Buram buram soğan kokusuyla gözlerimi açtım. Karnımda bir ağırlık hissediyorum ve nefes alamıyordum. Kafamı biraz daha kaldırdığımda karnıma oturmuş, bir elinde burnama soktuğu soğanla ayılmamı bekleyen ama diğer elindeki telefonundan bakışlarını çekemeyen Mehmetle karşılaştım. Yanağına bir tokat geçirdim.
"Aa günaydın. Çok erken ayıldan ya hiç ayılmasaydın sen. Nasıl bir bayılmaysa artık. 1 saattir başında bekliyorum. "
"Başımda mı karnımda mı? Ayıltmaya çalışırken nefesiz bırakarak öldürmek istedin galiba. "
"Ner den bildin lan "diyen Mehmetin öbür yanağına da tokat geçirecekken içeriye cırlayarak giren Melisa tüm dikkatimi dağıttı ve bundan faydalan Mehmet de Melisanın yatağına zıpladı.
"Sonunda uyandın bebek. Bavullar hazırlansın Toronto yolcusu kalmasın. Vuuhhuuuuu. " bağırıp kulaklarımızın içine ederken üstüme çullandı ve beni nefessiz bırakana kadar sarıldı."Ihhh. Kalksana kızım üzerimden. Cengiz al şu sevgilini ya. "
"Bu ne huysuzluk lan. Bir yıldır yalvarıyodun babana Vip bilet Vip bilet diye. Bilet ayağına geldi, şu tafralara bak. " diyen Cengizle gördüğüm şeyin rüya ya da hayal olmadığını kafama dangidi dungidi donk etti ve ağlamaya başladım.
"EVA MENDES HAYAL Mİ GERÇEK Mİ? Gerçeeeekkk sonunda Allahımm. Gelin lan buraya.Öpüjjeeem hepinizi. " Diye bağırıp ayağa kalktım.
Mehmet bu anı bekliyormuş gibi Melisa'nın yatağından üstüme zıpladı ve yere düştük. Kafamı Melisanın komidinine vurmuştum ve dünya benim için yeniden karardı.💉🏨💉🏨💉🏨💉🏨💉🏨💉🏨💉🏨
Gözlerimi tekrar açtığımda bütün ışıklar yüzüme hücum ediyordu. Başımda felaket ötesi bir ağrı vardı. Üstelik burası iğrenç kokuyordu.
"Sonunda gözlerini açtı. " diye fısıldayan annem bana sarıldı.
Ardından Mehmet elindeki Godiva kutusunu göstererek "Biraz ayı gibi davranmış olabilirim. Özür dilerim. " diyerek çikolatayı yanımdaki sandalyeye bıraktı ve nazik (!) bir şekilde sarıldı. Ben de ona sıkı sıkı sarılmıştım.
"Biraz mı? Evde deprem oldu be sen kıza sarılırken. Pardon üstüne zıplarken. " diyen Cengiz ile Melisa kıkırdamaya başladı.
Yanakları kızaran Memikoyu görünce" Biz böyle seviyoruz birbirimizi sizinki gibi yılışık değil en azından. " diyerek çikolata paketime uzandım ve yemeye başladım.İçeri doktor amcamız girdi. "Eva'cım geçmiş olsun. 3 saattir baygınsın maşşallah. Uyku işini halletmen gerek. En uzun baygın kalan hastam sen oldun. Rekor kırdın resmen. Hepinizi söylüyorum gençler gelişme döneminiz ve en geç 12 de uyumuş olmanız lazım. Özellikle de Cengiz sen! "
Hep bir ağızdan "İnşallah. "dedik. Tabii Cengiz hariç. O da babasına göz devirip püflüyordu.
"Mehmetciğim sen de bir hareket yaparken birkaç kez düşün tamam mı? Çekirge değilsin çünkü. ""Ayıpsın Alaaddin amcacım ben yılların çekirgesiyim yav. Buralarda bana ZıpZıp Çekirge Mehmet derler."
"Çekirgeysen çekirgeliğini bil kardeşim. Üstümde ne işin var onca kır çayır bayır varken. "
"Eva haklı galiba. Ben seni bi çayıra salıvereyim. " diyen Nilgün teyzeme hepimiz gülmüştük.
"Çekirgeyi salıııverdim ,ahhh çekirgeyi salıverdim çayıra çayıra bayıra bayıra hoplayıver çekirgeeemm. "diye hem söyleyip hem dans eden Melisaya ben hariç bütün herkes katılmıştı. Annem bile...
Mehmet tam hepsinin ortasında göbek atarken "Ey ahali, zombi mahali" diye bağıran Alaaddin amcaya dönmüştü tüm bakışlar.
"Canımız, Evamızın durumun gayet iyi. Dağılabilirsiniz. Burası bir hastane unutmayalım. Sessiz olalım. Kendinize iyi bakın. Sağlıcakla kalın. Cengiz sen de arabayı dikkatli sür oğlum. "diyen Alaaddin amca bana göz kırptı ve odadan çıktı. Babasının bıkan Cengizin üfleyip püflemeleriyle eşyalarımız toparladık.