış , dolanmış hepsinde fena başa bela .
Yakalanmış ve saklanmış ."

Beynim şişti yemin ederim beynim şişti . Sabahtan beri Sena'nın keşfettiği yeni şarkıyı dinliyorduk .

Daha fazla dayanamayarak ayağa kalkıp televizyonu kapattım . Ohh be dünya varmış sessizlikten nefret eden ben şimdi sessizliğe kurban olucak raddeye gelmiştim .

Elinde el bezi ile gelen Sena'ya bakıp kaşlarımı çattım . " yaa niye kapattın ne güzel şarkı dinliyorduk işte he..."
Koltuktan aldığım yastığı suratına fırlatım . "Sen dinliyordun Sena ben böyle durgun şarkılar sevmem gerekmedikçe sabahtan beri 'yok yalanmış yok saklanmış mış' ulan beyin diye bir şey var bende de yeter da !" Yere düşen bezi alıp ellerini belinde birleştirdi " bana bak sakın şarkıya laf söyleme seni döverim . Hem sen niye evdesin ki git biraz çatı katına kahveni iç kitap oku ." Hakkıydı benim niye aklıma gelmemişti ki aman neyse .

"Tamam . Ben çıkıyorum. Mutfaktan kendime ufak termosa çay yapıcım bu sıralar fazla kahve içmeye başladım ."
Sena kafasını sallayıp işine geri döndü ,mutfağa gidip ufak termosuma çay yapıp yanıma iki bardak aldım belki sonra Sena gelirdi .Odamda yarım bıraktığım kitabımı alıp birde inçe bir pike aldım . Akşam saati oluyordu ve dışarı hiç çıkmasam bile bugün havanın güzel olduğunu pek sanmıyorum. Mutfağa gittiğimde Sena termosa bakıp güldü "ufak termosu alacaktın sen değil mi ?" Omuz silkip bir tepsi çıkardım . İki tane bardak ve ablamın yaptığı kurabiyeden koydum boş kalan yere de kitabımı ve pikeyi koydum .

Elimdekilerle çatı katına gelince kapıyı açtım . Fatih abi en uçunca elindeki bir fotoğrafa bakıyordu . Tepsiyi sessizce masaya koyup ikimizde çay koydum .

Bardakları alıp yanına gittim .
"Fazla dalma düşüncelere Fatih abi ,boğulursun ." İrkilip arkasını döndü elindeki fotoğrafı katlayıp cebine koydu . Bardaklardan birini ona uzatıp "şekerli , şekersiz ?" "Şekersiz "
bardağı uzatıp "hoş şekerli desen bile şeker getirmemiştim yanımda " dediğime yarım ağız gülüp çayından yudumlamaya başladı .

Bende çayımı içmeye başlayıp tepsiden kurabiye tabağını alıp yanına ilerledim . Tabağı önümüzde ki mermere koydum . "Ben yaptım bak bir daha bulamazsın ." Dediğine gülüp tabaktan bir tane kurabiye aldı . "Kurabiyeleri senin yaptığına emin misin?" Suratını şaşırmış gibi yapıp kınayan bakışlarını Fatih abiye yolladım . " tabi ben yaptım kim yapacak başka ?" Elindeki kurabiyeyi ağzına atıp "ablan yapmış olmasın ." Suratımı asıp "nerden anladın sen ya ...  ben kimseye bu kurabiyeleri kendim yaptım diyemeyeceğim mi ?"  Dediğime gülüp  beni kolunun altına aldı . " bu kurabiyenin tarifinin bir tek ablanda olduğunu biliyorum ." Haklıydı ablamın kendi bulduğu bir tarifti ve herkes bu tarife bayılırdı . Annem bile kaç kere tarifini istese bile vermemişti . İnat insan işte ne olucak .

"Aman ha ablam yapmış ha ben yapmışım ne fark eder dimi abi "
Gülüp kafasını salladı . "Evet fark etmez ha sen ha ablan " ablan kısmını söylerken durgunlaşsan sesi dikkatimden kaçmamıştı . Kokunun altından çıkıp önünde ki mermere oturdum .

"Nerden tanışıyorsunuz ya da aranızda ne gibi bir sorun var da siz dün hayalet görmüş gibi oldunuz ?" Fatih abi çaydan koca bir yudum alıp "sonra anlatırım abicim şimdi kafanı şişir miyim ." Gülüp "abi benim işim dinleyip ,çözüm bulmak ." Fatih abi anlamamış gibi bakıp " nasıl dinlemek ?"

"Abi ben pedagogum  bütün günüm hastaları dinlemekle geçiyor." Fatih abi dediğime gülüp saçlarımı karıştırdı . Çay olmayan elimle elini itmeye çalışıp "ya abi yapma ya , çek elini abi ya "
Elini çekip "senin işin çocukları dinlemek abim . Sen bizim meseleye küçük gelirsin ."

Çatı Katı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin