"Pole ben çıkıyorum. Akşama dönerim. Eğer acıkırsan senin için birkaç sandviç hazırladım. Ben gelene kadar onlarla idare et."
Koltukta uzanan Pole'a baktım. Dün parktan getirdiğimden beri aynı yerde yatıyordu.
Tepki vermediği için omuz silkerek çantamı aldım ve evden ayrıldım. Arabama atlar atlamaz okulun yolunu tuttum.
Yorgun olduğu söylüyordu ve dinleniyor olabilirdi. Yıldızlar insanlardan farklıydı gerçi. Yaptığı çoğu şeyi anlayamayabilirdim.
Tıpkı benim yaptıklarımı onun anlayamaması gibi.
Yol boyunca radyoyu açmıştım.Radyodan arabanın içinde yankılanan müzik eşliğinde düşüncelere devam etmiştim. Trafikte fazla düşünceli olmakta sağlıklı değildi.
Sonunda okula vardığımda hızla arabamdan inerek kilitledim. Kampüsün içine doğru ilerlediğim sırada arkamdan gelen sesle duraksadım.
"Hey, Yoongi!"
Bu sesin sahibini tanıyordum. İyi anlaşıyorduk ve bir şans görüyordum ilerisi için. Arkama dönerek yanıma ulaşan Seo Jin'e gülümsedim.
"Merhaba Seo Jin. Nasılsın?"
"Oldukça iyiyim. Kahvaltı yaptın mı?"Kafamı iki yana sallayarak reddettim. Yine öğünlerim arasında bir düzensizlik oluşmuştu.
"Aslında evden erken çıktığım için kahvaltı yapmadım. İlk saatin boş mu?"
"Benim bugün yalnızca bir dersim var. Asıl senden ne haber?"
Sorusuyla birlikte ikimizde güldük. Kafamı yere eğip dudaklarımı birbirine bastırdım ve birkaç saniye bekledim. Ardından ona bakarak konuştum.
"O halde kahvaltı yapmak ister misin?"
"Bir düşünmem gerekiyor."Elini çenesine atınca gülümseyerek onu izledim. Elini indirip omzuma dokundu ve sempatik bir şekilde konuştu.
"Çok isterim Yoongi."
"Güzel, o halde gidelim?"Omuz silkişiyle birlikte ilerlemeye başladık. Kampüsün yakınlarında bildiğim güzel bir yer vardı ve yürüyerek on dakika sürmüyordu.
Oranın önünde durunca birlikte içeri girdik. Kahvaltı siparişimizi verirken aklıma nedense Pole ile gittiğimiz restoran ve onun kahvaltı yapışı geldi. Kıkırdamadan duramamıştım.
"Neye gülüyorsun?"
Seo Jin'in sorusuyla birlikte kafamı iki yana salladım ve elimi saçlarıma götürerek gülmeyi kestim. Aptal gibisin Yoongi!"Yok bir şey. Sadece aklıma bir anı gelmişti de."
Kafasıyla onayladı. Ardından ellerini çenesine koyarak dirseklerini masaya yerleştirdi. Bedenini bana doğru eğdikten hemen sonra gülümseyerek sordu.
"Seni daha yakından tanımak istiyorum. Eminim ki sende benimle aynı fikirdesin."
~
Bütün gün boyunca fakültede girdiğim dersler bir yana, en aklımda kalıcı olan Seo Jin ile yaptığımız kahvaltıydı. Birbirimizi daha yakından tanımaya karar vermiştik.
Sanırım merdivenleri biraz daha çıkıyorduk. Yorucu bir günün ardından eve geçtiğimde ışıkları yaktım. Kaşlarım çatılmıştı çünkü ev oldukça sessizdi.
Çantamı yere bırakarak ayakkabılarımdan kurtuldum ve salona doğru ilerlemeye başladım.
Koltukta yatan Pole'u görmek kaşlarımı daha da çatmama sebep olmuştu. Hızla mutfağa geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı #Wattys2019
FanfictionGökyüzünden insanların dünyasına düşen bir kutup yıldızının, insanların hayatındaki anılarını anlatan bir gençlik kitabı.