Merhaba, ilk bölümle karşınızdayım. Medyadaki gif'i hikayenin arasına koymak istedim ama fazla büyük olduğu için koyamadım. Bölüm boyunca arada gifler var bu yüzden internetli okumanızı tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar.
◦
Malibu, Haziran 2000
Genç kadın gergin bir şekilde küçük kızına gülümsedi. Yaşıtlarından fazlaca zeki olan küçük kızının, onun bu gerginliğini anladığının elbetteki farkındaydı fakat yapacak bir şeyi yoktu. Yavaşça, koltukta oturan kızının önüne doğru eğildi.
Annesinin sarı saçlarını okşarken "Anneciğim, bana bir şey mi söylemek istiyorsun?" diye sordu küçük kız. Genç kadın hayranlıkla kızını incelerken artık konuya girmesi gerektiğinin farkındaydı.
"Seninle baban hakkında konuşmak istiyorum bebeğim," dedi genç kadın kızının tepkilerini incelerken. Kadın sözlerini bitirir bitirmez küçük kız annesinden gözlerini kaçırdı. Kısa bir sessizliğin ardından sessizliği bozan Darlene oldu.
"Ben onun bizi istemediğini biliyorum. Seni ve büyükannemi konuşurken duydum."
Genç kadın bunu beklemediği için biraz durakladı ve daha sonra "Bizi biraz yanlış anlamışsın küçük sincap," dedi yüzündeki kusursuz gülümsemesiyle. Avuç ilerini kızının yanaklarıyla buluşturdu ve tıpkı Darlene'in yaptığı gibi onu sevmeye başladı. "Biz babanla ayrıldıktan sonra ona bir daha ulaşma şansım olmadı. Bu yüzden onun senden haberi yok bebeğim."
"Benden haberi olsaydı beni yanında ister miydi? Beni sever miydi?" dedi Darlene sesindeki büyük coşkuyla. Küçük kızının yüzünde oluşan beklentiye karşı genç kadının gözleri doldu.
"Elbette severdi, senin hep onun yanında olmanı isterdi." dedi Allison.
"O zaman onun yanına gidebilir miyiz?" dedi Darlene annesinin kolları arasından çıkıp salonlarında koştururken. Allison onun sevincini buruk bir gülümsemeyle izlerken bir anda küçük bebeği dolu dolu olmuş gözleriyle ona döndü.
"Anne," dedi yürek burkan bir tonda, kadınında gözleri tekrardan doluverdi. "Ben onu tanımıyorum ki."
Genç kadın hıçkırıklarını serbest bırakırken küçük kızı da ağlamaya başlamıştı. Allison, Darlene'i kucağına aldı ve daha sonra dizine oturmasını sağladı. Şimdi küçük kızı annesinin göğsünde ağlıyordu. Genç kadın o akşam sabaha kadar kızına Tony Stark'ı anlattı, ta ki küçük kızının gözleri yorgunluktan kapanana kadar.
◦
Hydra Üssü, Sokovya, Günümüz
Camı kırarak Hydra Üssü'ne giren zırhlı adam, kendisine ateş açan iki adama bakarak "Beyler, durun, bu işi konuşarak halledelim." dedi. Kendisine hala ateş eden insanları etkisiz hale getirdikten sonra "Güzel konuşmaydı," dedi.
"Hayır, değildi." diyen Hydra ajanına aldırmadan başka bir ajanı vurdu. Zırhından çıkarak kendi yaratmış olduğu yapay zekasına nöbetçi moduna geçmesini söyledi. Bilgisayarların başına geçti ve Hydra bilgisayarlarındaki bütün bilgiyi flash belleğe yüklemeye başladı. Dosyalardan daha fazlası olduğunu düşünen Tony Stark yapay zekasına "Odaya kızıl ötesi tarama yap." dedi.
"Solundaki duvar," dedi Jarvis. "Çelikle güçlendirilmiş duvar ve hava akımı görüyorum."
"Lütfen gizli kapı olsun," diye kendini tekrar eden adam tıpkı bir çocuk gibiydi o an. Duvara vurmasıyla açılan gizli kapı ona istediğini çoktan vermişti. Dikkatli bir şekilde içeriye girdi ve aynı şekilde aşağıya doğru inmeye başladı. Aynı sırada Kaptan Amerika üsse girmiş ve Baron Strucker ile karşılaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARLENE ~Daughter Stark
Fiksi PenggemarDarlene karşısındaki, birkaç saat içerisinde çökmüş adama bakıyordu. Gözleri ağladığını belli edercesine kıpkırmızıydı. Her zaman düzenli olan saçları bugün dağınıktı. Tony Stark bugün kendi değil gibiydi. Ne olduğunu anlayamadan adam kendisine sarı...