Jungkook yedi yaşına bastığında Seok Jin ona büyük bir peluş tavşan almıştı.
Jungkook Seok Jin'e tapıyordu.
Biliyor musun Hoseok? Biraz absürt kaçabilir ama Jungkook tip olarak Seok Jin'e çekmiş sanırım. Ona gün geçtikçe daha çok benziyordu.
Bunu sadece ben değil, bizi tanıyan tanımayan herkes söylüyordu.
Mutluydum fakat herkesin derdi olurdu değil mi?
İşler kesattı.
Jin'in senin gibi parası yoktu.
Evimiz küçüktü ama güzeldi. Bir bahçemiz ve bir sibirya kurdumuz vardı.
Jungkook'un altıncı yaş gününde Jin almıştı.
Jungkook artık okula gittiğinden daha fazla sıkıntı yaşıyorduk fakat gerçekten, umrumda değildi.
Seok Jin'in sevgisi ve merhameti her şeyi çözüyordu.
Fakat Jin her zaman kendini yiyip bitiriyordu.
Bir gün ağlayarak bana sarıldı ve "Seni ve Jungkook'u çok seviyorum Taetae! Sizi saraylarda yaşatmak istiyorum fakat elimden gelmiyor. Çok özür dilerim!" dedi.
Ona sarılıp öptüm. Sorun olmadığını, her şeyin düzeleceğini söyledim.
Jin sen gibi değildi. Bir sıkıntı olduğunda bana danışırdı. Birlikte çözüm yolu arardık hep.
İyi bir eşti. Ayrıca iyi bir baba da.
%%
Beni babamın çukurundan kurtardığın zamanı hatırladıkça affediyorum seni Hoseok. Fakat sen de beni affedebilir misin?
Kötü bir eş oldum sana. Kötü bir eş olmasaydım öyle olmazdı değil mi?
O zamanlar bile aklımdan çıkmıyordun. Arada Jungkook'u almak için geliyordun.
Seninle birkaç saniye bakışırdık. Sonra Jungkook sürüne sürüne yanına giderdi.
Ona çok pahalı hediyeler alırdın fakat Jungkook yine de Seok Jin'e tapardı. Seni umursamazdı.
Onu birkaç kez azarlamıştım. Sonuçta sen onun babasıydın. Fakat beni de umursamıyordu bu konuda.
Seok Jin bir gün konuştu onunla. Sana haksızlık etmesin diye.
Jin'i dinledi. Artık sana karşı daha sevecendi.
Sana bir sır vereyim mi Hobi? Jungkook söz dinlemeyen biri değildir fakat inada girdiğinde cidden onu ikna edemezdin.
Onu ikna edebilen tek kişi Seok Jin'di.
Jin her türlü yeteneğe sahip bir mucizeydi.
Öyle ki işleri ne yapıp edip biraz daha iyi yapmıştı.
Hala işler iyi değildi. Fakat yetiyordu.
Her şey iyiydi fakat ne demiştik? Hiçbir şey sonsuza dek sürmez.
Birkaç yıl daha idare ettik fakat Seok Jin akciğer kanserine yakalanmıştı.
Yıkılmıştım. Jungkook o zamanlar artık 13 yaşındaydı. Her şeyin farkındaydı.
Dersleri pek iyi değildi fakat o her zaman idol olmak istediğini söylüyordu. Seok Jin de ben de ona destek çıkıyorduk.
Jungkook'un zeki olmasından nefret ediyordum.
Seok Jin'in tedavisine başlamıştık ve yaklaşık altı ay boyunca idare ettik bir şekilde. Fakat artık ilaçların parasına yetişemiyorduk.
Sok Jin artık hastaneye yatırılmıştı ve git gide çöküyordu.
Jungkook da Seok Jin çöktükçe çöküyordu.
İkisini bu şekilde görmek ise beni...
Mahvediyordu.
Bir ay kadar sonra doktor bana artık pek zamanının kalmadığını söyledi.
İlaç paralarını bulmak çok zaman alıyordu ve borç batağına girmiştik. Geciken ilaçlar ve aşırı stres yüzünden artık Seok Jin için çok geçti.
Nefes alamadığımı hissediyordum.
Seok Jin olmadan yapamazdım.
Jungkook, Seok Jin için bir peluş ayıcık yapmıştı.
Kendi elleri ile yapmıştı. Seok Jin'in yüzündeki mutluluğu tarif edemezdim.
Son birkaç ayını mutlu geçirsin diye elimizden geleni yaptık.
Jungkook'un on dördüncü yaş gününde hayatını kaybetti.
Ölmeden birkaç dakika önce Jungkook'un ona yaptığı peluş oyuncağa uzanmaya çalışmış. Kalbi dayanmayınca da yetişemeden yığılmış.
Jungkook o günden sonra hiçbir doğum gününü kutlamayacağına dair kendine yemin etti.
Bir hafta odasından hiç çıkmadı.
Doğru dürüst bir şey yemedi.
İkimiz de perişan haldeydik.
Bir hafta sonra evden kaçtı. Ağlayarak sana gitmiş. Jin'in öldüğünü ve diğer her şeyi anlatmış.
Onun elinden tutup bana getirmişsin fakat ben dışardaydım. Her yerde onu arıyordum.
Yemek yemediğim için güçten düşmüştüm bu yüzden bir yerlere tutuna tutuna ilerliyordum.
Beni aradığında nerde olduğumu söyledim ve beni almaya geldin.
Eve vardığımızda ikimize de zorla bir şeyler yedirtip doktor çağırdın. İyi olduğumuzdan emin olana kadar da durmadın.
Sonra da Jungkook'u kucaklayıp yatağına götürdün. O yatana kadar da yanında kaldın.
Teşekkürler Hoseok. Bunca yıldan sonra bile bana yardım ettiğin için.
Yanıma geldiğinde neden senden yarım istemediğimi sordun. Yardım edermişsin.
Bilmiyorum Hoseok. Beni korkutuyordun.
Sana yaklaşırsam bana zarar vereceğinden korkuyordum.
Benden özür diledin. Geçmişte olanlar için.
Sorun değildi.
Tek derdim o an Jungkook'tu.
Benim de uyuduğumdan emin olunca eve dönmüştün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
do you regret?
FanfictionVhope Jungkook'un hatrına Hobi. Hiç mi pişman olmadın? Kısa hikaye* [TAMAMLANDI] ⓚⓘⓡⓐ