Göbüşümün şiştiğinden emin olduğumda kahvaltı masasından kalktım. Mehmetlere inmek için dişlerimi fırçaladım.Zile basıp kapının açılmasını beklerken saçma sapan mimikler yapıyorudum. Kapı hala açılmayınca Mehmet malının kapıyı açmak yerine beni izlediğini anladım ve kapının deliğini parmağım ile kapattım. Tam o surada kapı açıldı. Mehmete hakettiği hafif tokatı atıp ona çarpara çarpa salona ulaştım. Nilüfer teyzemi öpücüklere boğduktan sonra Mehmetin odasına girdim. O da ardımdan girmişti.
Eliyle bana bir paket uzattı. Hayırdır ne iş bakışı attım.
"VIP bilet için teşekkür hediyesi. " diyip gözlerini kırptı.
"Yiaaaa ne gerek vardı şapşikirella." elimle ne olduğunu anlamaya çalıştım. Yumuşak bir şeydi. Açtım. Bir adet A 101 marka skill blue idi. Mehmete hakettiği ikinci tokatı attım.
"Bu ne lan giydiğin donu bana mı veriyosun. Çok manidar bir hediye , sağ ol."
"Sakin ol şamp daha yeni yıkandı giydikçe beni hatırla." Diyip göz kırptı .
"Sen dokunup koklamadığın sürece elimi sürmem ben buna." Donu hediye paketinden çıkarmadan suratına fırlattım. İçinden çıkarıp ağzına attı .
"Oldu mu ? " demeye çalışarak ellerini yana açıp böğürmeye devam etti. Takmayıp yorganın içine girdim . Yaz vakti hala yorgan kullanıyordu. Mehmetin garipliklerine kafa yormayı uzuuun zaman önce bırakmıştım. Yatağa iki kez vurup Mehmeti tişörtünden çekiştirdim. Oda hayvan gibi üstüme atladı. Koala gibi sarılıyordu ve ben nefes darlığı çekiyordum .
"Kalk üstümden yaaaa . Nefes alamıyorum malkafa."
Üstümden kalkıp yana devrdi kendini ve beni kolunun altına aldı. Ben de ona sıkıca sarıldım , anın tadını çıkarttım. Okuldaki çoğu keko bizim samimiyetimiz yanlış anlıyordu ve sürekli sevgili olduğumuz hakkında dedikodular çıkarıyorlardı . Ama biz çocukluğumuzdan beri böyleydik.
Aklıma dün gece aktif olmayışı geldi ve konuyu açmaya karar verdim. "Memocaniko noluyo? Son günlerde niye içine kapandın bakiim sen , dün resmen çift tik bile olmadı mesajım bir problem varsa ve anlatmıyorsan işte o zaman gerçek problemi görmedin demektir. Bana anlatmadığın şeyler var anlayabiliyorum."
"Kızım iki kuruşluk keyfimiz vardı şurda bi sus ya !" Diyip gözlerini kapamaya devam etti Bir sorun olduğu onaylanmıştı ve geçiştiriyordu.
"Zorlamıyorum nasılsa öğrenicem. Şimdilik sarılmamla idare et." Diyip daha sıkı sarıldım .
Neredeyse uykuya dalıyorduk ki odanın kapısı aniden açıldı. Bir kapıyı kim böyle hızlı , sert ve sesli açabilir diye düşündüğümüzde akıllara tek bir kişi geliyordu : Cengizhan .
Mehmet umursamayıp şekerlemesine devam ederken ben kalktım ve yerde gördüğüm pis kokulu çorapları elime değdirmemeye çalışarak tırnaklarımla cengize fırltattım . Kaçmıştı ama kurban melisa olmuştu .
"İğrenç . Kusucam . Mehmet kaç gündür giyiyosun ya bunları ?!"diyip mehmetin suratına kusuyormuş gibi yaptı.
"Aşkım gel buraya senin panzehirini burda. O kokulu çorap yüzünden zehirlenmene izin veremem. " diyip Melisanın burnuna bir busecik kondurdu. Melisada iyice cıvıyıp "Ama aşkım yaa bu kadar tatlı olmasan mııı? " diyip sarıldı Cengize.
"Gidin aşkınızı başka yerde yaşayın aqq. Saplara saygı! Saplara saygı!" Diye tezahürat yaparken Mehmet eliyle ağzımı kapatıp beni yatağa çekti.ve uyumaya devam etti.