23 Ocak 2018
Jimin sevgilisinin gözyaşlarını sildi. Hissettiği acıyı o da iliklerine kadar hissetti. Elini Taehyung'un kalbine götürdü. Isıtmaya çalıştı. Ama yapamıyordu. Çünkü ne kadar ısıtırsa soğukluğu o kadar derine gidiyordu. Oraya uzanamıyordu. Taehyung hissettiği acıya katlanamıyordu artık. Sevgilisinin gözlerinin önünde böyle olmak gururunu kırıyordu. Fakat gururu da Jimin olmuştu.
Jimin onun tamamiyle hayatıydı. Bir kere daha şükretti bu acıyı verdiği için Tanrıya. Evet, belki canı çok acıyordu, belki bu onu sevdiğinden koparacaktı fakat eğer o gün o acıyı hissetmeseydi meleğiyle tanışamayacaktı.
Jimin'i rahatlatmak adına elinin üstüne elini koydu ve kalbini paylaştı. Yavaşça okşadı parmaklarını. Jimin biliyordu canı çok acıyordu, endişelenmemesi için böyle yapıyordu ama gözyaşlarına dayanamıyordu işte. Taehyung saklamaya çalışırken tamamen açılıyordu.
Buğulanmış gözler birbirlerini izliyordu. Kaybolmak istiyorlardı. Birbirlerinde kaybolmak... Ama bir el Taehyung'u çekip alıyordu işte.
Daha fazla dayanamadı ve hıçkırıklarıyla ağlamaya başladı. Bir gün bitecekti hepsi ve arkasında darmadağın bir Jimin bırakacaktı. Bunu yapamazdı. İhanet edemezdi sevdiceğine. Kalbini çeken eli koparmak istedi ama görünmezdi işte. Yapamıyordu. Gözyaşları daha fazla arttı. Jimin ise kalbinin üzerindeki elini sıkılaştırdı avcuna almak istiyor gibi. Keşke avcuna alabilseydi. Hemen kendi kalbinin yanına koyardı.
Yavaşça gözyaşlarını öptü. O bu acıyı haketmiyordu. Ama elinden bir şey gelmiyordu. Ellerinden kayıp giden sevgilisini kurtaramıyordu. Somut olsa hemen kurtarırdı. Kıskanç biriydi çünkü o. Tanrısını kimseyle paylaşmak istemiyordu.
Gece devam etti, güneş doğdu. Jimin güneşi avucunun içinde doğdurdu fakat yine de o sızıya ulaşamadı. Taehyung biliyordu her şeyi yaptığının sevgilisinin. Daha çok sardı kendine. Giderse büyük enkaz bırakırdı fakat Jimin'in kalbi Taehyung'unkinden daha güçlüydü.
Jimin'in saçlarını okşayarak uykuya daldırdı. Ruhu ellerinden kayıp gidiyordu. Bunu sevgilisinin görmesini istemediğinden onu uyuttu. Soğukluğu arttı, acısı beynine kadar işledi. Elleri titremeye başladı ama meleğinin saçlarını okşamaya devam etti. Huzurluydu. Ne kadar karanlığa teslim olsa da Jimin'in kalbine gidiyordu.
Göz kapakları daha çok ağırlaştı. Göz bebekleri kocaman oldu. Jimin onun göz bebeğini izlemeyi çok severdi. Soğukluğu ellerine kadar ulaştı fakat yine de sevgilisinin elini tutmaya devam etti. Sanki bir varlık ruhunu ondan çekip almaya çalışıyordu ama o sevgilisinin avcunda kalmak istiyordu. O ısıda yaşamak istiyordu. Güneş bile bu acıdan korktuğu için kendini gizledi.
Taehyung son kez dudaklarını meleğinin alnına bastırdı ve huzurla gülümsedi. Jimin'in ona yaşattıkları cennetin en içten köşesiydi. Onu göremeyeceği için çok üzgündü. Fakat Jimin onun hatırasını 4 köşe içine sığdıracaktı.
Kanatlarını hissetti. Yavaşça yataktan kalktı ama hala sarılıyorlardı. Yavaşça yükselmeye başladı ve karanlığına kendini bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐝𝐢𝐝 𝐲𝐨𝐮 𝐟𝐞𝐞𝐥? || Vmin ✓
Fiksi Remaja× did you feel? × Hissettin mi Jimin? (4 O'clock'un devamı olan) Scenery şarkısı üzerine yazılmıştır. Tarihlere dikkat ediniz. [Tamamlandı.]