Zor Hayat
Bölüm 143
Otobüs Adam: Herkes Hazır mı? Gidiyor muyuz?
İnsanlar: Gidebiliriz diye bağırırlar
Melissa Savaşa bakıp Gülümser
Savaş ise camdan sadece dışarı bakar
Savaş: Ne yani? Şimdi gerçekten gidiyor muydum ben? Hemde Sevdiğim Kadını burda bırakıp? Diye bir düşüncesi vardı
Tolga Nazlının yanına gider koşarak
Tolga: Nazlı! Nazlı!!
Nazlı: Tolga noldu? Sakin ol
Tolga: Bunu nasıl yaparsın sen? Savaşın gitmesine nasıl izin verirsin?
Selin: Gitti mi gerçekten?
Tolga: Melissayla gitti...
Nazlı: En iyisi bu olmuş... der yanlarından ayrılır
Selin: Ah be canım Arkadaşım...
Tolga: Neler olmuş bunlara ya? Of!
Eylül Annesine bakar ağlayarak
Eylül: Anne? Sen misin gerçekten?
Zeynep: Benim... diye Gülümser
Eylül: Anne? Sen ölmemiş miydin? Nasıl yaşıyor olabilirsin?
Zeynep: Annem... Herşeyi sana anlatacağım
Eylül Annesine bakar ağlayarak sonra bayılır
Ali: Burak İnan bana. Ben böyle olacağını bilmiyordum
Burak sinirle ayağa kalkar
Burak: Senin öz ve öz Kardeşin Anneme ne kadar kötülük yaptı ya? Hâlâ rahat bırakmıyor bizi!
Ali: Biliyorum... Biliyorum
Gönül koşarak yanlarına gider
Gönül: Burak! Ali Abi!
Ali: Gönül? Birşey mi oldu?
Gönül: Eylül Teyze ağlayarak gitti
Burak: Nereye gitti? Noldu Anneme?
Ali: Konuşmalarımızı duydu! Of! Der evden çıkarlar
Burak Savaşı arar ve Savaş telefonu açar
Savaş: Burak? Yeğenim?
Burak: Dayı! Acil gelmen lazım! Annem...
Savaş: Noldu Kardeşime?
Burak: Ağlıyordu...
Savaş: Burak ben gelemem... Annenle siz ilgilenin der kapatır
Burak: Alo! Dayı!!!
Ali: Bura noldu?
Burak: Annenle siz ilgilenin dedi ve kapattı
Ali: Tamam boşver sen. Eylülün nerde olabileceğini tahmin ediyorum der ve sahile giderler
Melissa: Noldu Savaş?
Savaş: Boşver...
Melissa: Emin misin der eline dokunur
Savaş hemen elini çeker
Savaş: Sakın dokunma bir daha bana der tekrar camdan dışarı bakar
Bir kaç saat geçer aradan
Eylül gözlerini açar ve kendini Evde bulur. Sonra etrafa bakar
Eylül: Noldu bana? Nerdeyim ben
Burak: Anne sahilde bayılmışsın...
Eylül: Annem?
Burak: Ne Annesi?
Eylül: Annem nerde benim? Yaşıyordu...
Burak: Anne... Öldü ya o
Eylül: Hayal mıydı o?
Ali ve Gönül gelir yanlarına
Ali: Eylül çok şükür uyandın
Burak: Baba... Annem Anneannemi görmüş
Ali: Ne?
Eylül: Gerçek gibiydi ama...
Ali: Eylül...
Eylül: Tamam birşey demene gerek yok. Öldüğünü biliyorum
Ali: Hayır... Aksine... Annen yaşıyor
Eylül birden doğrulur ve şok olup Aliye bakar
Eylül: Ne dedin sen?
Ali: Annen yaşıyor diyorum
Nazlı: Savaş... Sen gerçekten gittin mi? Keşke beni bırakıp gitmeseydin... der ve ayağa kalkıp içeri geçer
Selin içerde Tolga'yla birlikte Haberler izliyordur. Nazlı yanlarına gider
Televizyondan: Bu gün İzmire gitmek isterken bir Otobüs kaza yapmıştır. Bir kaç kişi ağır yaralı. Bir kaç kişi ise Ölü bulunmuştur. Bir kaç kişinin ise durumu iyidir
Ölü bulunan kişiler: Emre Yağmur, Filiz Sert, Furkan Emre ve Savaş Mertoğlu
Herkes şok olarak Televizyona bakar
Selin: Bu? Bu Savaş Mertoğlu mu dedi?
Tolga: Kardeşim? Der gözünden yaşlar akar
Nazlı kendinde değildir. Sonra kendine gelir
Nazlı: Savaş? Diye yere düşer
Nazlı: Savaş!!!! Ölmüş olamazsın!!! Savaş!!! Hayır!!! Yalan bu!!!
Son
Vote ve Yorum bırakmayı unutmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zor Hayat
FanfictionKendim yazdığım bir Hikaye. İnşAllah beğenirsiniz. Kim bilebilirdi ki Hayatın bu kadar acımasız olduğunu?