KIZIL PENÇE🌌HARRY POTTER

BÖLÜM 2

-Abi tamam diyorum ne anlıyorsun,geliyorum işte!
-Gerizekalı insene hadi!
-Ya geliyorum geliyorum.

Neredeyse yarım saattir aralıksız bağırıyordu ve bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrarlıyordu,"in aşağı". Sanki yatıyoruz ya burada hazırlanmaya çalışıyordum herhalde sakata bakın ya.Hazırlanmak için yaklaşık bir kırk dakikam falan vardı. Zaten hazırlanmıştım gerçi. Kendimi boy aynasından iyice bir süzdüm, siyah ve beyaz renklerden oluşan formamız gayet sade ve hoştu, kendisi siyah iken yazılar ve mükemmel olduğunu düşündüğüm, on bir rakamı beyazdı,hafif bir şekilde görünen kırmızı şeritlerle etrafı sarılmıştı. Altımda her zamanki gibi maç şortum vardı ,kısa iğrenç maç şortum. Kızıl saçlarımı ise düzleştirip salık bırakmıştım. Üzerime, arkasında "Samsun" yazan bordo,siyah kolunda voleybol topu simgesi olan kolej ceketini geçirdim. Gözlerime hafif bir rimel ve bb kremle artık hazırdım. Sonuçta final maçıydı boru değil biraz süsten kimseye zarar gelmezdi. Son olarak spor çantamı elime aldım ve yatağın üzerinde duran kulaklığımı, Harry Potter ve Sırlar Odası nı, dizliklerimi, kolluğumu ve baya bir para bayıldığım,formayla uyumlu olsun diye aldığım kırmızı siyah sporlarımı çantaya attım son olarak ise havlumu koydum ve fermuarı çektim. Odamdan çıktım ve aşağı indim.

-Geldim işte, ne çok çağırdın arkadaş duyanda alacaklılar geldi sanar bu ne.
-Çok konuşma da yemeğini ye. Okula yetişmem lazım zaten bide seninle uğraşamam.
-Aşk olsun abi. İnsan kardeşine bir şans diler bari.
-Tamam tamam,buraya gel. Dedi ve yanıma yanaştı. Bende biraz daha ilerleyip sarıldım. Doğrusunu söylemek gerekirse acayip korkuyordum, içimde hep bir ya yenilirsek? Korkusu vardı. Gerçekten de şansa ihtiyacımız vardı bir nevi.
-Abartma canım sende,nasıl oynadığınızı gayet iyi biliyorum, baya iyisiniz karşı takım ne kadar iyi olabilr ki ,bide böyle düşün.
-Ya abi beni fişeklemesene,yenilirsek görürsün.
-Tamam hadi yeter bu kadar ikimizde geç kalıcaz yoksa,kahvaltımızı edelim.
-İyi bari.

Kahvaltıyı etmiştik ve abim benim evden çıkmamı bekliyordu. Ayağa kalktım ve kapının önüne ilerledim.

-Bu şortun daha kısası yok muymuş,bu fazla uzun kaçmış.
-Bende bayılmıyorum bu salak şeyi giymeye herhalde.
-Altına pantolon falan giyseydin bari bu ne böyle?!
-Abi ,zaten evden alıp stada götürecekler sonra birdaha eve getirecekler. Ayrıca bu mükemmel ceketin altına eşofman falan fazla absürt kaçıyor. Hem maçıma gelmiyorsun hem de konuşuyorsun.
-Kaç kere söyledim Nova izin vermiyorlar,verseler seve seve gelirdim biliyorsun.
-Ben mi dedim sana farklı okula git diye sanki, bizim okulun da lisesi vardı sende mal gibi başka liseye gittin. Ortaokulu bile başka yerde okudun gerçi,ilkokuldan sonrası yok. Bu bana senden nefret ediyorum hatta o kadar ki aynı okulda bile okumak istemiyorum,bu okul kolej olsa bile, deme şeklin falan mı
-Abicim, doğru olmadığını sende biliyorsun ayrıca senden nefret falan etmiyorum bunu da biliyorsun,senden nefret etsem dolabımdan t-shirt ceplemene izin vermezdim.Dedi ve bana sarıldı,bende ona karşılık verdim pis godik kafalı yine haklıydı. O sırada dışardan korna sesleri geliyordu,gelmişlerdi herhalde.
-Neyse abi ben gidiyorum,görüşürüz maçtan sonra ararım seni.
-Yine unuttun herhalde okulda telefon yasak ,evde bırakıyorum.
-Doğru ya unutmuşum,hadi eyvallah koçum.
-İyi maçlar, kazanmadan gelme sakın ha.

🌌🌌🌌

-Obaa, haydi kızlar hep beraber.

Kaptanında verdiği komutla şarkıya bütün takım katıldık. Takımın favori gaza getiren şarkısıydı.

-Yeah, You could be the greatest
- Evet, sen en harikası olabilirsin,
You can be the best
- En iyisi olabilirsin,
You can be the king kong banging on your chest
- Göğsüne vuran King Kong olabilirsin,