Başlamadan hemen önce bir vote?
.
.
Matematikten nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim?
Söylemediysem şimdi öğrenmiş oldunuz.Sinirle öğretmenin verdiği testlere uzandım.Elime aldığım ödevi tam yırtıyorken daha önce bizim sınıftan bir öğrencinin benim yaptığım hatayı yapıp Bay Min'in gazabına uğradığı an gelmişti aklıma.Yutkunarak elimdeki ödevi geri masaya koyup kağıtların kırışan yerlerini parmaklarım ile düzledim. Hatırladığım kitap ile sandalyeden kalkıp yatağıma ilerledim.
Ödevler yüzünden efsaneye bakma fırsatım olmamıştı. Tam kapağını açarken odamın kapısının alacaklı gibi çalınması ile büyüyen göz bebeklerimle kapıya baktım. Bu adam ne ara eve gelmişti? Yerime iyice sinerek gitmesini beklemeye başladım.
''Aç şu kapıyı küçük sürtük!''
İğrenç sesini duymamak için avuç içlerimle kulaklarımı kapatıp duvara iyice yaslandım. Parmak uçlarım çoktan uyuşmuştu.Karnıma ağrılar giriyor eş zamanla soğuk terler döküyordum sanki.
Dejavu
Sıklıkla yaşadığım bir andı bu.
''Bu sikik kapıyı kilitleyerek benden kurtulabileceğinimi sanıyorsun?''
Dolan göz yaşlarım daha fazla dayanamayıp usulca gözlerimden akmaya başlamıştı.Beni duymaması için sağ kulağımdan elimi çekerek ağzımı kapatıp ses çıkarmamaya çalıştım. Bir kaç dakika boyunca kapıyı zorlamıştı fakat en sonunda pes ederek uzaklaşmıştı. Elimi ağzımdan çekip kısık nefes alarak ağlamaya devam ettim. Annem yüzünden bu pislik herife katlanmak zorunda olmam çok bencilceydi.
Babam ben liseye başladığım dönem bir kaza sonucu hayatını kaybetmişti.Onun ölümü ile annem kahrolmuştu.Benimde ondan bir farkım yoktu...Bir kaç yıl sonra bu pislik herif ile tanışıp evlenmişlerdi. İlk başlarda iyi gibiydi fakat zaman ilerledikçe gerek yüzünü göstermişti bana. Annemden gizli içip beni hırpalamak en sevdiği hobisiydi.
Annemin mutluluğu için susmam gerekiyordu..
Yanımdaki kitaba bakıp iç çekerek elime alarak yatağımın yanındaki komodine koyup, yorganımın altına girdim.Uyumak bir nebzede olsa acılarımı unutmama yardımcı olurdu değilmi?
.............
''Jung iyi olduğuna eminmisin?''
Yanımda bana endişeli bir şekilde bakan arkadaşıma ufak bir gülümseme sunup göz kontağından kaçınarak başımı sıramın üzerine koydum.
''İyiyim Iseul, biraz uykum var sadece.''
Tam bir şey demek üzereyken sınıfa giren Tarih hocası ile söyeleyeceği şeyler dudaklarının arasında kalmıştı.Resmen ilk defa bu hoca bir işime yaramıştı .Iseul gözlerini kısıp bana bir bakış atıp ayağa kalktı.Bu bakış 'tenefüste görüşücez ' anlamına geliyordu. Bayan Sang'a selam verip tüm sınıf geri yerine oturuyorken adımın söylenmesi ile popom oturağa değmeden havada kalmıştı.
''Sen ayakta kal Jung''
Yerimde dikleşip sorar gözlerle Tarih Hocasına baktım.Gene bir şey yapmıştımda benimmi haberim yoktu? Bayan Sang akıllı tahtayı açıp geri bana döndü.
''Gumiho Efsanesini araştırdınmı öğrenci?''
Yavaştan terleyen ellerimi okul eteğime silip yutkundum.Yarıda kaldığım bir ödevi nasıl anlatabilirdim ki?
''Ş-şey aslında tam anlamıyla araştırmış değilim fakat ,biraz bilgiye sahibim.''
Bayan Sang tek kaşını kaldırıp ellerini beline koydu.Bu kadın neden bu kadar gıcık olmak zorundaydı?
''Gel ve bize bildiklerini anlat.''
Yavaşça sıramdan çıkıp Iseul'e baktığımda umutsuz gözler ile bana bakıyordu. Yalnızca ikimizin duyabileceği şekilde ağlamaklı bir ses çıkarıp tahtaya doğru ilerledim.Kesinlikle rezil olacaktım.
''Evet seni dinliyoruz Jungk''
Bayan Sang öğretmen masasına yalnızca sağ kalçasının deyebileceği bir şekilde oturup dikkatlice beni izlemeye başladı.Derin bir nefes alıp okuduğum kadarını sınıfa anlatmaya çalıştım.
Ne kadar okuduysam o kadarını sınıfla paylaşırken yavaş yavaş kelimelerimin sonuna gelip,çekinerek öğretmene çevirdim bakışlarımı.Tüm sınıf anlattıklarımdan etkilenmişti.Tüm bu süre zarfında kimseden bir'çıt' dahi ses çıkmamıştı. Bayan Sang ayağa kalkıp bana yaklaştı.
''Yarım not aldın öğrenci oturabilirsin.''
Saygıyla hafif eğilerek hızlı adımlar ile sırama geri oturdum.Bir nebzede olsa kendimi rahat hissediyordum.
''Evet çocuklar beni iyi dinleyin Jung'un kaldığı yerden devam edeceğim''
Tahtadan efsanenin anlattığı bir yeri açarak sınıfa öndü.
''Bildiğiniz üzere Gumiho efsanede güzel bir kız olarak geçer. Aynı zamanda kılık değiştirebilme gücünede sahiptir.
Eğer ki ''Ben yaratık olmaktan bıktım, biraz da insan olayım!'' diyorsa bunun için 100 tane insan karaciğeri yemesi gerekir
Fakat insan olduktan sonra her 1000 günde bir, yani dolunay da çile olarak insana açlık çeker ve tilki formuna döner.1000 günde bir yaşanan bu gün de yaptığı hiçbir şeyi hatırlayamaz. ''
Ağzım açık öğretmeni dinlerken kolumdan dürtülmem ile Iseul'e baktım.
''Baksana bir yavrusuda var sanırım''
Gözleri ile tahtayı işaret ettiğinde akıllı tahtada açık olan resme dikkatlice baktım.
Kaşlarım hayretle havalanırken yavruya iyice odaklandım. Neden onun az kuyruğu vardı?Yoksa odamı bir tabloya hapsedilmişti? Tekrardan Bayan Sang'ın sesini işitmem ile kafamı iki yana sallayarak hayal aleminden ayrıldım.
''Yarın Gumiho Efsanesinin geçtiği ormana gidiceğiz hazırlıklı gelin.Bir kaç gün orada kamp yapma ihtimalimizde olabilir.''
.
.
Vote ve Yorumlar çok az üzülüyorum..