6 Days

765 85 1
                                    

6 gün, 17 saat, 28 saniye

  6 günün kaldı. Yarın 5, ondan sonraki gün 4....   Ve zaman böyle akıp geçecek.

  Arka bahçede oturmuş, kulağında kulaklıkla romanını okuyorsun. Ve her zamanki gibi çok güzelsin. Saçların özensizce yapılmış bir topuzla bile harika duruyor. Müziğin sesini son ses açmışsın ve sadece bir kulaklık takıyorsun. Dinlediğin müziği duyabiliyorum. When The Party's Over, Billie Eilish'ten... Son günlerde Billie Eilish'i çok fazla dinlemeye başladığını farkettim. Üzgünsün galiba. Ama haklısın. Ben de üzgün olurdum, 6 gün sonra ölecek olsaydım.

  Aklıma gelen ani fikirle kantine koştum. En sevdiğinden aldım, kremalı sıcak çikolata... Yanına da kruvasan...

  Kantinciye baş selamı verip yanına yöneldim. Romanının sayfasını itinayla çevirip, güzel elalarınla sayfayı tarıyordun.

  Derin bir soluk aldım ve yanına adımladım. Beni fark etmiş olacaksın ki gözlerini romandan kaldırıp bana diktin. Tüm cesaretimi toplayıp ilerideki günlerimizi değiştirecek konuşmayı başlattım.

"Merhaba. Lisa'ydı, değil mi?"

"Evet. Sen de Jungkook olmalısın."

"Evet."

  Yanına eğildim ve sıcak çikolata ile kruvasanı sana uzattım.

"Buyur. Seversin, değil mi?"

"Evet, bayılırım. Ama gerçekten gerek yoktu. Çok saol."

"Önemli değil. Biraz konuşuruz diye."

"Peki. Ama sana bir kahve borcum olsun."

"Tamam."

  Gerçekten çok harikaydın. Yüzündeki mutluluk gerçekten görülmeye değerdi. Ama 6 gün sonra öleceğin gerçeği zihnimi ele geçirmişken ben senin kadar mutlu olamıyordum.

  Sohbetimize biraz devam ettik. Gerçekten eğlenceliydin. Birlikte konuşurken sıkılmadığım tek insandın Lalisa.

¿?¿?¿?¿

  Yine akşam olmuştu. Dün beni çağırmıştın ve ben de gelmiştim. Hoş, çağırmasan yine gelirdim. Sokağın sonunda durmuş etrafına bakınıyordun. Ben ise çaprazındaydım ama beni farketmedin. Fark etmen için ayağımla bir taşı sana doğru ittim. Güzel elaların taşı takip etti ve geldiği yere ulaştı. Yüzümü görmüyordun. Ben de seninkini görmüyordun ama bana baktığını çok rahat anlayabiliyordum.

"Gelmişsin."

  Cevap vermedim. Sadece yere daha önceden çekilmiş fotoğraflarının olduğu zarfı bıraktım ve sana el sallayıp oradan uzaklaştım.

"Seni tanımama izin vermeyecek misin?!"

"Belki."

  Sesimi belli etmemeye çalışarak cevap verdim. Sen ise yine aynı cümleleri tekrarladın.

"Yarın yine gel! Seni tanımak istiyorum, kapüşonlu çocuk!"

¿?¿?¿?¿?¿?¿?

Just One Week |liskook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin