3;

154 23 37
                                    


Şimdiden, rutin hayatımıza gönderme yaparak anlatmaya başlamaktan sıkıldım.

Bazen içimden sadece seni anlatmak geliyor, hyung.

Bugünün içerisinde, seni her zamankinden çok gördüm. Bunun bir sebebi de, ne zaman sana baksam bunu anında hissedip senin de bana bakmandı. Bu bakışlarından hiç rahatsız olmadım, utanmadım. Hoşuma gitti.

Fakat sonrasında neden beni gözetlediğini anlamış oldum. Asıl sebebinin yarattığı hayal kırıklığı canımı yaktı.

Arabanda dönerken, tam sana karşı bir sıcaklık duyuyorken o buz gibi sessizliğin altında, tam hiç var olmamış bizi hayal ederken ben, sen dedin ki:

"Son zamanlarda bir sıkıntın mı var, Jeongguk? Hiçbir zaman güler yüzlü olmadın fakat son zamanlarda, sanki bu halinden müşteriler memnun değil gibi. Böyle bir sanrım var."

Tüm hayallerim şiddetli bir deprem ile adım adım çatlayan bir bina gibi yıkılıverdi.

Elimde olmadan, veya elimde olup olmamasını umursamadan, hiçbir şey düşünmeden sana cevap verdim.

"Bunca zamandır yanında çalışan benim halimi sorma sebebin sadece müşterilerin memnuniyeti mi?"

Diğer insanlara karşı bu kadar nazik, düşünceli ve kısmen meraklı iken bana geldiğinde ağzından samimiyete dair tek bir kelime çıkmaması beni üzüyordu. Soğuk bir mizacım olabilirdi lakin karşımdaki sen olduğunda, bu mizacım içindeki ateşle şekilleniyor, değişiyordu. Bunu hissediyor olman gerekti. Cevabın "Ne bekliyorsun?" oldu.

Bu, sana yakışmayacak kadar kaba bir cevaptı. Kırıldım. Belki de ilk defa sözcüklerinle kırdın beni.

Fakat sen beni kırdıkça ben seni sevmeye daha çok tutunuyordum.

Gözlerine baktım. Gör istedim, ağzımdan çıkmayanları gözlerimden oku istedim. Bana bak istedim, beni anla istedim.

Sen dönüp yüzüme bile bakmadın.

Şimdi ben bu masanın başında seni düşünerek bir şeyler karalıyorum, yazıyorum. Kalbim kırık, gözlerim kızarık.

Keşke bana karşı biraz olsun sevgi duyuyor olsaydın. Yetinirdim.

🌾

yorum yok mu hiç?

gamlı | jeon jeongguk & kim namjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin