Lütfen başlamadan önce vote atmayı unutmayın!
.
.
.
''Çok güzel olacak''
Heyecanla iki elini çırparak okul otobüsüne bakan arkadaşıma gözlerimi devirdim. Bu gezi benide heyecanlandırmıştı fakat, farklı zihniyet ve niyetle geziyi dört gözle bekleyenlerin konuşmalarına ister istemez kulak misafiri oluyorken kaşlarımın çatılmasına engel olamıyordum. Bu gezi yalnızca bizim sınıf için düzenlenmemişti gelmek isteyen öğrenciler de olmuştu elbet. Tek sorun okulun yarısından çoğunun aç hayvan gibi katılmak istemesiydi.
Kolumdan çekilmem ile kafamı iki yana sallayarak Iseule baktım.
''Hadisene otobüs kalkmak üzere''
Adımlarımı hızlandırarak okul otobüsüne bindim.Iseul çoktan boş bir yer bulup oturmuştu. Bende boş bir yer bulabilmek umuduyla gözlerimi oturaklarda gezdirdim, fakat pek yerin kalmadığını görmek kaşlarımı çatmama neden olmuştu.Ayakta gidemezdim öyle değilmi?
Derin bir nefes verip arkaya doğru ilerledim. En arkadaki ikili oturaklardan birinin boş olduğunu görmem ile göz bebeklerimin parladığını hissetmiştim. Hızlıca boş olan yere ilerledim. Camdan dışarıyı izleyen benden bir sınıf büyük olan çocuğa doğru bir kaç kez öksürerek dikkatini çekmeye çalıştım. Fakat başarılı olduğumu pek söyleyemezdim. Hem neden yanına oturmak için izin istiyecektim ki?
Boş olan yere popomu koyup,sırtımdaki çantayı kucağıma yerleştirdim.
"Oturmak için sorduğunu hatırlamıyorum?"
Yandan gelen imalı sesle bakışlarımı bana tek kaşını kaldırarak bakan çukulata tenli gence çevirdim. (Hadi tahmin edin bu kim? :) )
Samimiyetsizce dudaklarımda oluşan tebessüm ile sol yanımdaki çocuğa baktım.
"Zaten izin istiyen olmadı. Tek boş yer burasıydı ve bende oturdum."
Bana göz devirdikten hemen sonra tekrar cam tarafına dönerek derin bir sessizliğe bürünmüştü. Sanki ben onun yanında oturmaya meraklıydım ya! Yüzümdeki sahte gülücüğü silerek telefonumu çantadan çıkarıp, yüklediğim oyunu ile zaman öldürmeye karar verdim. En azından varacağımız yere kadar stres atmış olurdum.
.............
"Bir çadırda 2 kişi kalacak. Kız erkek aynı çadırda görmek istemiyorum hiç kimseyi !"
Iseul ile birbirimize bakıp sırıtarak büyük çadırı açıp kurmaya başladık. Çadırın çubuklarını birleştirip sırasıyla Iseule verip yavaştan işe koyulduk. En sonunda biten çadır ile uyku tulumlarını gelişi güzel içeri fırlatıp çevreye bakındım. Diğer çadırlarında kurulduğunu görmemle Tarih öğretmeni'nin yanına adımladım. Elindeki liste ile uğraşan Bayan Sanga saygı bakımından hafifçe eğildim.