|8|

4.2K 195 35
                                    

  DEREN

Karşımda Kiah'ı görmeyi umuyordum ve görüştüm. Ama kesinlikle bu şekilde görmeyi planlamıyordum. Kiah şuan koltuğumun hemen yanımda ayakta duruyordu, kafasındaki ruj lekeleri silinmişti ve ağzında kocaman ve kırmızı bir çiçek vardı. Nereden bulmuştu ki bunu?

"Annnemmmm nerden buldun sen bunu bakalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Annnemmmm nerden buldun sen bunu bakalım." Ağzındaki çiçeği elime aldım ve ayağı kalktım. Bahçe kapısına doğru yürürken ise karşımda Yağız'ı görmeyi hiç beklemiyordum. "Süpriiz." Dedi ellerini yanlarına doğru açarken.

"Aşkım ne zaman geldin hiç duymadım seni." derken yanına gidip ona sarılmıştım bile. "Biraz oldu aslında." Diyip tek eliyle bahçedeki oturma grubunu gösterdi. Masanın üstünde yemek kapları vardı. Hepsinin kutusu açılmış ve yenmeyi bekliyordu. Elimden tutup beni masaya doğru yöneltti ve sandalyemi çekti.

Masanın üstünde birçok çeşit Çin ve Japon yemeği vardı ve ben uzak doğru mutfağına bayılırdım. Anlaşılan oldukla keyifli bir sushi seansı bizi bekliyordu.

BİRKAÇ SAAT ÖNCE BARTU

"Vay vay vay kimler gelmiş." gülerek kapıyı açtı Yağız malı.
"Güleceğine alsana lan şunları elimden" dedim.
"Oha lan ne var bunun içinde?" Diye sordu Yağız. Kutuları elimden alıp yere koyduktan sonra. Deren'in Doğum günüydü bugün. Yani saat 12 yi geçtiğinde Doğum günü olacaktı ve Yağızın evinde kutlayacaktık. Öyle karar vermişti Yağız bey ve bende salak bir nedenden ötürü ona yardım etmek zorunda kalmıştım.

"Bu ışıkların bahçeye asılması lazım. Şu kutudaki balonlar da şişirilecek. Pasta 1 saate gelir. Bunları da duvara asarsın sen." koltuğun üstündeki kutuyu gösterdi.
"Asarım..." duraksadım, " ben mi? Sen napcaksın?" Kendisi oturup her şeyi bana yaptırmayı düşünmüyordu herhalde. Veya düşünüyordu. Masadan arabasının anahtarını aldı ve kapıya ilerledi.
"Ben Derenlere gidiyorum. Saat 9 gibi geliriz." Dedi ve evden çıktı. Ciddi ciddi her işi bana bırakıp gitti.

Şimdi süslemeye başlamazsam Deren ayrı Yağız ayrı öldürürdü beni. Balonları şişirmekle başladım. Niye bu kadar fazla balona ihtiyaç duymuş ki bu salak. Acılı geçen bir yarım saat sonra çoğunu şişirmeyi başarmıştım. Kapının çalmasıyla elimdeki daha şişirilmemiş balonu bırakıp kapıya bakmaya gittim. Pasta gelmişti. Alıp buzdolabına koymak için mutfağa götürdüm. Salona geri döndüğümde yeteri kadar balon olduğuna karar verip kalanları şişirmekten vazgeçtim. Sıra bahçeyi ışıklandırmaya gelmişti.

Allahtan çok fazla ışık yoktu. Beklediğimden çabuk bitirdim bu işi de. Duvara asılacak süsleri de asmaya başladım. Çoğu klasik iyi ki doğdun yazılarıydı. Daha sonra küçük kartların olduğu kutuyu aldım elime. Ama yakından bakınca içindekilerin kart olmadığını anladım. Fotoğraftı bunlar. Deren'in fotoğrafları. Yıllar içinde çekilen bir sürü fotoğraf. En üstte duranı gördüm. Ben çekmiştim onu. Ortaokuldan mezun olduğumuz gündü. Başka bir fotoğraf gözüme çarptı. Bunda Yağız da vardı. Ve altlarda bunlardan daha fazla olduğunu fark ettim. Birden bütün hevesim kaçtı. İkisinin sevgili olduğunu unutmuş gibiydim bir an.

Telefonun çalmasıyla irkildim. Arayan Yağızdı.
"Bitirebildin mi her şeyi?" diye sordu telefonu açar açmaz.
"Az kaldı."
"Tamam. Herkes gelir 8 gibi falan sende eve gidip hazırlanır bize geri dönersin bebeğim."
"Ta-"
Sözümü keserek, "Deren geliyo kapatıyorum" dedi ve yüzüme kapattı.

Kolay olmayacak bir gece bizi bekliyordu.

 my first boy crush |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin