"Hey, sana bir şey soracağım."
Abisinin kendisine seslenmesi üzerine şaşkın şaşkın onun yanına ilerledi genç kız. SeokJin genelde kardeşiyle pek konuşmazdı. Hep gerilim ve küçük tartışmalar olurdu aralarında bu yüzden abisinin kendisine bir şey sormak istemesi akla yatkın gelmiyordu genç kız için.
"Ne soracaksın?"
"Şey, şu TaeHyung var ya. O yakın gördüğü her insana sarılır mı? Fangirlmüşsün ya güya. Bilirsin diye düşünüyorum."
"Neden soruyorsun bilmiyorum ama TaeHyung öyle biri değil. Her zaman ulaşılması en zor olan kişi gibi görünür. Menejeri ile arasında bir mesafe vardır ve ikisi de o mesafeyi aşmaz. Benim gördüğüm kadarıyla herkese karşı uzaktır o."
SeokJin bu cevap karşısında şaşırmıştı. Kardeşinin bahsettiği TaeHyung'la, hep onun yanında olan TaeHyung sanki bambaşka iki kişiydi. TaeHyung her fırsatta SeokJin'e sarılmıyor muydu? O zaman nasıl olur da yakın temastan hoşlanmazdı?
Aklındaki bu düşüncelerle beraber kendisini odasına attı ve masasının üzerinde duran telefonunu eline aldı. TaeHyung'tan bir yeni mesaj vardı.
TaeHyung, yarın SeokJin ile buluşmak istiyordu. Büyük ihtimalle şarkıyı tamamlamıştı. Şarkının tamamlandığını düşünmek SeokJin'in kalbini tekletip durdu. Gerçekten heyecanlanmıştı. TaeHyung ile beraber şarkı söyleme düşüncesi, az önce aklını karman çorman eden düşüncelere üstün gelmiş ve SeokJin'i bambaşka bir hayalle yatağına yatırmıştı.
*
"Şarkıyı tamamladım." Dediğinde TaeHyung neşeyle, SeokJin yeni bitirmişti onu baştan aşağıya süzmeyi. Mor çizgilerle bezeli siyah eşofman takımı ve dağınık sarı saçlarını hizalamak istercesine kafasına geçirilmiş siyah bandana ile dahi mükemmel görünüyordu TaeHyung.
SeokJin ise gri sade bir eşofman takımı giyinmiş ve her zamanki o siyah çerçeveli gözlüğünü takmadan buluşmaya gelmemişti.
Her ne kadar sade ve sıradan görünse dahi SeokJin'i kollarıyla sarmalama hissiyatı TaeHyung'un yakasını bırakmaz haldeydi.
"Ee, o zaman ne yapacağız bugün?" Biraz uzamış olan bu sükunet SeokJin'i stres altında bırakmış olmalıydı ki hemen konu açma çabalarına girişmişti.
Gülümsedi bunu farketmiş olan TaeHyung ve omzunu patpatladı kendinden on santim kısa bedenin. Bu fiziksel temasa ise yine şaşkın şaşkın bakınadurmakla kaldı SeokJin. TaeHyung kesinlikle fiziksel temastan hoşlanan biriydi, kendince.
"Bugün şarkıyı söyleyeceğiz beraber ve kaydedeceğiz."
"Anlamadım?"
"Bundan bahsetmemiştim daha önce ama bu performansı yarışma için hazırlıyoruz aynı zamanda. Bir taşla iki kuş diyebilirsin yani. Yarışmadaki performansımızı sosyal platformda yeni şarkım olarak paylaşacağım ayrıca. Ve hem şarkı söyleyip hem de dans etmek senin için zor olabileceğinden dolayı şarkıyı şimdi söyleyip kaydedecek, sahnedeyken sadece dans edeceğiz; ikimiz."
Bu açıklama karşısında bedenini titrer vaziyette buldu SeokJin. Bu da neydi böyle, nasıl bir dans edeceklerdi? Çok merak ediyordu şuan da.
TaeHyung titreyen bedenin ince belini tuttu elleri ile iki yandan. Sonrasında başını onun boyun girintisine yaslarken, onun ellerini ise kendi omuzlarına tutturttu.
"İşte böyle dans edeceğiz."
Yanakları kızaran ve adeta yüksek bir sıcaklıkla bedeni yanan SeokJin, zar zor kendinden büyük bedenin omuzlarına koydu ellerini.
"A-ama ben böyle d-dans edemem."
"Daha bir haftamız var SeokJin. Sana öğretmeyeceğimi falan mı sanıyorsun?"
TaeHyung'ın konuştukça kulağına sürünen ince dudakları ürpertti SeokJin'i ve hemen geri çekilmek zorunda bıraktı.
"Ne oldu?" Diye sordu bu ani tepki karşısında elleri hava da kalmış olan TaeHyung.
"S-sadece şimdi hazır değilim."
"Ah Tanrım, çok utangaçsın. Bu huyundan kısa süre içerisinde vazgeçmelisin."
Eski sen olmalısın SeokJin.
Ellerini yanaklarına koyarak derin derin nefesler alıp-verdi SeokJin. Gerçekten de neden onun kendisine temas etmesi bu denli utangaç eder oluyordu onu?
"Pekala. Hadi şarkımızı söyleyelim."
Ayakta duran ve elini SeokJin'e doğru uzatan TaeHyung gülümsedi.
Aynı küçüklüğündeki gibi.
*
"Hala daha tanımadın mı beni? Beni, hani yüce Kim TaeHyung'ı ?"
"Ne tarafa güleyim? Ne yücesi be? Benden sadece iki yaş büyüksün ve ettiğin laflara bak. Hangi hayal dünyasında yaşıyorsun sen?"
"Madem tanımıyorsun, saygısız olma bari. Sende dedin, iki yaş büyüğüm senden."
"Pff. Cidden önemli olan yaş mı? Büyüksün benden ama anca yarım kadar senin boyun."
"Cidden saygısız veledin tekisin!"
"Sende daha sekiz yaşındasın, tek veled ben değilim!"
"Bir daha seni ziyarete gelmeyeceğim!"
"Gelme! Sanki ben çok istedim de!"
"İyi, gelmiyorum!"
Gelmiyorum dedim SeokJin. Ama neden gelmeyen ve beni terkeden sen oldun?
Akıllar karıştı mı? Yavaş yavaş her şey açıklanacak eheh. Önümüzde biraz uzun ama güzel yollar var inşallah. Umarım bu bölüm hoşunuza gitmiştir; pek bir şey olmasa da. Evet, biraz sıradan geçiyor bölümler ama gelecek bölümler daha güzel olacak diye varsayıyorum.
Lütfen beraber o bölümleri bekleyelim! 🙏💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pop Yıldızı ♤taejin
FanfictionÜnlü pop yıldızı Kim TaeHyung bir aya yakındır rüyalarında siyah saçlı ve çerçeveli gözlük takan bir çocuğu görmekte. İşin aksi yanıysa bu çocuk tam o rüyalardan sonra onun konserinde ve Kim TaeHyung'la bir kaç dakika boyunca bakıştılar bile. Bu da...