0.4

3K 293 408
                                    

lisa oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandı.

bir çift randevusundalardı. jennie, lisa, chaeyoung ve jisoo. ancak chaeyoung bacağıyla masanın altından lisa'yı taciz edip duruyordu.

jisoo, chaeyoung'la geçen gece yaşadıkları komik bir olayı anlatırken lisa kendini gülmeye zorluyordu. sanki jennie her an sırrını öğrenecekmiş gibi rahatsızdı.

tatlı söylemek üzerine anlaştılar. lisa beğendiği tatlının üstünde elini gezdirdi. "bunu söyleyeceğim."

hala karar vermemiş chaeyoung, eğilip lisa'nın seçimine baktı. "bunu beğenmezsin, fındık var içinde."

ortamda derin bir sessizlik oluştu. jennie gözlerini chaeyoung'a dikip boğazını temizledi.

jisoo bir şeyden şüphelenme ihtiyacı duymadı. "sen nerden biliyorsun ki?"

jisoo hala gülerken jennie derin bir nefes aldı. lisa içinden tanrı'ya yalvarsa da jennie'nin ne kadar zeki bir kadın olduğunu biliyordu.

"aynı iş yerinin aynı departmanında çalışıyoruz, gayet doğal." chaeyoung bozuntuya vermedi.

jisoo ve lisa güldü. lisa gülerek jennie'ye dönmüştü ki kızın bakışlarını görünce gülüşü hemen kesildi.

"ee, balayına nereye gideceksiniz?" jisoo sorunca chaeyoung çayını yudumladı.

"tam karar vermedik aslında, birden fazla yeri ziyaret edeceğiz. asya'da başlayıp amerika'da bitirmeyi planlıyoruz."

"gördün mü jisoo, zengin olunca böyle oluyor." chaeyoung gülerek söyleyince jennie hariç herkes kahkahayı bastı. küçük bir sırıtışla geçiştirmişti esmer kız.

"jennie sen iyi misin?" jisoo ilgiyle sordu.

"pek iyi hissetmiyorum. tatlıyı sonraya bıraksak?" jennie midesini tutarak söyledi. lisa, jennie'nin stres yaptığında midesinin bulandığını biliyordu.

lisa hiçbir şey demeden hesabı ödemek üzere ayağa kalkınca chaeyoung da ayaklandı. "bu kez ben ödeyeceğim."

lisa yine hiçbir şey demeden kasaya doğru ilerledi. chaeyoung da arkasından.

lisa kasaya gidince chaeyoung da yanına geldi. oturdukları masaya arkaları dönüktü.

"buna daha fazla devam edemeyiz. anladı."

chaeyoung kaşlarını çattı. "dalga mı geçiyorsun? anlamış olamaz."

"jennie'yle altı yıldır beraberim ve onu tanıyorum! anladı." lisa istemeden sesini yükseltti.

"ne yani, ilişkimiz jennie anlayana kadar mıydı?"

adam ücreti söyleyince chaeyoung rol icabı kredi kartını uzattı ama lisa önce davranmıştı. "chaeyoung, jennie'den ayrılacaktım ama bu şekilde olmaz. onu aldattığımı bileceği şekilde değil."

chaeyoung göz devirdi ve masaya doğru geri döndü.

bu sırada jisoo jennie'nin karnını okşuyordu. "neyin var jennie? biraz önce çok iyiydin."

jennie başını ovuşturdu. "aldatılıyoruz, jisoo."
-
sessiz geçen yolculuğun ardından eve varan jennie ve lisa, yine hiçbir kelime etmeden ayrı yere dağıldılar. lisa jennie'ye mide bulantısına iyi gelecek bir şeyler hazırlamaya gitmişken jennie ise temiz hava almak üzere balkona ilerledi.

tuzlu bir şeyleri kaseye koydu ve bitki çayı yaptı. bu sırada nasıl bu kadar aptal olabildiğini düşünüyordu. jennie'yi birazcık tanıyorsa, jennie aldatıldığını biliyordu ve her şeyi lisa'nın burnundan getirecekti.

tepsiyi balkona taşıdı. jennie'yi camın kenarında oturmuş karnını ovuşturken buldu. tepsiyi masaya koydu ve jennie'nin önünde diz çöktü.

"neyin var böyle?" önce jennie'nin yüzünü okşadı, sonra da bileğindeki tokayla saçını topladı. ancak saçını bıraktığı gibi jennie saçını tekrar açtı.

"metresinin tokasıyla saçımı bağlamayacağım." lisa tokaya bakınca gerçekten chaeyoung'un olduğunu fark etti.

"jennie, dalga mı geçiyorsun? bu konuyu hallettiğimizi sanıyordum."

masadan bir sandalye çekti ve jennie'nin hemen dibine oturdu. bir yandan çayı içmesini sağlarken bir yandan da dudaklarını jennie'nin yanağında gezdiriyordu.

"aptal olduğumu sanıyorsun. benden daha fazla para kazandığın bir işin olduğu için bana yukardan bakıyorsun. fark etmeseydim daha ne kadar beni aptal yerine koymaya devam edecektin lisa?"

lisa sertçe yutkundu. "jennie, yemin ederim. senle olduğum sürece başkası aklımdan geçmedi."

jennie güldü. "başından beri böyle biri olduğunu bilmeliydim, sana nasıl güvendim? benle sevgili olmadan 2 hafta önce 1 yıllık ilişkini birirmiştin. beni de yüzüstü bırakacağını nasıl anlayamadım? tam bir aptalım."

lisa dolmuş gözlerini sildi ancak bir damla göz yaşının süzülmesini engelleyemedi. "jennie, lütfen. bana neden inanmıyorsun? ne zaman güvenini sarsacak bir şey yaptım?"

"son 1 aydır bana güven veren hiçbir şey yapmadın! işten erken çıkıyorsun, ama çıkman gereken saatten sonra geliyorsun. onun baş harfiyle yüzük alıyorsun, onun tokasını takıyorsun. 1 aydır senin kokunu duymadım bile, kokularınız birbirine karışmış." jennie hıçkırarak ağlamaya başladı. "tanrı aşkına, şu haline bak. kaburgaların sayılıyor. sana yemek yapmıyor bile, sadece sevişiyorsunuz ve eve geliyorsun. vücudunun her yeri izlerle dolu. benim sanat eserime başkası istediği rötuşları atıyor."

lisa, jennie'nin fark ettiği tüm ayrıntılarla daha fazla kendini tutamadı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. daha fazla inkar edemeyecekti. "jennie, özür dilerim. yalvarırım beni affet."

jennie gözlerini sildi ve ağlamasını durdurmaya çalıştı. "en kötü kısmı da ne biliyor musun? ben seni en küçük ayrıntına kadar tanırken o sadece fındık yemediğini bilerek seni tanıdığını düşünüyor."

jennie parmağındaki yüzüğü çıkardığında lisa daha çok ağlamaya başladı. "yapma, lütfen yapma."

ancak jennie duymazdan geldi ve lisa'yı avcundaki yüzükle orada yalnız bıraktı.

diğer bölüm final

send my loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin