🌙~1

37 4 2
                                    

Ciğerlerime dolan yakıcı oksijen koşuşumu engelliyordu insanlar muhtemelen deli olduğumu düşünüyorlardı. Bu soğuk havada üstümde sadece bir tişört altımda da bir eşofman vardı. O kadar hızlı koşuyordum ki arkamdaki o adam ben ne kadar hızlı koşarsam koşayım bana yetişiyordu. Çıkmaz bir sokağa saptığımda bir çıkış yolu aradım. Duvara tırmanabileceğimi düşündüğümde o tarafa doğru yönelmiştim fakat arkamdaki ayak sesleri daha da yaklaşıp kulaklarımda uğultu halinde yayıldı. Ani bir manevrayla saçlarımdan tutulmuş arkaya doğru çekilip sendelemiştim kendimi bir vücuda yapışık halde bulduğumda saç diplerimdeki acı bütün damarlarımda teneffüs etmişti. Kulağıma ılık nefesini üflediğinde kendimi ondan kurtarmak istedim. Saçlarımı güçlü bir şekilde tekrar çekti saç diplerim yanıyor adeta o parmakları kırmak için kıvranıyordum. Bir arabanın sesi sokağın başında yankılandı,sonra aniden iki el silah sesi duyuldu. Kafam o tarafa doğru döndüğünde saçımdaki el düşüp adamın bedeni yere yığıldı. Ne olduğunu anlayamamıştım. Adama yaklaşıp başını sol tarafa çevirdiğimde oluk oluk kanın kafasından fışkırdığını farkettim. Ağzımı kapatıp o acı tadın mideme geri gitmesini bekledim. Karşıdan heybetli yakışıklı bir adam bana doğru yürüdüğünde bir kaç adım geri gittim. Heybetli adam, yerdeki adamı ayağıyla ittirerek yanıma doğru geldi.

"Piraye hanım, Kerim bey arabada sizi bekliyor bu taraftan."

Kerim adını duyduğumda tüylerimin diken diken olmasına engel olamıyordum ne kadar kaçsam o beni bulup gırtlağımı sıkmak için tetikte bekliyordu. Herşey yine başa sarıyordu tekrar o karanlık soğuk yere geri dönecek sonra yine beni koynuna almaya çalışacaktı artık yaşamak istemiyordum. Kolumdan tutulup öne ittirildiğimde ayaklarım geri geri gidiyordu. Gözlerimdeki yanma burnumun ucunu titretti. Nefes alışlarım düzensizleştiğinde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Arabaya geldiğimizde arabadaki mentollü koku, kapı açılınca tüm hücrelerime yayıldı. Arabaya girdiğimde Kerim'den olabildiğince uzaklaşmaya çalıştım. Ellerimi dizime koyup bacaklarımın titremesine engel olmaya çalıştım. Çenemdeki elle irkildim ve Kerim'e doğru döndüm yüzündeki o iğrenç ifadesine tükürmek istiyordum.

"Senden nefret ediyorum." diye çıktı o an kelimeler, çenemdeki eli sıkılaştığında kolunu tutarak çenemi bırakmasını sağlamaya çalıştım.

"Gidelim."

🍁

O soğuk ve kasvetli eve geri döndüğümüzde yatağa oturup düşünmeye başladım. Ne yapsam bu heriften kurtulamıyordum nereye gitsem hangi deliğe girsem beni bir şekilde bulup bu yere hapsediyordu. Yatağa yattığımda cenin pozisyonunu aldım. Yorganı avucumun içine alıp olabildiğince sıktım. Derin bir nefes alıp olduğum yere daha da sindim. Kapı nazikçe açıldığında gözlerimi sıkı sıkı yumdum korkuyordum hemde deli gibi, içimdeki korku artık bir ateş misali odanın her köşesine yayılıyordu. Başımda bir karaltı vardı bunu hissedebiliyordum.

"Uyumadığını biliyorum."

Onun bilip bilmemesi benim umrumda bile değildi ben onu görmemek için gözlerimi sıkı sıkıya kapatmıştım o gözlerimdeki ışığı 5 senedir her seferinde çekip alıyordu buna artık izin veremezdim, vermek istemiyordum. Gözlerimi daha da sıkı kapattım şu an muhtemelen burun delikleri büyümüş gözleri kapalı bir şekilde olduğu yerde duruyordu.Hırıltılı nefes sesini ensemde hissediyor gibiydim.

"Neden kaçtın Piraye, herşey iyiydi güzeldi."

Gözlerimi hışımla açtım ve yattığım yerden hızlıca doğruldum başım anlık döndüğünde kendimi dengede tutmaya çalıştım.

"Ben hep -mış gibi yaptım Kerim eğleniyormuş gibi iyiymiş gibi seviyormuş gibi neden biliyor musun? Senden ilelebet kurtulmak için..."

Kurduğum her kelime keskin bir kılıç misali kalbine saplandı canının yandığını yüzünde görebiliyordum. Ama bu durumda birinin mutlu olabilmesi için diğerinin kalbinin kırılması gerekiyordu. Gözlerimdeki ifadeyi daha da katılaştırdım. Ani bir hareketle beni yatağa itip üstüme çıktı ellerimi yatakta sabitleyince korkuyu iliklerime kadar hissettim.

ADAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin