Satsuriku no tenshi/Angels of death hakkında yazdığım kısa hikayeler.
Karekterlerin geçmişleri, gelecekleri vb... Hakkında olan bu kısa hikayeleri okursanız sevinirim^^
Not:vol 2
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde bir reçel varmış.
Bu reçel'e 6-7 yaş civarında deli denmiş çünkü her gece rüyasında zakkun adında yok olabilelen bir kedi ile bütün harikalar diyarının içinden geçtiğini görüyordu. Bir gün babası salonda toplantı yaparken yanına gitti ve
"baba çişim geldi" dedi. Babası kısa süre sonra öldü ve reçel içinde tuta tuta tamamen delirdi.
Gel zaman git zaman reçel büyüdü ve sarışın bir kıza dönüştü. Bir gün anası onu parka götürdü, parkta anası komşu ile konuşurken reçel bir davşan gördü.
Dedi "AHAĞ DAVŞAN! daha öncr hiç davşan göremim gibi pesnden koşmalıyım!"
Anası gıyvete o kadar dalmıştı ki kız koştura koştura giderken ruhu duymamış.
Elinde saat olan tavşan, bir ağacın altıa "yuvasına" girerken reçel de meraktan girivermiş.
Birden bişi olmuş ve düşmeye başlamış delikte. Delikle ne delik ama, her neyse işte en sonunda dülmüş deliğün dibine.
Bakmış yukarı çıkamıyı önünde abidik gubidik kapılar, kapılardan başka odada bir de masa varmış masada "yE bEnİ BeBeK mUcUk" yazan bi kek bi de mini boy anahtar. Anahtarı bütün kapılara sokmuş evimiş çevirmiş, hatta kapılara omuz bile atmış ama nafile.
En sonunda anahtarı eline almış ve keki yiyerek minnak bir kapıdan geçmiş.
Yine belediye nin 80 yıl önce yaptırdığı fosilleşmiş kaldırım gbi yollarda yürürken yine o davianı görmüş.
Tabi o etrafta saf saf gezinrken herkes ona bakarak "aca bu doğru reçelmi?" (wwwwwww düşünsenize yolda yürüyosunız ve size "doğru reçel sen misin?" diyolar wwwww)
Reçel de onlara "hee benim reçel" diyerek laf atıyomuş.
Ama laf atnlar hormonlu güller oldukları için "eğf" diyerek susuyorlarmış.
Yine reçel saf saf gezerken ağaçların birinde yoktan kedi kostümü ve tırpanı oaln bandajlı biri belirmiş ve demiş ki;
"sana 3 saniye veriyorum--"
Reçel de
"banne banne ben kutsal reçelim sus" demiş. Adını bile bilmediği ve o kadar ürkünç olan birine nasıl laf atmış Allah bilir.
İlerlemiş ve bacaklarına pazardan gelmiş gibi kara sular inince durmuş. Bu sefer en abidik gubidik canlıların olduğu gurubun önünde durmuş ama ilgisini çeken şey o davşanmış.
Davşan reşel e bakarak "REÇEEEEĞL" demiş. Diğerleri reçel e öyle mal mal bakmışlar.
Bal kabağı gibi birşeyin üstüne oturan ve gözlerinden kalp çıkarka reçel e bakan davşan, reçeli birden şaşşırtmış ...
(buraları geçiyorum konuşmaları falan)
Sonra reçeli alıp gözlükçüye götürmüşler. Hala bormlaken göz doktoru osluğu için ona gözlükçü derlermiş.
Gözlükçünün karşısına çıkan reçel'e bakan gözlükçü "RAÇEEEĞL" demiş "BU GÖZ BEBEKLERİNİ CEHENNEMDE OSLA TANIRIM" tabi reçel kurnaz, onları peşlerinden kovalayarak geleb B1 köpekleir çılgın gözlükçünün iftar masaına gelince minnak olma kurabiyesini yemiş ve demliğin içine girmiş.
(B1 köpekleri= hani ray in katında zack in savaştığı köpekler, serideki favori yardımcı karakerleirm onlar)
Naaber?
Ben bi halta yaramayan yazar-chan.
Çok sevdiğim bir filim olan "alice harikalar diyarında" yı angels of death e uyarlamaya karar verdim ✧ω✧
Kaç bölüm olur bi fikrim yok ve orjinal filimle alakasız yerler olucak.
Eee merak etmeyin up uzun bi aradan sonra artık kafam rahat ve bölüm atmaya devam edicem.
Bu bölümü falama silah dayayarak yazdıran pikanoaiye gelsin.
Ehem, kenisi buraya bölüm attığım zaman kendi kitabuna bölüm atacağını söylemişti bu yüzden bölüm yazma sırası sende pika-chan ^^
Hepinizi seviyorum, görüşmek üzere!~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu ben wwwwwww
(bu arada diğer angels of death kitabıma bakarsanız mutku olurum>^<)
