~11~

72 13 35
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın çünkü yorumları okumayı çooooooook seviyorum.

Çok içmemiştim ve hepimiz iyiydik.Bir süre havadan sudan konuştuktan sonra içtiğimiz yerden çıktık.

"Choi Na Ri!"tanıdık sesle arkamı döndüm.

"Min Ho..."karşımda duruyordu yaklaşık 1-2 metre uzağımda.Koşarak geldi ve önümde durdu.

"Burada ne işin var?"

"Sadece geçiyordum ve seni gördüm."

"Tamam şimdi gidebilirsin.İş arkadaşlarımlayım."

"Neden sanat okulundan ayrıldın?"

"Seni neden ilgilendiriyor?"

"Merak ettim.Benim yüzümden mi?"

"Kendini ne kadar da büyük görüyorsun."dedim gülerek.

"Saçmalamayı kes."

"Ben de bayadır seni arıyordum.Çabalarım boşunaymış.Meğersem karşıma çıkacakmışsın."

"Ne istiyorsun?"

"Babama seni bulması için yalvardım."

"Umurumda bile değil yalvarman.Neden beni arıyırdun?"

"Dönmeni istiyorum."

"Fakülteye bir daha asla dönmem."

"Fakülteye demiyorum.Bana diyorum."

"Unutsan bunu iyi olur."

"Olgunlaşmışsın.Önceden ben ne dersem tamam derdin."

"O önceden öyleydi.Değil mi?Şimdi karşında o kadar saf bir kız yok."

"Korkuyor musun?"

"Neyden?"

"Tekrar seni bırakacağımdan."Elini yanağıma koydu ve okşadı.Gözlerimin kapanmaması için elimden geleni yapıyordum.

Bir anda elinin başka bir elle inmesiyle diğer elin sahibine  baktım.

"Sen kimsin?"

"Yoongi."

"Na Ri biz gidiyoruz."

"Tamam Şef."Şef Kang ve  diğerleri gittikten sonra konuşmaya devam etti.

"Demek ki iş arkadaşın bu.Polis olmak için mi bıraktın şarkı söylemeyi.Çok aptalca.Önceden seninle saatlerce şarkı söylerdik.Hatırladın mı?"

"Kes sesini."

"En sevdiğimiz şarkıyı hatırlıyor musun?"aynı anda konuştuk.

"Uncover."yüzüne her zaman hayran kaldığım gülümsemesini yerleştirdi.

"Hala aynısı oluyor."dedi gururlanarak.

"Aynı anda konuşuyoruz.Biz böyleyiz."Yoongi sessizce bizi izliyordu.

"Uzatma artık Min Ho.Bir daha biz olmayacak.Bunu anlayamıyor musun?"Öfkelendiği yüzünden belli oluyordu.

"Hala beni sevdiğini görebiliyorum."

"Benim sevgimi sen öldürdün."

"Senin beni sevmeni sağladıysam ve...sevgini ben öldürdüysem...yeniden yapabilirim değil mi?"

"İçinde su olmayan ve kırık bir bardaktan su içemezsin."

"Ben de su doldururum."

"Cidden bunu anlayamayacak kadar aptalsın.Kırık bardak ben oluyorum.Su da sevgim oluyor.Beni kırdığın için ne kadar sevgi doldurmaya çalışırsan o kadar boşuna çabalayacaksın demeye çalıştım.Ama sana illa gerizekalıya anlatır gibi anlatacağız dimi?"Yoongi'nin gülmesiyle gözleri ona kaydı.

"Bu adam niye yarım saattir bizi dinliyor?"Durdu ve gözlerini kısıp Yoongi'yi inceledi.

"Sevgilisi olsan böyle susacağını sanmıyorum."artık iyice sinirlenmeye başlamıştım.

"Sevgilim olsaydı bile senin gibi şerefsiz olmayacağından dolayı eski sevgilimle...bak altını çiziyorum...eski sevgilimle"ellerimle tırnak hareketi yaparak eski sevgilimleyi bastırdım.

"Konuşmama bir şey demezdi."gözlerini devirdi ve burnundan derin bir nefes aldı.

"Cesaretlenmişsin.O eski yumuş yumuş kıza ne oldu?"

"Neden özellikle cinayet birimde çalışmak için okulu bıraktığımı biliyor musun?"cevap beklediğini belli eden bir ifade takındı yüzüne.

"Biliyordum.Beni değiştireceğini...Kaç tane suçlu yakaladığımı veya ceset gördüğümü biliyor musun?"Hala anlamıyordu.

"Bu beni soğukkanlı yaptı.Günden güne duygularımı hissetmemeye başladım.Normalde olsam aileleri,çocukları,kısaca kurbanların yakınlarını öyle görseydim ağlardım değil mi?"

"Ama ben duygularımı yitirmek istedim.Acı hissetmemek için,seni o kadınla gördüğüm günü unutmak için,beni küçük görmeni unutmak için."gözlerim bile yaşarmıyor.Yani bu iyiyim demek değil mi?

"Bak ben düşünemedim.Böyle olacağını bilemedim."

"NASIL BÖYLE OLACAĞINI BİLEMEDİN MIN HO!Beni aldattığın zaman ayrılacağımızı bilemedin mi?"bağırmaya başlamıştım.

"Sen yaptın.Hepsi senin suçundu."arkamı döndüm ve yürümeye başladım.Arkamı döndüğümde peşimden gelmeye çalıştığını gördüm.Adım attığında Yoongi onu durdurdu ve hızla yüzüne yumruğunu geçirdi.Min Ho yerden kalktı ve konuyla burnundaki  kanı silip arkasını dönüp gitti.

Önüme dönüp yürümeye devam ettim.Bir anda önümde beliren bedene çarptım ve kafamı kaldırıp çarptığım bedene baktım.

"Ben seni bırakırım."

"Gerek yok.Sağol."dedim gülümsemeye çalışarak.

"Neden kendini zorluyorsun?"cevap vermedim çünkü ne demek istediğini anlayamadım.

"Ağlasana."işte şimdi gözlerim dolmuştu.Tuttuğum göz yaşım aktığında elinin tersiyle akan damlayı sildi ve kollarıyla zayıf kalmış bedenimi sardı.

"Herkesin ağlamaya ihtiyacı var.Bundan çekinme.Ağlamak seni güçsüzleştirmez."bedenimi bedenimden ayırdı ve gözlerimin içine baktı.

"Şimdi seni evine bırakayım."


İnsan, gerçekten ağlamadığı müddetçe, bir ruha sahip mi değil mi bilinmez.

- Miguel de Unamuno


O kadar çok sıkılıyorum ki...O yüzden bu gün 2 bölüm attımmm.

PHILAPHOBIA|MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin