-

17 0 0
                                    

Sabahın güneşinden önce doğmaya başladığımdan beri güne ,her şey daha ferah daha huzurlu. Bir düzen oluştu, bir döngü bir kere inanarak başladım öyle de devam etti mi? Hayır elbette .İnanıyorum diyip aslında  inanmadığım,kalkacağım deyip öğlen bir -iki demeden hunharca uyuduğum ama asla pes etmeyip sonunda noktayı da koydum.

  Alarmdan beş dakika önce uyanmıştım sabah 04:55'e gelmişti. Kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra terasa çıktım ,ılık hava yüzüme çarptığında kendime iyice geldim.  Yüksel bel sporcu taytım ve sporcu yarım atletimi giydikten sonra kendimi sahilin koşu yoluna bıraktım. Bu benim için meditasyondu bir nevi. Saat 06.30 da evdeydim duş ve kahvaltı için yarım saat hazırlanmam için 20 dakikam vardı.  Hepsini hallettikten sonra mini kalem bir etek güzel bir gömlek üzerime eteğimin çizgisinde biten bir ceket ve zarif bir sitiletto ,hazırdım.  Elime bugatti veyron anahtarlarımı aldıktan sonra aşağıya indim. Bugün arabayı kendim kullanacaktım. Telefonum çaldı , Ateş arıyordu . Açmak ve açmamak arasında kaldım . En sonunda açtım. Gayet kendimden emin bir ses tonuyla -Efendim Ateş ? dedim . Bana Türkiye de olduğunu kesin dönüş yaptığını ve görüşmek istediğini söyledi. Programıma göre ayarlamaya çalışacağımı söyledim ve kapattım.  Ateş eski sevgilim 2 yıl kadar beraber olduk.  2 yılın sonunda Amerika'ya gitmesi gerekiyordu geleceği açısından önemli bir adım atacaktı önüne geçmedim. Geçmezdim de,ikimizde uzun mesafeli bir ilişkiyi yürütemeyeceğimizin farkındaydık. O gittikten sonra yokluğunu çok fazla aramadım hatta bazı şeylerin farkına vardım. Aslında biz o yoğunlukta sadece duygusal başlılarımızı bir nevi doldurmaya çalışan iki insandık ona aşık değildim. Arkadaşlığımız stabil ilerlerken onun yoğun barışma istekleriyle zedelendi .Ben o zaman zarfında ona içimde en ufak yaprağın oynmadığını hissederken o bana olan aşkını farketti . Onunla barışamazdım bende 2.bir şans kavramı yoktu . Ona aşık olsaydım da onunla tekrar başlamazdım. Benim için var olan asıl tekrarlar sadece başarı ,hedef bir amaç uğruna tekrarlananlardı. Fazlası değil bu hayat beni net bir kadın olmam için fazlasıyla zorlamıştı olmuştum da.

  İş yerine geldiğimde kapım vale tarafından açıldı.- Hoşgeldiniz Yankı Hanım dedi -Hoşbulduk Can  dedikten sonra ilerledim.  Asistanım ve yardımcısı kapıda karşıladı beni . Asistanım Murat lafa girdi -Yankı hanım yeni bir müvekkil var ve sadece sizinle görüşmek istiyor dedi. Tam konuyu soracaktım ki asistanım tahmin etmiş gibi konuyu siz hariç hiçbirimizle konuşmayacağını söyledi,dedi. Umuyordum ki beni ekonomi veya hukuki bir dergide görüp gelen zengin beni kendine laik gören aptal bir erkekle karşılaşmazdım yine . Odama alalım ,dedim. Normal de görüşmeyedebilirim hatta genel tercihim bu yöndedir.  Ama içimde ki sese kulak verdim . Hisslerime çok güvenirdim. Odama geçtim şirket kapısının olduğu duvar hariç komple cam olan ve bana kendimi denizin ortamındaymış gibi hissetiren odam beni daha çok çalışmaya cezbediyordu. Kapım tıklatıldı. Karşımdaki adam,şaşırmamı bekliyor gibiydi ama ben bu sahneyi seneler önce sesli bir şekilde dile getirmiştim.  Bugünün geleceğini biliyordum.  Dayım vardı karşım da , Ahmet Seyhan. Buyrun dedim fazla zamanım yok. Oysaki saat on ikiye kadar herhangi bir iş almamıştım . Son yaptıklarımızı inceleyecek ve bizi daha ne kadar ileri taşıyabiliriz diye içimde toplantılar yapacaktım.  -Kızım ben senin dayınım neden yabancı gibi davranıyorsun? Dedi. Gülümsememek için dudaklarımı birbirine bastırdım benimle dalga geçiyordu galiba.  Yankı dedim Yankı hanım diyecektiniz herhalde.-Yankı para seni çok değiştirmiş . Dedi. Para her insanı değiştirir iyi veya kötü ama o bu cümleyi bana kuramazdı.  Sözlerine devam etti . -Bak Yankı senin içinde hala yumuşak bir kalp olduğunu biliyorum kızım böyle seneler sonra da gelip bir şey istemeye utanıyorum da biraz. Birkaç kez sana ulaşmaya çalıştık ama yoğunmuşsun galiba denk gelemedik. Benim biraz para ihtiyacım var da ,dedi. Mahçup bir şekilde karşımda duruyordu. Evet benim hala yumuşak bir kalbim vardı ama ben iyi bir insandım aptal kesinlikle değildim . Ne kadar? Dedim . Elli bin dedi. Çalışıyor musunuz? Dedim. Kızım sizli bizli konuşma diyecekti ki sorumu yeniledim. Çalışıyor musunuz? Çalışıyorum dedi. Maaşınız nedir dedim üç bin dedi . Ne zamandır çalışıyorsunuz ? Dedim. 2 yıl dedi.  Biran gözleri güldü onu yanımda işe alacağımı düşündü.  Güzel iki senedir çalışıyor ve üç bin liralık bir maaşınız varsa eminim bir banka size kredi verecektir iyi günler. -Bu ne biçim bir saygısızlık sen ne biçim bir kız olmuşsun diye devam edecekti ki güvenliği aradım -Beyefendiyi çıkartalım,dedim. Parayı verseydim dünyanın en iyi insanı bendim ama vermezdim. Haketmiyorlardı ,seneler önce söylemiştim . Kapıma gelecekler, onlar bana muhtaç kalacaklar.  Demiştim.

KENDİNİ BULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin