Mehmet sabah beni dürterek uyandırdı
-Berkay radyoyu dinle ülkede yolunda gitmeyen şeyler oluyor
Radyo kanalı:
-Şehirde flakka uyuşturucusu ciddi derecede arttı. Dışarıda uyuşturucu etkisindeki insanlar saldırgan tavırlar sergiliyor. Uyuşturucunun bulaşıcı etkisi var. Evlerinizden çıkmayın. 2 3 hafta yetecek yiyecek ve su depol...
Ses bi anda kesildi. Flakka bi grip virüsü gibi mutasyona uğrayıp bulaşıcı bi hal mi almıştı. Yinede her şey saçma geliyordu. Bi uyuşturucunun bu kadar etkisi olmamalıydı. Diğerlerini uyandırıp hemen yola koyulduk. Ama hepimiz geceden kalma bi baş ağrısı çekiyorduk. Dün gece ormandan çıkan adamın açıklaması bu olmalıydı. Ama ormandaki adam nasıl kaptı bunu. Medya insanlar çığrından çıkmasın diye yalan söylüyordu. 2 saat sonra bizim eve yakın bi parkta buluşmak için anlaştık. Mehmetle Emre beraber döndüler. Apoda beni eve bıraktı. Neyse ki babam şehir dışından dönmüştü araba kapının önündeydi. Etraftan çığlık sesleri geliyordu. Git gide korkunç bi hal alıyordu bu olay. Eve girip lazım olabilecek şeyleri toparladık. Babam eski polisti. Colt phytonu vardı. Banada zamanında kullanmayı öğretmişti. Babamlar da dedemleri almaya gittiler. Onlar da 1 saat sonra parka geleceklerdi. Bende bisikletimle apolara gittim. Evimiz yakındı. Ailesini alıp parka doğru yola çıktık. İnsanlar delirmiş gibiydi. Gözüm bi çocuğa takıldı. Etrafındaki olanlardan habersiz anne ve babasının kavgasını izleyip ağlıyordu. Hayat zaten zor ve daha zor bi hal aldı. Parkın kenarında ufak bi süpermarket vardı. Bizimkilerin gelmesine daha 1 saat olduğu için apoyla birlikte o markete girip işimize yarayacak şeyleri alacaktık. Yanımızda bi beyzbol sopası ve bıçak vardı. Bakkalın önüne vardığımızda hayal kırıklığına uğradık. Hiç bir şey kalmamıştı. Apoya beklemesini söyledim. İçeri bi göz atacaktım. İçerde bi balta gözüme çarptı. Tek kalan şey bu ve hiç içmediğim bi sigara vardı. İkisini aldım ve geri çıktım. Aponun bağırışını duydum ve koşarak yanına gittim. Biri üstünde onu ıstırmaya çalışıyordu. Marketten bulduğum baltayı o insanın kafasına sapladım. Bu da onlardandı hastalıklıydı. Apoyu yerden kaldırdım ve bizimkilerin yanına döndük. Tam da Mehmet ve Emreler de gelmişti. Arabalara binip akyokuşa gitmeye karar verdik. Orası yüksekti ve bi kafe vardı. Belki işimize yarayacak bir şeyler vardır diye yola çıktık. İnsanlar birnirine saldırıyor ve araba seslerinden hiç bir şey duyulmuyordu. Ortalığı kaos götürüyordu. Sonunda akyokuşa vardık.
