Natasha odanın içinde huzursuzca dolaşıyordu Clint ile konuşmak istiyordu uzun zamandır ondan haber alamamıştı bu süreçte neler yaptığını merak ediyordu diğer yandan Steve asla onunla baş başa vakit geçirmesini istemezdi tek çaresi vardı Steve'e yalan söylemek..
Steve odasında üstünü değiştiyordu altına bir Jean ve üstünede I'm Hero yazan bir tshirt giydi dün akşam olanları düşünüyordu Natasha'ya haksızlık etmişti beni seviyor,Clint onun için sadece arkadaş diye düşündü aynaya son kez baktı ve Odasından çıkıp Natashanın odasına doğru yürüdü kapıyı tıklattı Natasha kafasında dönen fikirleri belli etmeden Steve'e gülümsedi " Günaydın " dedi Steve Natashanın yanağına öpücük kondururken,Natasha çok iyi bir yalancıydı hayatı boyunca yalan söyleyip insanları kandırmıştı bu zamana kadar Steve'e hiç yalan söylememişti ama şimdi ona yalan söyleyecekti huzursuzca gülümsedi " Günaydın " dedi Steve'e içeri girerken, odanın ortasında Durmuş kollarını göğsünde bağlamıştı Steve'in gözleri parlıyordu "Bugün hava çok güzel romantik bir geziye ne dersin?" Diye sordu Steve heyecanla,Natasha gülümsedi "neden olmasın iyi fikir " dedi Steve'in koluna girdi birlikte kahvaltı salonuna indiler cam tarafında bir masaya yerleştiler garson menüleri getirdi siparişi hallettikten sonra Steve bir şey unutmuş gibi ayağa fırladı "Hay aksi! telefonumu odamda unuttum " dedi " hemen dönerim" Natasha tamam derecesine başını sallamakla yetindi Steve uzaklaşırken arkasından baktı.
Steve odasına girdiğinde aceleyle telefonunu aramaya başladı Komidinin üstünde görünce eline alıp cebine atmaya hazırlandı ekranda bir mesaj belirdiğinde duraksadı "Sevgili Natashan bu gece Clint ile bahçede buluşacak bence ona çok güvenme sonuçta o bir casus " yazıyordu Steve sinirle nefes verdi bir an Natasha'ya mesajı göstermeyi düşündü daha sonra vazgeçip gece bahçeye gidip kendisi emin olmak istedi sinirle odadan çıktı asansöre binip yemek salonuna indiğinde Natashayı kahvaltı tabağını didiklerken buldu " Çok bekletmedim değil mi?" Diye sordu hiç birşey belli etmeden,Natasha gülümsedi" Bekletmedin " dedi Steve koltuğuna yerleşti iştahı kaçmıştı kahvaltı tabağındaki peynir ile oynadı,Natasha birşey yiyecek durumda değildi akşamı düşündükçe midesi bulanıyordu birde romantik gezi vardı bugünün hemen bitmesi için dua etti Steve hafifçe öksürdü ve " Dün akşamdan sonra Clint ile konuştun mu?" Diye sordu huzursuzca,Natasha derin bir nefes verdi gözlerini Steveden kaçırdı daha sonra "Dün akşam beni sen odama bıraktın ondan sonra hiç görmedim onu" dedi iyi iş çıkarmıştı aslında teorik olarak ona yalan söylememişti Clint ile yüz yüze görüşmemişti sadece Clintin gönderdiği Gül demetindeki buluşma notunu okumuştu kendini rahatlatmaya çalışsada işe yaramadı içi içini yiyordu Steve sadece " Hmm " dedi sessizce ona inanmak istiyordu sevdiği kadına inanmak istiyordu,Natasha Steve'e baktı "Bunu neden sordun ki?" Diye sordu " sadece Clintte beni huzursuz eden birşey var onunla konuşmanı gerçekten istemiyorum,umarım bu konuda anlayış gösterirsin " dedi Steve anlayışla,Natasha gözlerini tekrar kaçırdı " Elbette " dedi kısaca.Uzun geçen kahvaltı saatinden sonra nihayet otelden çıktılar Steve arabanın kapısını Natasha için açtı ve ardından kapattı sürücü koltuğuna geçti bu gezi teklifini mesajı almadan önce yapmıştı şimdi ise pişman olmuştu eğer bu mesajda yazanlar yalansa Natasha'ya büyük haksızlık yapacağım diye düşündü fakat eğer doğruysa işte o zaman ne yapacağını bilmiyordu.
Steve arabayı sahilin girişine park etti birlikte arabadan indiler Natasha hayranlıkla etrafı inceledi burası sahilden çok uçurum kenarı gibiydi fakat manzara gerçekten harikaydı Malibu ayaklarının altındaydı ve yeşil yapraklı ağaç sanki insanları güneşten korumak için bilerek buraya dikilmişti.Steve onun elini tuttu ve birlikte ağacın altına oturdular "Ah,az kalsın unutuyordum" dedi Steve arabaya doğru koştu döndüğünde elinde küçük bir piknik sepeti vardı Natashanın yanına kıvrıldı sepeti açıp örtüyü yere serdi içinden iki sandviç ve çeşit çeşit meyve çıkardı Steve bunları örtüye dizerken Natasha onu aşkla izledi onu ne kadar sevdiğini bir kez daha anladı " Bunlar çok güzel,nerden aklına geldi?" Diye sordu hayranlıkla ve ağzına bir üzüm attı Steve içecekleri doldururken " Malibuya geldik piknik yapmadan dönemezdik " dedi gülerek haklıydı burası tam piknik yapılacak bir yerdi deniz kokusu Natashanın iştahını açtı "Bencede burası harika bir yer " dedi sandviçini alıp ısırdı biraz kurumuş olsada aç olduğu için güzel gelmişti yemeklerini yedikten sonra Natasha ile yere uzandılar Steve kolunu Natashanın yatması için yana doğru açtı Natasha Steve'in koluna başını koydu ve kokusunu içine çekti
Akşam olmak üzereyken Natasha ve Steve otele geri döndüler harika vakit geçirmişlerdi uzun uzun sohbet etmişlerdi hatta Natasha bir ara Steve'in göğsünde uyuyakalmıştı Natasha odasına girdiğinde banyoya girdi soğuk suyu yüzüne çarptı başını kaldırıp aynaya baktı biçimli yüzünü inceledi bu yüz daha kaç kişiye yalan söyleyecek diye düşündü banyodan çıkıp üstünü değiştirdi kısa kot şortunu ve salaş tshirtini üzerine geçirdi kızıl saçlarını açık bıraktı Clint ile fazla oturmamaya karar verdi hemen konuşup geri dönecekti odadan çıkıp asansöre bindi 6 5 4 3 2 1 diye saydı ekrandaki kat sayılarını okuyarak,asansörden çıkıp bahçeye indi Clint süs havuzunun önünde onu bekliyordu Natashayı görünce o mükemmel gülüşünü yüzüne yerleştirdi "Gelmeyeceğinden korkuyordum" dedi Natasha'ya sarılırken Natasha huzursuzca geri çekildi "Aslında gelmemem gerekiyordu sadece sana bunu söylemek için geldim Steve seninle konuşmamı istemiyor buraya gelmek için ona yalan söyledim ve içim hiç rahat değil " dedi hızlıca.Clint üzülmüştü başını eğdi " Yani benimle artık görüşmek istemediğini mi söylüyorsun?" Dedi sorarcasına,Natasha üzülmüştü Steve ile Clint arasında seçim yapmak istemiyordu aslında Steve Clinti tanısa çok severdi diye düşündü hatta belki arkadaş bile olurlardı " Sadece bir süreliğine, eminim Steve'in düşüncesi değişecektir " dedi sıkıntıyla, konuşmalarını bir ses böldü "Bana yalan söyledin " dedi ses " Sana güvenmiştim " Natasha arkasına döndüğünde Steve yıkılmış halde karşısında dikiliyordu işte şimdi mahvoldum diye düşündü.
