SEANS-1

19 1 2
                                    

Hayatımı mahveden gün 18 Ocak 2014.


Herşey onu bir an görüp yüzünü unutamamamla başladı öyle güzeldi ki her gece gözlerim kapanır kapanmaz karşıma çıkıyordu, her gece aklımda hayallerini izliyordum.

Adım Doğan Erkan mesleğim gereği günde en az on adet ceset suratı izliyorum.


Çıkış saatim her gün üç iken o gece iki saat geç çıkabildim hastaneden.


Evimin hemen iki sokak altında gördüm gözlerini öyle güzeldi ki, göz bebeğiyle renk kısmı birbirine karışmış ayırt edilmiyordu, elmacık kemikleri kıvrımlı, çenesi, yanakları adeta aklım başımdan gitmişti.


O akşam eve gelip yatağıma uzandığımda ister istemez onu hayal ettim çünkü unutulacak bir yüz değildi, onu tanımıyordum ve daha önce gördüğümü de hatırlamıyordum ama her gün geçtiğim bir yol olduğu için o apartmanı daha öncede görmüştüm. Sanırım sekiz katlıydı. Umarım zillerde isimler yazıyordur diye düşündüm.


Bir sonraki gece normal saatimde eve geldiğimde yemek yerken tekrar aklıma geldi ve geçen gece onu gördüğüm saate de on dakikaya yakın bir zaman kalmıştı.


Apar topar ceketimi alıp sokağa çıktım, adımlarım hızlıydı ve aklımda o olduğu için zaman kavramını unuttuğum bir an apartmanın önüne geldiğimi farkettim.


Apartman tam karşımda duruyordu ama o yoktu, zaten her gece de aynı saatte orada olacak diye bir kural yoktu.


Adımlarımı bu sefer daha yavaş atarak apartmanın kapısına gelip zillere baktım, beş zilde isim yazıyordu, üçüncü ve beşinci katların isimleri boştu.


İşaret parmağımı yazıların üzerinde gezdirirken bir anda kapı açıldı, aynı sakinliğimle kafamı çevirdiğimde o geceki gözler karşıma çıktı, yine aynı saflık ve karanlık.


Önce anlamak ister gibi bakıp yanımdan geçip gitti.


Arkasından ilerlemeye başladım, yokuş yolda hızla ilerlerken virajı döndü, gözden kaybolunca koşup viraja yetiştim ama o orada yoktu.


Hızla ilerledi ihtimalini düşünerek sokakta ilerlemeye devam ettim başka virajlardan döndüğümde duvarlara yazan iki gençten başka kimse yoktu.


Sanırım o gece yarım saat boyunca onu aradım. Sonrada 'Ne aptalım daha tanımadığım birini arıyorum' diye düşünüp eve döndüm.


İş saatlerim çok uzundu, her gün iki yada üç ceset parçalayıp araştırıyordum izlediğim sarı beyaz yüzlerin ise artık hesabı kalmamıştı.


O gün önümüze gelen yine kanı çekilmiş bir surattı. Arkadaşım Fatih sedyeyi önüme çektiğinde yine dalga geçercesine suratıma sırıtıp çıktı odadan.


Tekrar kafamı ölmüş kadına çevirdiğimdeyse olduğum yerde donup kaldım.


Kadın gözlerini açmış bana bakıyordu ve o gözler hiç de yabancı değildi.
Suratı bembeyaz bir cesetken, gözleri aynı onun gözleri gibi parlıyordu ve apaçık bana bakıyordu.


İlk on saniyeden sonra tökezleyip arkamdaki masaya çarptım, tekrar kafamı kaldırıp baktığımdaysa sedyede ölü bir şekilde yatıyordu.


Gözleri kapanmıştı ama o kadar emindim ki daha bir kaç saniye önce bana bakıyordu.


Yanına yaklaşıp biraz daha inceleyip gözlerimi ardı ardına kapatıp açtım ama ölü yine aynı ölüydü.


O gece dinlenmem gerektiğini düşünüp hastanede bir sedyenin üzerine uzandım. Uykum ağır basmıştı çünkü en az iki haftadır günlük üç saat uykuyla ayaktaydım.


Uyandığımda çıkış saatini bir saat geçmişti, eşyalarımı toparlayıp hastaneden çıktım. Ancak gözlerimin önünden o cesedin bakışlarını yok edemiyordum. O gün gördüğüm kadının siması ise bütün hayatımı etkilemişti.


Aynı gece apartmanın önünden geçerken gözlerimi biraz o tarafa kaydırıp baktığımdaysa yoktu.


#Schwarzer Schatten

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#Schwarzer Schatten

BELKİ GERÇEKTİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin