Hava kararmaya başlıyordu. Artık telefonlar da çekmiyordu. Radyoda bile sadece tek bi kanal çalışıyordu.Apo yengeyi aramaya gidecekti. Mehmetle beraber gittiler. Bizde akyokuşun güvenli olduğundan emin olmak için etrafı gezindik. Kimse yok gibi gözüküyordu. Tepedeki kafeye yerleşmeye karar verdik. Yiyecek bir şeylerin olduğunu umuyorduk. Dünkü akşam yemeğinden beri bir şey yememiştik. Emreyle ben önden girdik. Girer girmez karanlığın içinden bi bağırış sesi geldi.
-Durun orda siz kimsiniz.
-Size zarar vermeyeceğiz sadece kalacak bir yer arıyoruz ailemiz de dışarıda.
İçlerinden biri öne çıktı. Tam seçilmiyordu ama galiba 3 kişilerdi. Orta boylu iri çocuk:
-Ben Muammer bunlar da Eda ve Tayfur. Bizim de ailemiz burda. Size kanım ısındı. Ben adamı ilk görüşte tanırım. Bu geceyi burda geçirebilirsiniz ailenizi de çağırın karnınızı doyurun.
-Teşekkür ederiz
Muammer ailelerini çağırdı. Tanıştık, iyi insanlara benziyorlardı bize yiyecek bir şeyler verdiler. Deli gibi acıkmışız hemen bitirdik. O sırada Apo Mehmet ve Damla kapıdan girmişti. Damla ağlıyordu. Mehmeti kenara çekip ne olduğunu sordum.
- Ailesini kaybetti. Dostum çok kötü bi andı. Tam arabaya binecekleri sırada saldırıya uğradılar.
Mehmetin sesi titriyordu. Hava iyice kararmış ve soğumuştu. Dışarı çıkıp ateş yaktık. Bağzıları içerde uyumuştu. Muammer:
- Siz gelmeden radyodan uluslararası bi duyuru yaptılar. Galiba güvenli bi bölge varmış. Kutuplarda dediler yarın güneş tam tepedeyken havaalanından kalkacak bir uçak varmış. Ailelerimizi ona bindirmeyi düşünüyoruz. Fakat biz geride kalanlara yardım etmek için burda kalcaz.
Bu iş bize de mantıklı geldi. Sabah olunca ailelerle konuşacaktık. İçeriye geçip uyumaya çalıştık. Ama emindim ki kimsenin gözüne bi gram uyku girmiyordu. Aponun dışarı çıktığını gördüm. Arkasından çıktım bi süre sonra Emre ve Mehmet de geldi. Apo paketini çıkardı. Tam da 4 tek sigara kalmıştı. Şehri izleyip sigaralarımızı içerken şehrin kıyamet alanına döndüğünü fark ettik. Acaba son bu muydu. Hepimiz çok iyi üniversiteler kazanmışken böyle bir şey yaşamamız haksızlık gibi geliyordu. Sanki bir rüya gibiydi. Hepimiz darmadağın olmuştuk...
