O gün hiç bir şey söylemedim.
Sadece seni odamıza götürüp yatırdım.
Üzerinde ağır bir kadın parfümü kokusu vardı.
Vücudunda da öpücük izleri vardı.
Gerçekten Hobi, hiç mi vicdanın sızlamadı?
Hiç mi eşini ve çocuğunu düşünmedin?
O gece üzerindeki içki kokulu iğrenç kıyafetleri çıkarırken ağlıyordum.
O kadar ağır uyuyordun ki sesimi duymadın bile.
Bütün gururumu ayaklar altına alıp boynundaki ruju sildim.
Hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranacaktım.
Öyle de yaptım.
O gece hiç uyumadım.
Aynı beni dövdüğün geceki gibi.
Ya da beni umursamadığın geceler gibi.
Uykusuzluktan ve stresten gözlerimin altı kararmış, tenim solmuştu.
Çokça kilo da vermiştim.
Artık çirkindim sanırım. O yüzden mi beni aldatıyordun?
Fakat bunca stresin nedeni sendin.
Seni suçlamak istemiyorum Hobi. Seni çok seviyordum.
Bu yüzden uyandığında sana sarıldım.
Yanaklarını öpüp gece çok içerek geldiğini, bu kadar içersen sağlığına zarar vereceğini söyledim.
Seni sevdiğimi de söyledim.
Gözlerinin içinde bir suçluluk gördüm Hobi.
Sanki pişman olmuş gibiydin.
Hafifçe sırtımı sıvazlayıp beni nazikçe ittin.
Kalbim kırılmıştı.
Anlamıyordum.
Açıkçası hala anlamıyorum.
Belki huyuna gidersem seni kazanabilirim sanıyordum. Bu yüzden en sevdiğin yemekleri hazırlıyordum.
Sana güzel sözler söyleyip şımartıyordum.
Fakat keyfin yerine gelmiyordu.
Bana gülümsemiyordun.
Hatta bir ara "Sessiz olamaz mısın?" dedin bana.
Gergindin.
Sorun değildi.
Ben de sustum.
O günden sonra hep susacaktım. Çünkü beni sen susturacaktın.
O günden sonra her gece içerek geliyordun eve.
Nedenini bilmiyordum. Jungkook seni görünce ağlıyordu.
Oğlun senden korkuyordu Hoseok.
Senin umrunda değildi.
Üzerine hep farklı parfümler siniyordu.
Bir gün tekrar eve geç geldiğinde sarhoş olduğunu umursamadan sana çıkıştım.
İlk defa sana sesimi yükselttim.
Sana neden beni aldattığını sormuştum.
Neden bunu bize yaptığını?
Bana hakaretler ettin.
Bana "Senin gibi bir sürtüğün bana hesap sorabileceğini mi sanıyorsun?" dedin.
Gerisini hatırlamıyorum.
Piskolojik sorunların vardı.
Kötü günler geçirmiştin.
Bunları biliyordum.
Fakat başına neler geldiğini bilmiyordum.
Çünkü bana anlatmadın.
Birlikte çözüm bulabilirdik belki.
Ya da acına ortak olurdum.
İyi günde ve kötü günde demiştik Hoseok.
Fakat o geceden itibaren beni tekrar tekrar öldüresiye dövdün.
Her seferinde içkiliydin.
Ve üzerinde öpücük izleri vardı.
Bana sürtük dedin Hoseok.
Oysa sen varken kimsenin yüzüne bile bakmıyordum.
Senin dışında tek aşkım Jungkook'tu.
Ben de stresliydim. Dayak yiyordum ve hakaretler yiyordum.
Fakat hıncımı hiçbir zaman Jungkook'tan çıkarmadım.
Bir gün Jungkook beni dövdüğünü gördü.
Ben yerde yarı baygın haldeyken Jungkook kapının arkasına saklanmış izliyordu.
Birkaç kez "Baba yapma!" dediğini duydum.
Tabi o çocuktu. Konuşması biraz tuhaftı o yüzden anlamamış olabilirsin.
Sürekli onunla olduğumdan dilinden de anlıyordum.
Ben yerde yarı ölü haldeyken Jungkook'u yanına çağırdın.
Onu da döveceksin diye çok korktum.
Fakat onu çağırırken gayet sakindin.
Jungkook gelmedi.
Daha çok sinirlendin.
"Oğlumu bana düşman ettin!" diye bağırdın ve evden çıktın.
Özür dilerim Hoseok. Bunu yapmak istememiştim.
Jungkook'a seni hiç kötülemedim.
Yemin ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
do you regret?
Fiksi PenggemarVhope Jungkook'un hatrına Hobi. Hiç mi pişman olmadın? Kısa hikaye* [TAMAMLANDI] ⓚⓘⓡⓐ