Merhaba herkese. Öncelikle bu ficin önceki hesabımda yayımladığım bir kray fici olduğunu söyleyeyim. Dojae'ye uygun olarak yeniden yazdım ve Jaehyun'un nct'den ayrılmasından sonra Doyoung ile karşılaşmasını anlatıyor. Bildiğiniz gibi Lose Control Lay'in şarkısı ama burada Doyoung'unmuş gibi yapalım, olur mu? İyi okumalar!
⌀
Jaehyun.
Kapıdan içeri girdiğim anda dışarının soğuğu bedenimi terk ediyor. Birden yüzlerce insanın yaydığı ısının tam ortasında buluyorum kendimi. Birbirine karışan sigara, içki ve ter kokusu bir an olsun başımı döndürüyor. Ama sorun yok, çabucak toparlanıyorum. Oldukça alışkınım çünkü böyle ortamlara.
Kapıdaki güvenliğe kimliğimi gösterip kendimi barın sisli ve kalabalık göbeğine atıyorum. Ağır sesli müzik kulağımı döverken bana sürtmeye çalışan bedenlere değmemeye özen göstererek kalabalığın içine dalıyorum. Yavaş yavaş nefesim kesiliyor. Bu kadar insan nasıl tüm gece dans edebiliyor? Düşünmek bile beynimi ağrıtıyor.
⌀
Gecenin ilerleyen saatlerinde birkaç içki içiyorum. Fazla değil, sadece bir iki bardak. Sonra beni dansa kaldıranlara direnmeden piste gidiyorum. Orası sıcak. Sıcak ve ter kokuyor. Yine de ritme göre sallanmaya başlıyorum. Müzik büyüleyici bir şey, benim gibi hımbıla bile hareket etmekten başka çare bırakmıyor.
⌀
Saat şu anda on bir. Bar ise olduğundan daha dolu, içindekiler öncekinden daha sarhoş. Herkes dans pistinde çılgınca dans ediyor. Derken, şarkı bir anda o ağır, hareketli kabuğundan kurtuluyor ve yavaş bir müziğe dönüşüyor. Öyle güzel... Öyle yumuşak ki... Bir süreliğine de olsa bütün bedenimi etkiliyor. Kendimi hareket edemez şekilde buluyorum.
Çok düşünme,
Sadece böylece sarıl bana.
Gece yarısı olduğunda sadece bana aitsin bebeğim.
O tanıdık, yumuşak ve narin ses kulağıma çalındığında kalbimin yeni ısınmaya başlayan bir motor gibi titrediğini hissediyorum. Tekrar yaşıyormuşum gibi sanki...
Bana kalbini vermene gerek yok.
Sadece dudaklarımın sana değip, seninkiler ile cevap bulmasını istiyorum.
Ben orada sırık gibi dururken bir toz tanesinin önümden geçtiğini görüyorum. Yorgun argın gözlerim onu takip ediyor isteksizce.
Saçların kulaklarının arkasına itilmiş.
Bebeğim, gözlerin benden kaçmıyor, her şeyi söylüyor bana.
Son toz tanesi yere düşüyor ve gözlerim onu buluyor kalabalığın arasında. Herkes slow dans için eş seçerken ben, donmuş bir şekilde, tam da pistin ortasında duruyorum. Pistin ortasında duruyor, sadece onu izliyorum.
Bu rüyadan uyanmak istemiyorum.
'Eğer rüyaysa,' diyorum kendi kendime. 'eğer rüyaysa Tanrım, hiç uyanmadığımdan emin ol. Sonsuzluğa beni bu rüyayla uğurla.'
Yalnızlığın ve iç çekişlerin birleşimi, sanki birbirine geçmiş on parmak gibi.
Aşk işte bu kadar gülünç.
En son gördüğümden beri daha da güzelleşmiş sanki. Yüzünü aydınlatan spotlar onun ışığının yanında sönük bile kalıyor.
Her zaman kontrolü kaybediyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
nonsense bungaku • dojae one-shots
Fanfiction"Bu hasta ve yalnız kalbe biraz sevgi dökelim." • • Sadece benim ve yaratıcı zihniyetimin derinliklerinde kalmış birkaç one shot.