Söylediğim şeyle gözünden bir damla yaş düşmesi sinirimi azaltmamıştı ne yazık ki. Neden ağlıyordu ki şimdi?
Söyleyeceklerine ne tepki vereceğimi az çok kestirememiş miydi? Sinirlenmekte haksız mıydım? Küçücük bir şeyi büyütmeyi başarmıştı. Bazen onu gerçekten anlamıyordum.
"Yani artık beni sevmiyor musun?"
"Sen anlamaz mısın?"Kaşlarımı çatarak sorunca da burnunu çekti. O kadar üzgün görünüyordu ki birkaç dakika daha ona bakarsam yumuşayacaktım.
Yumuşamak istemiyordum çünkü bu konu hakkında ne kadar ciddi olduğumu anlamalıydı.
"Hiçbir şeyi göremeyecek kadar körsün Yoongi."
"Neyi göremeyecek kadar körüm?"Kafasını iki yana salladıktan sonra derin bir nefes verdi.
"Boş ver."
Ardından burnunu çekerek devam ettirdi cümlesini.
"Onun bizim evimizde kalmasını istemiyorum."Alayla güldüm. Benimle dalga mı geçiyorsun yoksa gerçekten ciddi misin anlayamıyorum Pole...
Seni bir türlü çözemedim ancak dalga geçiyorsan daha da sinirliyorum ki sinirlenince seni daha fazla kırabilirim.
Eğer ciddiysen de çok komik.
"Bizim evimiz mi? Orası benim evim Pole."Beni pür dikkat izleyen Pole'a doğru bir adım atarak konuşmaya devam ettim. Burada durup bunun tartışmasına devam etmeyecektim çünkü Seo Jin'i arabada yeteri kadar yalnız bırakmıştım.
"Ve evimde kimin kalıp kimin kalmayacağına ben karar veririm."
"Güzel..."
Derin bir nefes aldı ve yeniden konuştu."Eğer o senin evinde kalacaksa... Ben yokum."
"Ne?"Bu sefer gerçekten şaşkınca sormuştum. İstediği yaptırmak için tehdit etmeye mi karar vermişti yani?
Tehdit etmesini bir yana atın, bana ne yapacağımı nasıl söyleyebilirdi? Bu benim hayatım, hayatımı ona teslim etmemi ve kenara çekilmemi falan mı bekliyordu?
"Beni duydun Yoongi. Ben onunla aynı evde kalmak istemiyorum."
Kafamla onu onayladım. Madem böyle olmasını istiyordu, ona istediğini verebilirdim.
Nazik davrandıkça sınırlarımı zorluyordu madem, o halde bu Yoongi'ye merhaba demeliydi.
"Pekala... Madem kabullenmeyeceksin. O halde defol git Pole."
Gözleri tekrardan dolmaya başlamıştı, bana doğru bir adım attı.
"Ben senin yıldızınım Yoongi. Onu mu tercih ediyorsun?"
Sorduğu soruyla daha da sinirlenmiştim.
"Yok ol, gözümün önünden Pole. Seni görmek bile istemiyorum! Şuan sana ne kadar sinirli olduğumu tahmin bile edemezsin."Ardından arkamı dönüp arabaya doğru ilerledim. Seo Jin kafasını koltuğa yaslamış, gözlerini yummuştu.
Sürücü koltuğuna yerleşerek uyuyakalan bedenin emniyet kemerini taktım ve güvenli bir şekilde eve doğru sürdüm.
Pole daha önceden hayatımda yoktu, bu saatten sonra olmasa da olurdu değil mi?
Hem böyle bir tavırla hayatımda kalabileceğini de pek zannetmiyordum. Büyümesi gerekiyordu önce.
~
Uyuyakalan Seo Jin'in bedenini yavaşça yatağa bıraktım. Pole'un kaldığı misafir odası boşladığına göre, Seo Jin bu akşam burada uyuyabilirdi. Işığı söndürerek kapıyı nazikçe örttüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı #Wattys2019
FanfictionGökyüzünden insanların dünyasına düşen bir kutup yıldızının, insanların hayatındaki anılarını anlatan bir gençlik kitabı.