Ünlü pop yıldızı Kim TaeHyung bir aya yakındır rüyalarında siyah saçlı ve çerçeveli gözlük takan bir çocuğu görmekte. İşin aksi yanıysa bu çocuk tam o rüyalardan sonra onun konserinde ve Kim TaeHyung'la bir kaç dakika boyunca bakıştılar bile. Bu da...
Koca bir kız sürüsü; tenefüs saati boyunca TaeHyung'un sınıfını istila etmiş, akılları sıra onu ikna etmeye çalışıyordu.
Okulda düzenlenen bir müzik yarışması vardı. Elemeler yapılacak, sonra çiftler seçilecek, dans ve vokaller eşliğinde kazan çift ödüllendirilecekti.
Açıkçası TaeHyung hiç katılma yanlısı değildi.
"Hadi ama kızlar," dedi ve eli ile altın sarısı saçlarını savurup göz kırptı.
"Sizce ben katılırsam, diğer yarışmacılara haksızlık olmaz mı?"
Kendi çapında haklıydı. Tabii düşüncesi bu yönde olsaydı. Eğer hevesi olsaydı, haksızlık olsun olmasın düşünmez, katılıverirdi çünkü.
"Ama oppaağğ, belki çift dahi olabiliriz. Diğerlerini boşver, senin içinde değişiklik olur oppaağğ~"
Ardından bir kız daha ön safhalara atıldı.
"Hem daha fazla öğrenci katılmış olur sırf sende varsın diye. Bu daha çok, haksızlık değil de.. yarar olmaz mı oppa?"
TaeHyung'u bir düşünce seli alıp götürdü. Kafasının az üstünde sarı bir ampül yanmıştı. Hemen bacak bacak üstü atmış olduğu istifini bozdu ve gülümseyerek, az da fısıldayarak, kız sürüsüne yaklaştı.
"Sizden bir iyilik istiyorum." Kıkırdadı ve devam etti TaeHyung.
"Eğer Kim SeokJin isimli çocuğu da yarışmaya girmeye ikna ederseniz, bu yarışmaya katılabilirim."
*
Sadece tek bir öğle paydosundan sonra Jin, zorla ikna olmuşa benziyordu. Gerçekten şarkı söyleme ve dans etme becerisi olduğunu düşünmüyordu. Ciddi ciddi rezil olup, anında elemelerde başarısız olacağının farkındaydı.
Bunun yanı sıra bir kız sürüsünün onu ikna edebilmek için bu denli çok uğraşması fazla gerçek dışı gelmişti. Dersleri dışında iyi olduğu bir şey yoktu. Onunla bu yıl tek bir kız bile yakınlaşmamıştı. Tamamiyle inek gibi takılıyordu okulda ve bu çevresi tarafından pek desteklenmiyordu. Yani...
Düşünmeme kararıyla pencereden dışarıya bakınan gözlerini sırasındaki test kitabına dikti. Ve sonrasında, yine başucunda beliren TaeHyung'a.
"Şey, duydum ki sende şu yarışmaya katılıyormuşsun."
TaeHyung'un hal ve tavrı daha çok onu yoklar gibiydi. Emin olmak istiyordu Jin'in katılıp katılmadığından.
"Evet, katıldım."
Biraz sert ve başından salmak istercesine bir tepkiyle cevap verdi Jin. Cidden bıkmıştı şu TaeHyung'tan. Onyn yüzünden sürekli üzerinde çifter çifter göz dolanıyor oluyordu. Farkedilmek istemiyordu, notları dışında.
"O zaman çok çalışmalısın. Çünkü..benim gibi bir rakibin olacak."
Gereksiz bir şekilde boş yaptığının TaeHyung'ta farkındaydı. Jin ile konuşabilmek için konuya ihtiyacı vardı ama şuan da bir konusu yoktu.
"Tabii."
Tek bir kelimeyle cevabını vererek test kitabına geri döndü Jin. Bir yandan burnunun üzerindeki gözlüklerini düzeltiyor, bir yandan da hızlı hızlı soruları çözüyordu.
Dudaklarını büzerek yanından ayrıldı TaeHyung.
Ve sonra, olsun, dedi.
Bir şekilde bu yarışmada Jin ile yakınlaşacaktı.
*
"Ne dedin sen?!"
"Yarışmaya katıldım."
"Ciddi olamazsın!!"
Hattın karşı ucundaki JungKook sinirden köpürür vaziyetteydi. TaeHyung'un okula gidip işini gücünü aksatması yetmezmiş gibi, birde şu yarışma işi çıkmıştı.
"Senin her şeyden önce geri dönüş için şarkı yazman lazım, bilmem farkında mısın?"
"Beni streslendiriyorsun."
Dedi TaeHyung ve elindeki kumanda ile yattığı yerden başka bir kanala tuşladı, bir yandansa omzuyla yanağı arasındaki telefonu düzeltti.
"Alt tarafı bir yarışma. Zaten kazanacağım belli, beni zorlayacak bir şey değil."
"Sorun zaten o değil, şu rüyalarında gördüğün çocuk! Ne olmuş görmüşsen, neden bu denli kararlısın onunla yakın olmak konusunda? Onun yüzünden okula gidip, her şeyi aksatıyorsun!"
"Bak JungKook, ben on dokuz yaşında bir insanım. Her şeyden önce sorumluluklarını bilen bir pop yıldızı. Sende vazifeni ve yerini iyi bil; otur oturduğun yerde ve beni destekle. Sen benim menejerimsin."
"Ama Kim TaeHyung, senden bir yaş büyük olan bir büyüğünüm aynı zamanda. "
'Hah' diye bir ses çıkararak hayret etti TaeHyung.
"Ne olmuş bir yıl önce doğduysan? Aiisshh, sinirimi bozma benim!"
Hemen telefonu kapayıp bir köşeye attı TaeHyung. Bu JungKook isimli menejeri cidden haddini bilmez olmuştu.
Ne demek, TaeHyung'un kararlarına karşı çıkmak? Kesinlikle haddini bilmez olmuştu, kesinlikle.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
