Ahenk: Tom swna aşıfım
Ahenk: Evlqn bsnomle güzel bur yuvarmiz olsjn
Ahenk: Her gün bwni öphsvdhehdd
Ahenk: Kucagınw oturmal istiyorjm
My Sunflower: İçtin mi sen
Ahenk: Hwr zamaenki halib
"Ya sikeceğim şimdi seni Selin ver o telefonu!"
"Ah vurma mal!"
My Sunflower: Emin misin
Ahenk: Evet eminim
Ahenk: Ve az öncekileri ben yazmadım
Ahenk: Arkadaşım yazdı
Ahenk: Gerçekten ben öyle şeyler yazmam
My Sunflower: Ne yazdığını anlamadım ama çevirmeye gidiyorum
Ahenk: Hayır dur
Ahenk: Çevirme ne olur
My Sunflower: Neden
Ahenk: Zaten utanıyorum
Evet yanaklarım kızarmaz ama boynumun kıpkırmızı olduğuna eminim.
"Ahenk kırmızı-" Talha cümlesini bitiremeden gülmeye başladı. Ardından Beste, Selim ve Selin.
"Gülmeyin yemin ediyorum hepinizi üst üste koyar öyle döverim." Hala gülüyorlardı.
My Sunflower: Çevirdim
Ahenk: Bak gerçekten ben yazmadım
Ahenk: Boynumun kıpkırmızı şu an
My Sunflower: Neden
Ahenk: Çünkü yanaklarım kızarmıyor
Ahenk: Boynum kızarıyor
Ahenk: Öleceğim galiba
Ahenk: Cidden çevirdin mi
My Sunflower: Evet
Ahenk: Gidiyorum ben boynumu yıkamam lazım
My Sunflower: Senin yazmadığını biliyorum Ahenk
My Sunflower: Sarhoş olmadan öyle şeyler yazmayacağını da
Ahenk: Benim yazmadığıma inandın mı
My Sunflower: Tabii ki
Ahenk: Teşekkürler
Ahenk: Yani inandığın için