Just One Week |liskook✔️

5 Days

5 gün, 20 saat, 42 saniye

  5 gün.... Son kalan 5 gün... Ağlamak istiyorum. Çok masumsun, başına geleceklerden habersizsin. Ve inan bana ben senden daha üzgünüm.

  Yine arka bahçede her zamanki yerine geçtin. Romanına kaldığın yerden devam etmeye başladın. Ya da öyleymiş gibi gösteriyordun. Romanı okumuyordun, bunu çok rahat bi şekilde anlayabiliyordum.

  Kantine gittim ve en sevdiğin karamelli çikolatadan aldım. Yanına gittim.

"Naber?"

  Çikolatayı ona uzattım ve yanına oturdum.

"Saol."

"Üzgün görünüyordun. Çikolata mutluluk hormonu salgılarmış."

  Gülümsedin. Sen gülümseyince ben de gülümsedin.

"Jungkook?"

"Efendim."

"Ben son günlerde kendimi çok kötü hissediyorum."

"Ben de."

"Neden?"

"Boşver. Anlatsam da..... anlamazsın."

"Nereden biliyorsun anlamayacağımı?"

"Biliyorum işte. Hem sen neden kötü hissediyorsun onu söyle."

"Bilmiyorum. İçimde kötü bir his var."

  "İçimde kötü bir his var." Neden biliyorum. 5 gün sonra öleceksin, Lalisa. Ben de çok üzgünüm. Kafanı omuzuma yasladım ve elimi omuzuna koydum. İtiraz etmemişti.

  Bir süre öylece kaldık. Ne sen konuşuyordun, ne de ben... Etraftaki sıkıntılı havayı dağıtmak için bir konu açtım.

"Ne okuyorsun?"

"Sherlock Holmes."

"Güzel. Ben de severim."

"Sevmeyen var mı bilmiyorum. Adamın zekası hayran kalınacak türden."

"Kesinlikle."

  Konu konuyu açmıştı ve uzun süre sohbet etmiştik. Açıkçası seninle daha fazla zaman geçirmeyi çok ama çok isterdim Lalisa. Ama senin çok zamanın yok ve ben çok üzgünüm.

¿?¿?¿?¿?¿

  Yine gelmiştim. Marketten elinde iki teneke kutu Soju'yla çıktın. Etrafına bakındın. Beni arıyordun.

"Hey, kapüşonlu çocuk! Geldiğini biliyorum! Umarım içiyorsundur!"

  Elindeki Soju'lardan birini kaldırımın kenarına bıraktın ve evine girdin. Girmeden önce son bir kez etrafına baktın. Keşke her gün bu anı yaşayabilsek.

  Yerdeki Soju'yu aldım ve -belki- evde içmek üzere kapüşonlu sweat'imin ön cebine yerleştirdim. Ellerimi de aynı cebe koyduktan sonra evimin yolunu tuttum.

¿?¿?¿¿?¿?¿¿?