moon child I.

1.3K 60 10
                                    

Son set merdiveni de çıkarken derince bir nefes verdim. Asansörlerden ve kapalı yerlerden oldum olası nefret etmişimdir zaten. Yine de bu yaşlı bir adamınkisiymiş gibi ağrıyan diz kapaklarım için yeterli bir bahane değildi. "Az kaldı." diyerek ikna etmeye çalıştım kendimi. Çatı katının ağır kapısını itip, yüzüme vuran akşam rüzgarı ile derince bir nefes aldım. Gece her zaman gündüzden daha güzel kokardı bana göre. Gecenin bir güzelliği, bir nârinliği vardı kendi üzerinde. Hem çok göz önündeydi, hem de çok saklı.

Binanın otuzuncu katındaki çatıda, tam da havuzun önünde oturmuş bir beden... Pofuduk gül kurusu saçları rüzgarla bir dalgalanıyor, her bir dalga saklı olan kokusunu burnumun ucuna dek getiriyordu. Üzerine geçirdiği eskimiş siyah t-shirtü, altında olan kısa şortu onu rüzgârdan korumak için yeterli değildi bana göre. Ama öğlen sıcağının kaynattığı su geceye kadar soğumuş olamazdı. Ayakları da bunları bilirmiş gibi havuzun içine atılmıştı. Kendisi havuzun çevresini kaplayan fayansların üzerinde oturuyor, dışarıdan bakanlara enfes bir göz ziyafeti sunuyordu. Gözleri şehrin yapma güzelliğine aldanmış, adı Jaehyun olan asıl güzelliği seçemiyordu. Sorun değildi, benim görevlerimden bir tanesi de buydu zaten.

Geldiğimden habersiz olan bedene yaklaştım usulca. Aklıma düşen hınzırlık dudaklarımın kenarını kaldırmış, bir sırıtış bahşetmişti bana. Gözlerim mûzip bir şekilde kısılmış, ellerim ilk hamlesini yapmak için öne doğru atılmıştı. Kendimi zarif ama erkeksi bedeni suya itmek için öne attığımda uzun parmaklar bileklerime dolandı. Bir anda vücudumu kucağında yanlamasına yatarken buldum. Sol eli sırtımı desteklerken sağ eli hâlâ bileğimdeydi. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Gamzeleri derin bir çukur gibi kazınmıştı pembe dudaklarının yanına, gözleri birer hilal gibi kısılmıştı. Yine de kirpiklerine düşen parıltıları seçebiliyordum.

"Ne zaman fark ettin geldiğimi?"

Omuzlarını silkti. Sağ elini bileğimden çekerek yanağıma koydu ve nazikçe okşadı. En ufak hareketi bile yüzüme bütün kanın pompalanmasına yetiyordu. Kalbim tekrar almıştı o dün gece bıraktığı hızı. Vücudum uyuşmuştu kolları arasında. Beynim kısa devre yapmış olsa da elim hâlâ beni dinliyor gibiydi. Onun hareketini kopyalayarak elimi yanağının göçük kısmına yerleştirdim. Yanağımdaki tüy kadar hafif okşamaya eşlik etti benim de elim sevgilimin yanağında. Büyülü bir âna eşlik ediyordu üzerimizde sokak lambalarına inatla parlamaya çalışan yıldızlar. Jaehyun'un ayaklarının ileri geri yaparak taşıdığı sular üzerimdeki t-shirtü ıslatıyor, gecenin rüzgârının soğukluğunda aciz bırakıyordu beni.

"Beni bekliyordun, değil mi?"

Kıkırdadı. Henüz bir kelime dahi etmemişti. Gerek de yoktu zaten etmesine. Dokunuşumun soğukluğunu yanağından ensesine taşıdım. Saçlarının arkasındaki ufak teller uyarılmış, çoktan dikelmişti. Son birkaç haftada bu bölgeyi de ezberlemiştim. Her öpücüğümüzde bir tutanak niyetine kullanıyordum saçlarını. Bu gece de bir istisna değildi. Yüzünü benimkine yaklaştırdım. Öyle bir ağırlıkla geliyordu ki yüzü yakınıma, saatlerin geçtiğine yemin bile edebilirdim. Ama aslında birkaç saniyeydi. Kirpiklerini bir kez kırptı, naneli nefesini bir kez yüzüme verdi ve pembe dudakları o anda benimkilere hapsoldu. Ben öpücüğümüzle rahatlamış bir nefes verirken sıcak eli yanağımdan belime düştü. Vücudumu kucağında daha bir yatar pozisyona getirmiş, başını yüzüme biraz daha eğmişti. Usul bir mırıltıyla dudaklarına daha çok bastırdım kendiminkileri. Belki bir sıcaklık, bir nefes arayışıydı benimki. Bilmiyordum. Bildiğim tek şey ise gözlerim ardında patlayan havaifişekler, dudaklarımdan başlayıp kıvrılan ayak parmak uçlarıma kadar yayılan elektrik dalgaları ve her an yakalanabilecek olmanın verdiği korkunun bende fazlası ile güzel bir heyecan yarattığıydı. Jaehyun başlı başına fenomondu benim için. Ve ben bunu dudaklarımla tadabiliyor, parmak uçlarımda hissedebiliyordum. Bu gece için bu kadarı yeterdi.

One shot yazıyor ama bu two shot olacak... Yani aynı olay ama farklı zaman. Neyse, nasıldı? ㅠㅠ

nonsense bungaku • dojae one-shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin