9. Neden Kalbimden Öptün?

2.6K 291 256
                                    

1K olmuşuz hepinize teşekkür ediyorum ve oy sınırı bir önceki bölümde tahmin ettiğimden daha çabuk geçildiği için bölümü yetiştiremedim meleklerim, üzgünüm :"(

Bu yüzden bu bölümü dolu dolu yazmaya çalıştım umarım beğenirsiniz.

Bu bölüm de yeni bir oy sınırı koyuyorum;

25-30 oy= yeni bölüm

Medyadaki müzik :")

İyi okumalar🐰🐰

Soğuk havanın saçlarımı okşamasına izin verirken bahçede koyu kırmızı gülleri kokluyordum. Geçen birkaç gün hiç tuhaf bir olay olmamıştı. Bu yüzden de biraz rahatlamış olsam da hala korkuyordum.

Jungkook neredeyse üç gündür ortalarda yoktu. Benim dışarıya çıkma iznim olduğu için genelde tüm günümü ya dışarda ya da tanıştığım Felix ile biraz konuştuktan sonra odamda oturarak geçirir olmuştum.

Son yaşadıklarım aklıma geldikçe Jungkook'un bir daha asla geri dönmemesi için dua ediyordum. Tanrım! Cidden ondan nefret ediyorum.

Güllere zarar vermeden kokularını içime çekiyorken arkamda hissettiğim adım sesleri ile yerimde sıçramıştım. Felix olmadığına emindim ve bu yüzden de Jungkook olma olasılığı beni çok fazla korkutuyordu.

Arkama dönecek cesareti kendimde bulduğumda karşımda dikilen beden ile sadece yutkunabilmiştim. Koyu kırmızı irisleri üzerimde dolanıyorken elinin tersiyle dudağına bulaşmış kanı sildi.

"N-neden geldin?"

Kekelediğimden dişlerini belli ederek sırıtmıştı. Korkutucu görünüyordu. Bana doğru adımlamaya başlayınca ne yapacağımı şaşırarak gerilemiştim.

"Merak etme neden geldiğimi birazdan öğreneceksin."

Tam önümde durarak eğildiğinde hafif irkilerek gözlerimi kapatıp savunmasızca dişlerini boynuma geçirmesini beklemiştim. Fakat bir süre sonra hiçbir şey olmadığını fark ederek göz kapaklarımı aralayarak bir adet elindeki gülü koklayan Jungkook ile karşı karşıya kalmıştım.

Kırmızı irisleri beni bulur bulmaz çapkınca yan bir gülüş sundu. Az önceki hareketi bilerek yaptığına emindim. Tavırlarından belli oluyordu zaten.

"On dakika sonra odama gel."

Kulağıma fısıldadığı kelimelerin etkisinden çıkamamışken o çoktan saraya girmişti bile. Dudakları fısıldarken kulağımın hemen altına temas etmişti ve o bölgeler nedense yanmaya başlamıştı. Kalp ritmimden bahsetmiyorum bile.

Üzerimdeki etkisi azıcık bir temasta bile bu denli fazlayken on dakika sonra olacaklardan korkuyordum.

Jungkook duyduğuma göre beslenmeden önce avıyla oynamayı severmiş. Birazdan benimle de tıpkı kedinin fareyle oynadığı gibi oynayacağına eminim.

Geç kalmamak adına yavaştan girişe doğru yönelmişken bir karmaşa olduğunu fark etmiştim. Herkes sanki önemli bir şey olacakmış gibi hazırlık yapıyordu. Hatta öyle ki geldiğimden beri hiç kullanılmayan dev masa çoktan donatılmıştı.

Onca koşuşturmacanın arasında bana çarpan Felix'i durdurdum. En azından o ne olduğunu biliyor olmalıydı.

"Burada neler oluyor Felix?"

Coeur Flétri: Jikook✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin