Gözümü uyuz alarm sesimle açtım. Yeni ve özel bi güne uyandım. Bugün mezun oluyorduk büyük bir gündü. Fakat güneş sanki her zamankinden daha bitkin bir şekilde odamı aydınlatmıştı sanki bugün hiç doğası yokmuş gibiydi. Olamaz saat 8 olmuş ve Apo beni 8 45 de almaya gelecekti. Sınıfça mezuniyet çekimlerine gidecektik bugün. Dün Aponun 18. Yaş günüydü babasından doğum günü olduğu için bugün arabasını isteyecekti. Ne yazık ki babam şehir dışına çıktığı için ben bugün arabasızdım. Geç olmadan duşumu alıp bir şeyler atıştırmak için mutfağa gittim. Annem patates kızartmış. Kahvaltımı yapıp üstümü giydim saat 8 43 olmuştu ve telefonum çaldı. Arayan apoydu:
-Kaa sana mükemmel bi sürprizim var 2 dakikaya ordayım dışarı çık ve beni bekle
Beraber bizimkilerin yanına gidecektik. Sanırım Apo, Cafer amcadan arabayı almıştı. Cafer amcanın Renault Megan ı vardı. Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım ve sigaramı yaktım. Karşı bloğun arkasından bi klasik araba sesi geliyordu araba gözüktü. Bu kesinlikle 70 model bi Plymouth GTX ti. Araba bizim kapının önüne yanaştı. Aman Allahım bu Apoydu. Bana kapıyı açtı ve atla dedi. Cafer amca doğum günü hediyesi olarak Aponun hayalindeki arabayı almıştı. Yüzünden mutluluk saçıyordu. Beraber fotoğraf çekimlerinin olduğu mekana doğru yola koyulduk. Tüm gözler siyah arabamızdaydı. Orda bizi Mehmet karşıladı o da arabayı görünce şok oldu. Neden sabahın köründe çekim için geldik ki. Sınıfın yarım akıllıları 1 saat önceden gelmişti. Apo ve mehmet takım elbise giymeyi sevmiyordu. Apo gömlek ve deri ceketle gelmişti mehmet ise yalnız gömlek giymişti ben ise siyah kravatımı bile takmıştım. Çekimler için içeri alındık ve çekimler oldu. Bunlar güzel bi anı olarak kalmayacaktı çünkü sınıfın çoğundan nefret ediyorduk. Bii alay 2 yüzlü insan topluluğundan başka bir şey değildi. Akşam okulun yemeği vardı ona gidecektik daha sonra da 3ümüz akyokuş tepesine gidip kafa çekecektik ve bu gece mehmetlerin merkeze 60 km olan bağ evinde kalacaktık. Yemeğe gitmeden önce akşam için biraz esrar çözdük ne de olsa gece uzundu. Mezuniyet yemeğine gittik ve tüm okul ordaydı. Yemekten sonra hemen kaçtık ve arabaya atladık. Saat 10 olmuştu bi tekele girip 50 lik jack daniels ve çerez aldık ve Akyokuşa çıktık. Viski ve esrarın uyumu mükemmeldi. Mehmetin mahalleden arkadaşı Emre de gelmişti. Emre biraz değişik bi tipti ama bizim kafadandı. Viskiden sonra ayağa kalkıp oyun havası oynamaya başladık. Başımız fena halde dönüyordu. Bu halde nasıl araba kullanacaktık. Üstüne emre de arabayla gelmişti. Bağ evine doğru yola koyulduk. Hava biraz serinlemişti. Emre ve Mehmet önümüzden gidiyordu.10 dakika geçmeden bir sis çöktü. Emrenin arabasını bile göremiyorduk. Durmadan garip olaylar olmaya başladı. Önce radyodan gelen cızırtılar ardından telefonumuzun çekmeyişi ve emrenin arabasını kaybetmemiz. Neyse ki Apo yolu biliyordu fakat kafamız trilyondu. Apo:
-Oğlum bu kadar abartmayacaktık viski neremize yetmiyor bir de esrar içtik.
Apo başımıza gelen olayları içmemize bağlıyordu.
- Apo dikkat et!!!
Son anda manevra yapıp önümüze çıkan adama çarpmadık. Başımıza acaba daha ne olaylar gelecekti ve bu adam neden gecenin 2 sinde ormandan çıktı. Galiba halisülasyon görüyorduk. 20 dakika sonra bağ evine vardık emreler de ordaydı. Tek istediğim kafamı koyup uyumaktı ve eve girer girmez bi mindere yatıp uyudum.