+ekbölüm+

2.8K 292 95
                                    

jennie, lisa'yı terk etmeden önce

lisa evden çıkmadan jennie'ye yaklaştı. iki eliyle kızın yüzünü kavradı ve dudaklarını öptü. "görüşürüz bebeğim. olabildiğince erken geleceğim."

ardından tekrar eğildi ve tekrar öptü, ancak bu sefer daha uzun.

lisa evden çıkıp kapıyı kapatınca eş zamanlı olarak jennie'nin de gözünden bir damla yaş düştü.

aklında sürekli chaeyoung ve lisa belirip duruyordu. ona veda ederken de mi böyle öpüyordu onu? chaeyoung'ın yanından ayrılıp eve gelirken de bugün işe giderkenki gibi isteksiz miydi?

jennie gözyaşını sildi. bu bir şekilde kendisini güçlü hissetmesini sağlamıştı. yine de ağlamak kendisini güçsüz hissettirmiyordu, nasıl olsa çok uzun zamandır güçlüydü.

lisa ve chaeyoung'ın başından beri farkındaydı. ancak lisa'nın bu hatadan fazla ileri gitmeden dönmesini beklemişti. ilk başta sadece telefonda konuşuyorlardı ve birkaç flört ifadesinden ibaretti. ardından mesajlar ve aramalar kesilmişti, jennie de lisa'nın yaptığı yanlıştan vazgeçtiğini düşünerek yanılmıştı. lisa, yanlışı iyice ilerleterek jennie'yi hayal kırıklığına uğratmıştı.

fazla zamanı yoktu, lisa'nın ne zaman döneceği belli olmazdı. iş yerinde önemli bir konumdaydı.

sahi, işi. lisa kazandığı para yüzünden tüm dünyaya sahip olabileceğini düşünüyordu. jennie ona parasız bir hiç olduğunu gösterecekti.

üst kata çıktı ve sinirle odalarına daldı. jennie tüm eşyalarını birkaç saatte toplamasının imkansız olduğunu biliyordu. 2 yıldır burada yaşıyorlardı ve tanrı bilirdi yerini bulamayacağı kaç eşyası vardı. başlamadan telefonunu aldı ve ruh halini yansıtabilecek tek şarkıyı açtı. i'm not the only one.

sen ve ben bir yemin ettik
iyi ve kötü gün için
beni hayal kırıklığına uğrattığına inanamıyorum
ama kanıt olduğu gibi acı veriyor

tüm dolabını indirdi ve yarısını en büyük bavula yerleştirdi. ardından kişisel bakım eşyalarını, laptop ve iPad'ini. ve en zor kısma geldi.

aylardır şüphelerim vardı
her gözyaşını inkar ediyorum
keşke bu şu an bitseydi
ama biliyorum ki hala sana ihtiyacım var

lisa ile ortak kitaplıkları. lisa ve jennie haftada en az bir saatlerini birlikte ortak bir kitap okumaya ayırırlardı. jennie kitabı alıp lisa'nın kucağına kurulurdu ve beraber kitabı okurlardı. lisa, jennie'nin saçlarını ve boynunu sık sık öptüğü için kaldığı yeri kaybeder ve sayfayı jennie'den geç bitirirdi her zaman. jennie, son bir aydır tüm sayfaları neredeyse aynı anda bitirdiklerini çünkü lisa'nın artık onu öpmediğini fark etti.

kitapların hiçbirini almayacaktı. bunun yerine tüm rafları dağıtıp yere fırlattı. lisa'nın bunları görüp acı çekmesini istiyordu. tabii kendisine beslediği en ufak bir duygu kaldıysa.

delirmiş olduğumu söylüyorsun
çünkü ne yaptığını bildiğimi düşünmüyorsun
ama ne zaman bana bebeğim desen
tek olmadığımı biliyorum

çok sadakatsizdin
ne yazık ki şimdi sebebini biliyorum
kalbin elde edilemezdi
benimkini paylaşmamana rağmen

her şeyi hazırdı, geriye buradaki onca anıya veda etmesi kalmıştı. duvardaki fotoğraflardan birini aldı. lisa'nın, jennie'ye evlenme teklifi ettiği tatil. jennie, lisa'nın yüzündeki kocaman gülümsemeye baktı. tek tesellisi bu fotoğraflardı. lisa artık sevmese bile önceden onu sevmişti, yüzündeki mutluluk bunu gösteriyordu. kolunu gerdirdi ve çerçeveyi sertçe duvara fırlattı.

seni uzun yıllar boyunca sevdim
belki de yeterli değilimdir
bana en büyük korkumu farkettirdin
yalan söyleyip bizi parçalayarak

jennie müziği kapattı. gitme vakti gelmişti ve daha fazla duymak istemiyordu.

şimdi sadece bankaya gitmesi gerekliydi. ardından lisa'yla olan tüm ilişiği kesilecekti.

arabayı park etti ve indi. buradaki herkes lisa'nın nişanlısı olduğunu biliyordu. bu yüzden istediği parayı almakta zorlanmayacaktı.

gerekli bilgileri verdikten sonra parasını aldı. işi yaklaşık yarım saat sürmüştü, lisa işten çıkmış olmalıydı.

kendini hırsız gibi hissetse de lisa'nın yaptığından kötü değildi yaptığı, en azından öyle düşünüyordu.

arabaya bindiği gibi telefonu çalmıştı. arayanın lisa olduğunu görünce yüzünde bir sırıtış oluştu ve aramayı kabul etti.

"jennie? sen neredesin?"

"kim bilir? belki de yeni sevgilimle geziyorumdur."

lisa seslice iç geçirdi. "lütfen, dalga geçmeyi bırak. nerdesin? seni almaya geleceğim."

jennie kıkırdadı. "benzine yetiştirecek paran varsa tabii."

"para şu an önemli değil, sadece seni geri istiyorum, bize ikinci bir şans vermeyecek misin?"

"ben sana chaeyoung'la görüşmeye ilk başladığınız an ikinci şansı verdim, sense mahvettin. şimdi benden bir şans daha isteyemezsin."

"jennie gerçekten çok üzgünüm. ne yapmam gerekiyor beni affetmen için?"

"hiçbir şey, çünkü seni asla affetmeyeceğim. para konusuna gelirsek; biraz kafamı dağıtacağım, güzel bir hayat yaşayacağım. seni unuttuğum zaman paranın kalanını yollarım. size mutluluklar dilerim lisa. bu arada her an chaeyoung'tan bir arama alabilirsin, jisoo da biliyor. mahvettiğiniz şeylerin tadını çıkarın!" ve telefonu lisa'nın yüzüne kapattı.

lisa, defalarca jennie'yi aramaya devam etse de jennie çoktan yeni bir hayata doğru ilk adımını atmıştı.

send my loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin