Zor Hayat
Bölüm 144
Selin, Tolga ve Nazlı Haberlere bakıyordur hâlâ
Nazlı: Selin! Selin der Selin'e bakar
Nazlı: Yalan bu değil mi? Savaşa birşey olmadı!
Selin: Nazlı haberler başka birşey söylüyor
Tolga: Herşey senin yüzünden! Hemde herşey! Der Nazlıya sinirli bakar
Tolga: Eğer sen onu göndermeseydin bunlar olmayacaktı! Benim Kardeşimin katili sensin!
Nazlı: Tolga... Bu Yalan... Savaşa birşey olmadı!
Tolga: Herşeyi sen mahv ettin! Duydun mu! Der sinirli Nazlıya bakar
Selin: Yeter Tolga! Yeter! Kızın Ne suçu var? Böyle olacağını bilemezdi ki
Tolga: Benim Kardeşim öldü! Öldü!
Ali: Eylül saçmalama
Eylül: Ali sen benden çok önemli birşeyi sakladın!
Ali: Annen istedi çünkü!
Burak: Yeter nolur!
Eylül: Burak Gönülle birlikte çıkın odadan
Burak: Ama Anne!
Eylül: Çık dedim sana!
Burak Gönülle birlikte aşağı iner
Burak: Of Ne yapacağız şimdi?
Gönül: Merak etme. Onlar birbirlerini seviyorlar. Ayrılmazlar
Burak: İnşAllah
Gönül kumandayı alıp Televizyonu açar sonra karşısına haber çıkar. Haberlerde Savaşın resmî vardır
Gönül: Allah rahmet eylesin
Burak Televizyona bakar
Burak: Dayı?
Gönül: Dayın mı?
Burak: Dayıma noldu! Aç bunun sesini
Gönül sesini açar
Televizyon: Savaş Mertoğlu İzmire giden Otobüs de vefat etmiştir
Burak: Nasıl? Olamaz böyle birşey! Dayı!! Diye bağırır
Gönül: Burak sakin ol der Burağa sarılır
Burak: Ne demek sakin ol! Duymadın mı? Dayım öldü diyor
Hemşireler Keremi Yoğum bakıma alırlar ve Songül hastaneden çıkar
Songülle Güney birbirlerine çarparlar yürürken
Songül: Dikkat etsene biraz der sonra Güney'i görür
Songül: Güney?
Güney: Songül? İyi misin
Songül: İyiyim der bir kaç adım atar
Güney: Böyle mi olacak artık Songül aramız?
Songül: Aramız? Bizim aramızda birşey mi vardı?
Güney: Bana bir baksana der birbirlerine bakarlar
Güney biraz Songüle yaklaşır
Güney: Ben senin için neyim?
Songül: Nasıl?
Güney: Ben senin neyin oluyorum?
Songül: Sen sadece...
Güney: Sadece ne?
Songül: Sadece Çoçuklarımın Babasısın...
Güney: Başka birşey yok yani
Songül: Yok... Güney...
Güney: Efendim...
Songül: Benden uzak dur... der koşarak gider
Güney: Canın sana yaşattığı olay yüzünden uzak durma benden Sevdiğim
Eylül'le Ali aşağı iner
Eylül: Oğlum niye bağırıyorsun? Noldu?
Gönül Televizyonun önüne geçer
Gönül: Birşey olmadı Eylül Yenge
Eylül: Gönül? Birşey mi saklıyorsun sen? Çekil ordan
Gönül: Yok birşey saklamıyorum. Ne saklayım ki
Ali: Gönül çekilir misin?
Gönül çekilir
Eylül ve Ali Haberleri görür
Eylül: H-Hayır... Olamaz bu... Yalan olmalı der başı döner
Ali Eylül'ü tutar
Ali: Eylül. Sakin ol
Eylül: Dokunma bana der çekilir
Eylül: Burak! Yalan bu, değil mi Annem?
Burak: Anne Yalandır bu. Benim Dayım gitmez
Eylül: Abim... Abim gitmez! Diye evden koşarak gider
Ali Eylülün peşinden gider
Ali: Eylül!!
Eylül: Abi!! Nerdesin Abimmm!!
Ali: Eylül dikkat et! Eylül!!
Eylül Nazlının yanına koşup kapıyı tıklar
Selin kapıyı acar
Eylül: Nazlı burda mı? Diye ağlayarak
Selin: B-Burda
Eylül içeri geçip Nazlının yanına gider
Eylül: Abim nerde Nazlı?
Nazlı susar
Eylül: Birşey desene!
Nazlı: S-Savaş ölmedi...
Eylül: İzmire niye gitti? Kiminle gitti
Selin: Eylül...
Eylül: Ya Konuşun!!
Ali de gelir yanlarına
Tolga: Savaş Melissayla gitti İzmire. Nazlıya artık zarar vermesin diye. Nazlı gitmesine izin verdi
Eylül ağlayarak Nazlıya bakar
Eylül: Senin Hayatını kurtarmak için kendi canından vazgeçti öyle mi?
Nazlı kafasını eğilir
Eylül: Yazıklar olsun!
Ali: Eylül Yeter! Siz bu Habere inanmayın ya! Savaş ölmüş olamaz!
Eylül: Ölmedi zaten! Eğer birşey olsaydı bu kalbim sızlardı! Der ve gider
Ali Nazlının yanına gider ve sarılır
Nazlı: Abi... Savaş ölmediyse nerde?
Ali: Bilmiyorum canım benim. Ama sana söz veriyorum bulacağım onu
Hastaneden Songülü ararlar ve Songül Telefonu açar
Songül: Buyrun?
Kerem: Songül... B-Ben K-Kerem
Songül: Sen gözlerini açtın mı
Kerem: A-Açtım... Beni iyi dinle
Songül: Dinliyorum
Kerem: Can sana bir o-oyun oynadı... Sana hiç dokunmadı... Sen hamile felan değilsin... Herşey bir oyundu
Songül şok olup telefonunu düşürür
Son
Vote ve Yorum bırakmayı unutmayın
Yb 20 Vote ve 60 Yorum da gelecektir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zor Hayat
FanfictionKendim yazdığım bir Hikaye. İnşAllah beğenirsiniz. Kim bilebilirdi ki Hayatın bu kadar acımasız olduğunu?