Hastaneden döndüğümüzde yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Yüzünü ısırmak istiyordum doğrusu.
Çok iyi bir babaydın Hobi. Fakat çok iyi bir eş de olabilirdin.
Jungkook iki aylık olduktan sonra eve tekrar geç gelmeye başladın.
Nedenini sorduğumda "İş." diyordun soğuk bir biçimde.
Sanırım işlerin pek iyi gitmiyordu.
Artık tanınan bir rapperdin fakat yüzünü kimseye göstermiyordun. Yani hayranlara.
Sana çok havalı olduğunu söylüyordum. Bilirsin Sia gibiydin.
Senin o çok sevdiğim rapper olduğunu seninle ilk defa tanıştığımız markette fark etmiştim fakat o zaman daha tanışmamıştık. Birkaç ay sonra tanıştık.
Sen telefonla konuşurken anlamıştım. Hem sesini tanıdım, hem de telefonda konuştuğun adama raplerin hakkında mırın kırın ediyordun.
O günleri hatırladıkça gülümsüyorum.
Konumuza geri dönecek olursak dediğim gibi, işlerin iyi gitmiyor olmalıydı.
İyi kazanıyordun fakat menajerinle hep kavga ediyordun. Seni sakinleştirmek istiyordum fakat seni rahat bırakmamı istiyordun sürekli.
Eşler birbirlerine yardım ederdi değil mi? İyi günde ve kötü günde dememiş miydik?
Fakat öyle olmadı işte. Bana izin vermiyordun ki.
Bana kötü davranmaya başlamıştın. Sorun değildi. Gergindin. Seni anlıyordum.
Fakat bir gece eve sarhoş gelip beni öldüresiye dövdün.
Nedeni sana neden bu kadar içtiğini sormamdı.
Yemin ederim hobi, gerçekten sana hiç çıkışmamıştım. Sadece sormuştum. Senin için endişelenmiştim.
Fakat sen bana "Bu seni neden ilgilendiriyor ki?!" demiştin.
Artık beni eşin olarak görmediğini o gün anlamıştım.
Ertesi sabah uyandığında hiçbir şey hatırlamıyor olmalıydın ki yüzümün ve vücudumun neden yara bere içinde olduğunu sormuştun.
Sana "Merdivenlerden düştüm." demiştim. Belki anlarsın diye. Anlamadın.
Belki de anlamamazlıktan geldin.
Başını sallayıp mutfağa gittin. Senin için kahvaltı hazırlamıştım fakat yüzünü buruşturup yememiştin. Miden bulanıyor olmalıydı.
Seni zorlamadım. Hem ne zaman bir şey için zorlamıştım ki?
Arkadaşlarının yanına uğrayacağını söyleyerek evden çıktın. Ben de Jungkook'a sarılarak saatlerce ağladım.
Kötü zamanlar geçiriyordun bu yüzden gergin olmana verdim. Ayrıca sarhoştun. Beni kendi isteğinle dövmezdin ki sen. Değil mi?
Yanılmıştım.
Jungkook dört aylık olduğunda bile eve çok uğramamaya başladın. Eve gelince de yüzüme adam akıllı bakmıyor, televizyon izliyor sonra da sızıyordun.
Seni yeniden kazanmak istemiştim. Kötü hissetmeni istemiyordum bu yüzden bir gün seni öpücüklerle uyandırdım.
Uyandığında doğrulup şaşkın bakışlarla bana bakıyordun. Sana arkadan sarılıp seni özlediğimi söylemiştim.
Beni ittin.
Fakat hemen benim önüme geçip sarıldın bana.
Sen de çok özlemişsin. Öyle söyledin.
İşlerinin yoğun olduğunu bu yüzden vakit ayıramadığını söyleyip ellerimi öptün.
Yemin ederim Hoseok, o gün her şeyi unuttum.
Yatak odasına geçtik. Uzun zamandır yapmıyorduk.
Jungkook ile ilgilendin, benimle ilgilendin... Her şey güzeldi.
Bir buçuk yılı tekrar iyi bir şekilde geçirdik. Çok sık tartışıyorduk fakat hep en sonunda özür dileyen ben oluyordum. Tekrar o günlere dönmek istemiyordum.
Git gide bana olan ilgin söndü. Çok dengesizdin. Ama Jungkook ile ilgileniyordun. O akıllı bir çocuktu. Yaramazlık yapmazdı. Ben ev işlerini bitirene kadar kendi kendine oynardı.
Jungkook iki yaşına girdikten sonra bana çok fazla iyi davranmaya başladın. Normalden çok daha fazla.
Bu beni korkutuyordu. Sanki bir şeylerin üstünü örtmeye çalışıyordun.
Bir gün eve yine sarhoş geldin.
Boynunda kırmızı ruj izi vardı.
Beynimden vurulmuş gibi oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
do you regret?
FanfictionVhope Jungkook'un hatrına Hobi. Hiç mi pişman olmadın? Kısa hikaye* [TAMAMLANDI] ⓚⓘⓡⓐ