Arkadaşlar vote ve yorumlarınızı bekliyorum umarım beğenirsiniz :) Keyifli okumalar :))
Kerem
Şaka mı bu? Saat gecenin bilmem kaçı asansörde bir kızla baş başa kaldım hayır niye dışarı çıkasım tutar ki otur oğlum odanda. Nasıl otel bu asansörü böyle bozulabiliyor.
Z "KİMSE YOK MU!"
K "Gerçekten seni duyabileceklerini düşünüyor musun? Ha?"
Z "En azından deniyorum gerizekalı. Öyle mal gibi bana bakacağına sende denesen diyorum."
K " Ben bağırmak yerine acil durum düğmesine basmayı tercih ederim güzelim"
Z "Bana güzelim deme!"
K "Peki güzelim."
Z "Bak hala diyor. Çok konuşmasanda şu düğmelere bassanda seninle aynı ortamda daha fazla kalmasam!"
Düğmelere basıyorum basmasına ama hiçbir hareket yok. İyice geriliyorum. Hatununda gerildiğini anlamak mümkün tabii. Birden bi ses duyuluyor.
"Hanfendi, beyefendi çok üzgünüz teknik bir sorun oldu, normalde olmaz. Yarım saate sorun giderilecek gerçekten otelimiz adına çok özür dileriz"
Z "Ne! Yarım saat mi? Olamaz ya!"
K "Korkma güzelim ben insan yemiyorum"
Z "Kes!!"
Asansörde bir kızla kalıyoruz normalde böyle bir şey olsa burdan çıktığımızda soluğu benim odamda alırız ama bu kız bana sokulmayı geç gülümsemiyor bile. Ne zorsun be kızım ama benim adım Keremse ben seni elde ederim. Tahminen 10 dakika falan geçiyor herhalde kıvırcık çökmüş oturuyor bu sessizlikle zaman geçmiyor bir an önce tanışmam lazım bu kızla.
K "Adın ne?"
Z "Sanane" diye alıyorum cevabımı ne zor kız Allahım bu.
K "Tesadüfler fazla olmadı mı sencede yani alt tarafı ismini söyleyeceksin"
Z "Gerek duymuyorum bi daha da seninle karşılaşacağımızı sanmıyorum. İki kere karşılaştık diye sana ne ismimi söylerim ne de sana muhattap olurum."
K "Woow gerçekten çok zorsun" ben onu gerçekten dışımdan mı söyledim?
Z "Ne diyorsun sen be kas yığını?"
K "Kas yığını mı?" koca bir kahkaha patlatıyorum. Öyle çok gülüyorum ki gözlerimden yaşlar geliyor artık. Aradan bir kaç dakika geçiyor ben hala kahkahalarıma ara veremiyorum biraz sakinleşmeye çalışsam yine aklıma geliyor ve kahkahalarım durmadan artıyor.
Z "Kerem Bey iyi misiniz?" diyor endişelenen bir ses tonuyla ayaklanarak.
K " Hahahaha İy- hahahaha iyi hahahaha iyiyim hahahahahah"
Z "Gerizekalı ya off" diyor hatuncuğum ve yine çöküyor.
Kaç yarım saat geçti bilmiyorum ama biz hala bu asansördeyiz ikimizde offlayıp puffluyoruz. Bir kaç defa konuşmayı denedim bizim hatunla ama oralı olmadı. Ya tersledi ya da cevap vermedi zaten. Vakit ilerliyor yarım saate olacaktı sözde.. Hani kaç yarım saat oldu kimbilir. Birden ışıklar geliyor, asansör hareket ediyor. İkimizde derin bir "ohh" çekiyoruz. Asansör durduğunda kapıları açılıyor ve ikimizde kendimizi asansörden dışarı atıyoruz.
M "Zeyneepp!!" diye bir ses duyuyorum. Havaalanındaki o sarışın kız kıvırcığın arkadaşı, yanındada kısa düz saçlı kız bize doğru koşuyorlat ve kıvırcığa sarılıyorlar. Demek bizim hatunun adı Zeynepmiş şansa bak o kadar diretti diretti ama er yada geç öğrendim. İçimden gelen gülme dürtüsüne engel olmaya çalışırken bizim çocukların sesini duyuyorum.
C " Kerem! Abi iyi misin?"
K "İyiyim Can kaza yapmadım alt tarafı böyle güzel bir bayanla asansörde kaldım."
Kızlar bakışlarını bize doğru çeviriyorlar. İsminin Zeynep olduğunu öğrendiğim hatunum bana öldürücü bakışlar gönderiyor ama cevap vermeye yeminli sanki. Durur muyum, durmam. Su uyur Kerem Sayer uyumaz!! Tam arkalarını dönmüş 2 adım atmış gidiyorlardı ki;
K "Neye uğradığını şaşırdı zavallı asansör tabii böyle güzel bir bayan binince!! Yazık oldu bozulması!!" diye yüksek sesle konuştum.
Hepsi bir anda durdu Zeynep dışında diğer ikisi kıkırdadılar benim lafım üzerine. Tabii Zeynep ikisinede öyle bir bakış attı ki kızlar korkudan sesli yutkundular biz bile duyduk yani. Hiç beklemediğim bir hareketle bize döndü üçü birden.
Z " Diz kapaklarıma tav olmuştur belki!!!" diyor ve ben öylece dona kalıyorum. Tabi yanımdaki dallamalar bildiğiniz anırıyorlar gülerken.
ZEYNEP
Hala sinirimden dört dönüyorum odada. Hiç sevmem böyle tipleri. Adamla alt tarafı 2 kere karşılaştık yapıştı kaldı. Off baba off senin yüzünden geldim buralara kadar. Ne vardı yani bu toplantıya sen gelsen. Ben o mis kokulu sevgililerimin yanında kalsam, onlarla uğraşsam ne güzel mutluluktan bir çiçekte benim yüzümde açacaktı amaa neymiş efendim bu şirket ileride benim olacakmış, o koltuğa ben oturacakmışım bu toplantıya gelip bir şeyleri öğrenmeye bir yerden başlamalıymışım. Deliriciiiğiim!! Saate baktığımda sinirlerim daha çok tepeme çıkıyor saat 4 olmuş. O insan kılıklı camışla kaç saat kalmışım ben o lanet asansörde öyle? Salak Zeynep, mal Zeynep, aptal Zeynep, embesil Zeynep!!! Senin neyine bu saate çikolatalı pasta. Yat uyu yoldan gelmişsin işte. Ama illa benim o koca midem beynime hükmedecek! Böyle içimden söylene söylene saati 5 ediyorum zaten. Toplantının sabah 8de olacağını e-mail atan babamdan öğrenmiştim. Bir kerede ona delirdim zaten kızlar zor sakinleştirdi. O konuları hatırlamaya daha çok gerilmeme hiç gerek yok. Sakin ol Zeynep! Toplantıya gireceksin imzalanacak şeyleri imzalatacaksın ve istanbula geri döneceksin. İşte bu kadar! Üzerimi değiştirip spor için uygun olan kıyafetlerimi giydim saçlarımı dağınık bıraktım (multimedia) pembe spor ayakkabılarımıda giyip odadan çıktım. İzmir'e daha önce geldiğim için biliyordum buralarını. Zorluk çekmeyecektim. Kulaklıklarımıda takıp müziği son ses vererek tempolu adımlarla otelden çıktım. Otel sahile yakın olduğundan adımlarımı sahile yönlendirdim. Henüz sabahın ilk saatleri olduğundan kimse yok diyebilirim. Tempolu adımlarla koşmaya başladım. Temiz hava iyi geliyordu en azından üzerimdeki gerginlik gidiyordu. Küçüklüğümden beri koşmak her zaman iyi hissetmemi sağlamış, beni rahatlatmıştı. Biraz koştuktan sonra saatime baktım 7 olmuş bile. Hızlı hızlı koşarak otele geri döndüm. Koşar adımlarla asansöre bindim. Gerçi dün geceki faciadan sonra binmemem lazım ama odaya çıkana kadar zaman kaybederim. Hemen olduğum katın düğmesine bastıktan sonra dualar eşliğinde asansörün hareket edişini gözlemliyorum. Çok şükür sorun çıkmadan odamın olduğu kata geliyorum koşarak o Kerem öküzüne yakalanmadan odama giriyorum. Kendimi kısa bir duşun altına atıveriyorum. Hemen çıkıp üzerime toplantıya uygun siyah bir elbise seçip aceleyle üzerime geçiriyorum saçlarımı kurutup maşayla kıvırcıklarımı daha belirgin hale getirip salık bırakıyorum. Hafif bir makyajlada kendimi tamamlıyorum. Bir kadın bu kadar kısa zamanda hazırlanabildiyse kıyamet yaklaşmış olmalı. Son olarak topuklularımıda giyip aynada kendime bakarak çantamı alıp çıkıyorum. Allahtan toplantının olacağı mekan otele uzak değil yoksa adamlar imzayı atmadan gidecek. Sonra Cihan Yılmaz baba katili olsun. Annemin, babamın benim 3. sayfa haberlerinde boy boy resimlerimiz çıksın. Ay Allah korusun! Saatime bakıyorum tam sekiz. Bir taksiye binip adresi veriyorum. Amca beni 5 dakikada getiriyor vallahi. Teşekkür ederek parayı ödeyip iniyorum aşağıya. Vallahi geç kaldım. Yardır Zeynep Allah ne verdiyse! Koşa koşa mekandan içeri giriyorum. Güzel ve şık bir yer, deniz kenarında oldukçada lüks. Koşmayı bırakıp kibar kız havalarında hızlı adımlarla görüşme yapacağım adamları arıyorum. İlerlerken bizim şirketten Murat amcayı görüyorum bana el sallıyor orda olduklarını göstermek istercesine. Hemen yanlarına gidiyorum henüz hiçbirinin suratına bakmadan konuşmaya başlıyorum.
Z "Gerçekten çok üzgünüm biraz geciktim. Hemen toplantıya başlayalım lütfen."
Yerime tamotururken tanıdık bir ses duyuyorum dikkatimi çekiyor kafamı kaldırınca donup kalıyorum. "Bu kadarı fazla ama ne olur biri bana bunun kamera şakası olduğunu söylesin"
K "Merhaba Zeynep hanım acelemiz yok daha konuşacak vaktimiz çok. Bu arada ben Kerem Sayer ortaklık yapacağınız şirketin patronunun oğluyum." ve o yamuk gülüş....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Geliyorum Demez
FanficK "Bak kardeşim bir kadına iltifat etmek önemlidir. İltifat edeceksin ki senin ağına hemen düşüversin. Mesela diz kapakları. C-A "Diz kapakları mı?" K " Aynen abicim diz kapakları. Bir kadına dünyadaki en güzel diz kapaklarının ona ait olduğunu sö...