0

1.4K 67 53
                                    

05.03.2023

  Renjun Chenle'nun elini tutmuş dükkanların önünden hızla geçiyordu. Chenle birden durunca kendiside durmak zorunda kalmıştı. Arkasını döndü ve kaşlarını çatarak Chenle'nun baktığı dükkan camına yaklaştı. "Neye bakıyorsun?" Chenle ona baktı ve kocaman ekranda birini işaret etti. Renjun ekrana biraz daha yaklaşıp gözlerini kıstı. "Tam olarak neyi gösteriyorsun Chenle?" Chenle işaret parmağını cama dayadı. "Şu çocuğu görmüyor musun ge? Pembe saçlının sağında duran sarı saçlı çocuğu gösteriyorum." Renjun tarif edilen çocuğa baktı. "Eee kim bu?" Chenle özlemiş olduğu çocuğa bakarken huzurla gülümsedi. "Çocukluk arkadaşım." Renjun şaşkın bakışlarını Chenle'ya çevirdi. "Ne? Senin çocukluk arkadaşın mı vardı? Hem o olduğunu nerden biliyorsun?" Chenle derin bir nefes aldı ve gözlerini kapatıp Renjun'i bir baş sallamayla onayladı. Yüzündeki gülümseme solmuştu. "Onu nerde görsem tanırım... Onunla her şeyin benim açımdan mükemmel olduğu zamanlarda tanıştık. Benim ailem vardı onun yoktu ama aile diyebileceği o çocuğa sahipti. Şu pembeliden bahsediyorum. Ailemle Kore'ye gittiğimiz zamanlarda tek arkadaşım o'ydu. Sonrası zaten Kore'den dönmemizle mahvoldu biliyorsun. Dedeme düzenlenen suikast ve ailemi eve adım attıkları gibi gözümün önünde vurmaları. Ge o zaman sen olmasaydın...." Gözyaşlarını daha fazla tutamadı Chenle. Renjun iç çekerek kollarını küçük çocuğa sardı. "Chenle, hâlâ seni arıyor o suikastçılar. Şimdi beni dinle." Geri çekilerek ellerini Chenle'nun omzuna koydu. "Bu çocuk.. bize yardım eder mi?" Chenle ince uzun kollu kazağının ucunu çekiştirdi ve gözyaşlarını kurularken Renjun'i onayladı. Renjun derin bir nefes alıp verdi ve tekrar ekrana baktı. "Çin'de güvende değilsin zaten. Son paramızı bu çocuğun yanına gitmek için harcayacağız." Dedi kararlı çıkan ses tonuyla.

♧♧♧
11.03.2023

  1 haftaya yakın bir sürenin sonunda Park Jisung'un yaşadığı yere ulaşmışlardı. Hatta şu an zile basıp basmama arasında gidip geliyordu Renjun. Son kez Chenle'ya baktı ve kapı zilini çaldı. Yaklaşık 2 dakikalık bir bekleyişin ardından kapıyı saçları pembe olan bir çocuk açtı. Pembe saçlı çocuk onlara dik dik bakıp süzdükten sonra gülümsedi. "Buyrun? Kime bakmıştınız?" Chenle ileri atıldı çünkü Renjun'in korece bilmediğinin farkındaydı, kendisinin korecesi ise biraz bozukta olsa yeterliydi. "Park Jisung'la görüşebilir miyiz?" Jaemin kafasını biraz soluna eğdi ve önünde ki küçük çocuğa baktı. Bir yerlerden tanıdık geliyordu. "Seninle daha önce tanışmış olabilir miyiz?" Gözleri heyecanla parladı küçük çocuğun. "Hyung, benim, Zhong Chenle! Jisung'un çocukluk arkadaşıyım!" Jaemin'in gözleri sonuna kadar açıldı. "N-ne? Ama sen---" Jisung kapıya doğru adımladı. "Hyung kim ge-" Jisung küçük gözlerini büyüttü ve karşısında duran çocukluk arkadaşına baktı. "Ch-Chenle?" Chenle gülümseyerek Jisung'a baktı. "Merhaba, beni özledin mi Jisung-ah?"

Idyllic >YangRen < Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin