Gecenin karanlığında Ayşem'in ürkek adımları onu karakolun kapısına götürmüştü götürmesine ama hemen yanındaki Murat'ın varlığı bile o kapıdan içeriye girecek gücü bulmasını sağlamıyordu. Çünkü geçmişin hayaletleriyle Ayşem ancak tek başına savaşabilirdi. Ama bugün o gün değildi. Bir adım daha atmadan karakolla onları birbirinden ayıran yolun diğer tarafında, kaldırımda kaldı. Murat onun ne için korktuğunu anlamadan cesaretlendirmek umuduyla koluna dokundu ancak Ayşem kendisini hızla geri çekti. Göz göze geldiklerinde de Murat o gözlerdeki katıksız korkuyu, hüznü gördü.
"Neyin var Ayşem? Sen iyi değilsin." Murat'ın endişeyle sorduğu soru ve durum tespiti üzerine gözü yaşlı bir halde kendisine bu kapının hatırlattıklarını dile döktü genç kadın.
"Sen benim buraya ilk sığınışım mı zannediyorsun? Kimsesiz, çaresiz bir halde daha önce de geldim ben."
"Ne zaman? Çocuk doğduktan sonra mı?"
Ağlamamak için gülerek başını iki yana salladı Ayşem. Alaycı bir ses tonuyla konuştu.
"Ne çocuğu Murat? Parmağımda bana zorla taktıkları nişan yüzüğüyle, elimde nişan bohçasıyla sen hapisteyken ben bir umut nişanı atmak için, konuşmak için kapılarına gittiğimde Fikret'le bir odaya kilitlendim. Beni onunla aynı yere kapadılar ki o hayvan gibi... O benim ırzıma geçsin de ben ona mecbur kalayım diye... Beni yaktı, dövdü, ırzıma geçti."
Murat sıkılı haldeyi yumruklarıyla, sessizce, öfke ve acıdan yaşaran gözleriyle dinledi Ayşem'i. Ağzını açarsa dilinden ne döküleceğini kestiremiyordu çünkü, Ayşem'in karşısında dağılamazdı. Bir dağ gibi dik durup bu pis dünyanın sevdiğinin omuzlarına yüklediği ne varsa sırtlanmalıydı. Ayşem elini kaldırıp yeniden karakolun kapısını gösterdiğinde ve konuşmaya devam ederken bu yüzden o da susmaya devam etti.
"Eve dönemezdim, ne yapacaktım? Hastaneye mi gidecektim? Babam bu defa beni gerçekten öldürürdü. Gerçi ölümden korkmuyordum artık. Hazmedemediğim bana yapılan ne varsa yapanların yanına kalacak olmasıydı. Bir de sen vardın be Murat. Beni başıma ne gelirse gelsin seveceğini biliyordum. Hapisten çıkarsan, eğer yaşıyorsan elimden tutacağını biliyordum. Ama bir o kadar da benden iyisini hak ettiğine inanıyordum. Bunca bela, çirkinlik... Ne içindi? Kimin içindi? Alt tarafı bir kızı sevdin, onunla evlenmek istedin. Sonunda senin de, o kızın da başına gelmeyen kalmadı. İkimizi de paramparça ettiler. Tuzla buz olduk."
"Ayşem..."
Murat bir şey söylemek istedi. Ne olursa olsun herhangi bir şey... Yeter ki Ayşem'e teselli olsun, dayanak olsun. Ancak tek fısıldayabildiği ismi oldu. Bir rüzgâr esti, karakolun kapısına bir araba yanaştı. İçeriye birini götürdüler ve Ayşem kollarıyla bedenini sararak yutkundu. Bu defa bakışları buldu kapıyı.
"Karakola geldim Murat. Seni bulmak için, yardım istemek için, sığınmak için gidecek başka yerim yoktu benim. Hastaneye sevk edildim, tutanak tutuldu. Öyle utanç vericiydi ki... O bakışlardaki tiksinti mi yoksa suçlama mı olduğunu bilmediğim şey... Acıyanlar da vardı tabii. Sonuçta namusumu almışlardı elimden, kadınlığımı çalmışlardı benden. Birkaç damla kanla ölçülüyordu değerim. Benim çeyizim, altınım bekâretimdi. Ahlakım iki bacağımın arasındaydı. Geleceğimi almışlardı benden ve artık yaşanacak bir hayatım kalmamıştı. Herkes öyle çok buna inandı ki kafama vura vura beni de inandırdılar. Fikret'le babam karakola çağırıldı. Ortalık ama nasıl yangın yeri görsen... Karakollar zaten karışmış. Tuhaf tuhaf insanlar gelip gidiyordu. Bağırışlar, taşkınlıklar... Komiser benimle yalnız görüşmek istedi. Hiç unutmuyorum söylediklerini. Bu adam benim nişanlımmış. Evlenmeyi kabul etmiş. Zaten Fikret tecavüzü inkâr etti. Nişanlımdı, evime geldi, kendi rızasıyla koynuma girdi dedi. Sorun bakalım, madem beni istemiyormuş. Niye ailesinden habersiz kaçıp evime gelmiş kendi ayağıyla dedi. Evlenmezsem ziyan olurmuşum. Kimse beni almazmış. Adım çıkarmış. Babam ya beni öldürür ya da sokağa atarmış. Sahipsiz kalıp kötü yola düşermişim. Fikret hazır evlenmeye razıyken susup şikâyetimi geri almalıymışım. Ortalık zaten karışıkmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI KALAN
Ficção GeralZamanın eskitemediği, ayrılığın unutturamadığı bir aşk... Kader onları iki ayrı uca sürüklese de sevdalarını yüreklerinden atamayan iki âşıktı Ayşem'le Murat. Araya giren yıllar, insanlar, dayatılan hayatlar kavuşmaya engeldi belki ama sevmeye değil...