--Final
Yazmama gerek kalmadı.
O kadar uzun bir zamanı yazmama hiç gerek kalmadı.
Sadece bugünü anlatacağım...
Üniversitemin ilk günüydü ve olaysız geçmişti. Zihnen değil tabii. Yorulmuştum ve bunu kimseye anlatamıyordum. Sırtımı birine dayamak istiyordum. Tek olmaktan nefret ediyordum ve böyle devam etmek istemiyordum.
Beni o alıştırmıştı. Her şeyi bana bırak, ben her şeyi halledeceğim dediği hâlde.. Beni bu hâle getirip nasıl gidebildi ki?
Hiçbir mesajıma ve aramalarıma dönmüyor oluşu beni daha da sinirlendiriyordu ama ben hâlâ aptal gibi gönderdiğim e-postayı cevaplamasını bekliyordum.
Oldukça dolu olan metrobüse yurta gitmek için binmiştim bugün.
O gidince, tekrar içime kapanmıştım. Kimseyle konuşmuyordum ve umrumda da değillerdi.. Kulaklarım kapalıydı ve sessizce yolu izliyordum. Onun eski şarkılarından biri çalıyordu.
Omzuma biri dokunduğunda dönerek arkama baktım. Şapka ve maske ikilisinden yüzünü göremediğim bir oğlandı.
Boşalan koltuğu gösterdi. "Siz geçin.."
Çok tanıdıkdı bu sahne. Gerçi bu olayı bir kadınla veya çocukla yaşasam bile onu hatırlayıp ağlayasım geliyordu.. Başımı eğerek teşekkür ettim ve gösterdiği yere oturdum.
Sağ tarafımda bir kadın vardı ve sol tarafımda da cüsseli bir adam. Oturur oturmaz pişman olmuştum zaten. Yanımdaki adam bacaklarını açarak otururken ben sağa dogru sıkışıyordum ve bu rahatsız ediciydi. Üstelik yanımdaki kadın ona değmememden rahatsız oluyordu.
Sesimi çıkarmayıp kafa dağıtmak üzere telefonumu elime alıp oynamaya başlamıştım. Ne kadar bir süre geçtiğini bilmeden uğraştığım telefonumun şarjı bittiğinde ortada öylece kalakaldım. Lanet okuyarak kulaklıkları çıkardım ve çantama koydum.
Yeni fark etmiştim, sağımdaki kadın kalkmış, şapkalı oğlan oturmuştu. Ve diğer taraftan hâlâ sıkıştırılmaya devam ediliyordum, ki bu daha büyük bir sorundu. Sağımdaki oğlana yapışmak hiç de istemediğim bir şeydi.
Değmem yüzünden bana döndüğünde özür dileyerek başımı eğdim. Yüzünü tam göremiyordum ama yanımdaki adama baktığını anlamıştım.
Olayı anlamış gibi duruyordu. "Sorun yok."
Anlayışlı olması beni rahatlatmıştı ama daha da sıkışmaya başladığımda gerçekten rahatsız olarak ayağa kalktım. İşin garibi benimle birlikte o da kalkmıştı. Kenara çekilerek kendi yerini gösterdi.
Yer değişeceğimizi anladığımdan kabul ederek yerine oturdum ve o da adamla benim arama geçti.
Daha bir dakika bile olmadan adam onu da sıkıştırmış, bana yaklaşmak zorunda kalmıştı.
Eh, anlamıştım.
Bu kokunun sadece bir sahibi olmalıydı.
Kulaklığından gelen müziği duyuyordum.. Darling dinliyordu.
Tam deyimiyle bön bön bakıyordum.
O ise adamın bu hareketine sinirlenmiş olmalı ki bacaklarını hızlıca açarak onunkileri ittirerek kapattı.
Yaptığı şey umrumda değildi. Sadece onunla ilgileniyordum. O adamla ters ters bakışırken ben transa girdiğimden gerçekten bir şey görmüyordum.
Elimi şapkasına atarak çıkardım.
Bunu beklemiyordu.
Küçük gözlerini irice açmış bana bakıyordu ama ben tanımıştım işte.
Dolu dolu oldu gözlerim. Ellerim tekrar titredi. O beni tanımamıştı ama, ben biliyordum. O Yoongi'ydi.
Şaşkınca bana bakmasını umursamadan maskesini de çıkarttım.
Aynıydı. Hiç degişmemişti..
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?!"Sinirle elimi itekleyerek ayağa kalktı. "Kolunuza bacağınıza bir sahip olun. Şurada iki dakika rahat oturtmadınız."
Bağırmasını istememiştim.
Beni tanımasını istemiştim.
Kırılmıştım. Onun bana her bağırdığında olduğu gibi hıçkırmıştım.. Ama yine de onun tekrar benden gitmesini istemiyordum.
Ayağa hızlıca kalkarak arkasından tişörtüne tutundum. Bağırmak için elimi itekleyerek arkasını döndüğü sırada konuşmuştum.
"Darling,"
Öyle durgunlaştı ki sadece bizim değil etrafımızdakiler için de zaman durmuş gibiydi. "Y-yoongi, Sen Yoongi'sin.. Değil mi?" Tekrar hıçkırdım.
Gözleri dolmuştu.
"Sen Zero, musun?"
Tanımamıştı işte.
Başımı sallayarak onayladım onu bekletmeden. "Benim, Darling." Süzdü beni hızlıca. Hemen ardından kolumdan çekerek sarılmıştı.
O kadar.. Güzeldi ki..
Onu tekrar bulmuş olmam..
Şimdi..
Bu günlüğe birlikte bakıyoruz. Ben bunları yazarken, gülümseyerek beni izliyor. Günlüğü birazdan bitirdiğimde gidip bir yere gömeceğiz..
Ve diğer şeyleri de anlattı. E-postasının şifresini unutmuş salak. Yurt dışına çıktığından telefonunu da kullanamamış. Ben de o süre içinde telefon numaramı değiştirmiştim..
Ayrılmak zorunda kaldığımız için de müzik yapmayı bırakmış.. Sanırım o gerçekten salak.
Ve, yeni halimi de, eski halimi de çok beğendiğini söyledi. Metrobüste benden çok etkilenmiş ve aşırı tepki vermesi de beni aldatacağı hissine kapılmış.. Cesarete bak, beni benimle aldatacak..
Ahahah, onu seviyorum.
Biliyorum, o da beni seviyor.
Hmm..
O zaman,
Son
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darling | Min Yoongi
Fanfic"İstediğin kadar ağla. Saklayacağım ben seni." [Tamamlandı]